Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesince 2017/165 E. - 2017/674 sayılı kararının Yargıtay'ca incelenmesi, davacı Hazine vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olarak ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili davasında Mahkemece tespit edilen bedelin ödenmesi nedeniyle açılan rücuan tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine ilişkin olarak verilen karara karşı, davacı Hazine vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun, ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş; hüküm davacı Hazine vekilince temyiz edilmiştir....

    Kapama karışık meyve bahçesi niteliğindeki taşınmazlara net gelirleri esas alınarak değer biçilmesinde ve davacıların zararının TMK'nun 1007. maddesi gereği devletin kusursuz sorumluluğu kapsamında kabul ile bu zararın Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, 02/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesine göre tazminat istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1945 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre kesinleşen orman kadastrosu, 1991 yılında kesinleşen aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B uygulaması ile 1957 yılında kesinleşen arazi kadastrosu vardır. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın arazi niteliğinde olduğu kabul edilmek ve gelir esasına göre değer tespit edilmek suretiyle, dava tarihi itibarıyla hesaplanan değer üzerinden tazminat ödenmesine karar verilmiş ise de karar dosya kapsamına ve yerleşik uygulamaya uygun değildir. 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu kaydının iptalinden kaynaklı tazminat davalarında, zararın, mülkiyetin kaybedildiği tarih olan, tapu iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği günde doğmuş olduğu, bu nedenle değer tespitinin bu tarih itibarıyla yapılacağı kabul edilmektedir....

        Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesine göre tazminat istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1945 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre kesinleşen orman kadastrosu, 1991 yılında kesinleşen aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B uygulaması ile 1957 yılında kesinleşen arazi kadastrosu vardır. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın arazi niteliğinde olduğu kabul edilmek ve gelir esasına göre değer tespit edilmek suretiyle, dava tarihi itibarıyla hesaplanan değer üzerinden tazminat ödenmesine karar verilmiş ise de karar dosya kapsamına ve yerleşik uygulamaya uygun değildir. 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu kaydının iptalinden kaynaklı tazminat davalarında, zararın, mülkiyetin kaybedildiği tarih olan, tapu iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği günde doğmuş olduğu, bu nedenle değer tespitinin bu tarih itibarıyla yapılacağı kabul edilmektedir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı yasal gerekçelere göre davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

            TMK'nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat davalarında, mülkiyet kaybının kesinleştiği tarihten itibaren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesine (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 125.maddesine) göre 10 yıllık genel zamanaşımı süresi içinde dava açılması gerekmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin 29.09.2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2014/6673 başvuru numaralı 25.07.2017 tarihli ... kararı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.11.2009 tarihli 2009/4-383 Esas - 2009/517 Karar sayılı kararı nazara alındığında; Hukuk Genel Kurulu kararı ile TMK'nın 1007. maddesi ile düzenlenen tazminat için hukuk yolu etkili hale gelmiş olup, HGK karar tarihi olan 18.11.2009 tarihinden önce zamanaşımı süresi dolanlar açısından makul süre içinde TMK'nın 1007. maddesine dayanılarak dava açılması gerekir....

              TMK'nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat davalarında, mülkiyet kaybının kesinleştiği tarihten itibaren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesine (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 125. maddesine) göre 10 yıllık genel zamanaşımı süresi içinde dava açılması gerekmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin 29.09.2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2014/6673 başvuru numaralı 25.07.2017 tarihli ... kararı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.11.2009 tarihli 2009/4-383 Esas - 2009/517 Karar sayılı kararı nazara alındığında; Hukuk Genel Kurulu kararı ile TMK'nın 1007. maddesi ile düzenlenen tazminat için hukuk yolu etkili hale gelmiş olup, HGK karar tarihi olan 18.11.2009 tarihinden önce zamanaşımı süresi dolanlar açısından makul süre içinde TMK'nın 1007. maddesine dayanılarak dava açılması gerekir....

                TMK'nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat davalarında, mülkiyet kaybının kesinleştiği tarihten itibaren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesine (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 125.maddesine) göre 10 yıllık genel zamanaşımı süresi içinde dava açılması gerekmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin 29.09.2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2014/6673 başvuru numaralı 25.07.2017 tarihli Yaşar Çoban kararı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.11.2009 tarihli 2009/4-383 Esas - 2009/517 Karar sayılı kararı nazara alındığında; Hukuk Genel Kurulu kararı ile TMK'nın 1007. maddesi ile düzenlenen tazminat için hukuk yolu etkili hale gelmiş olup, HGK karar tarihi olan 18.11.2009 tarihinden önce zamanaşımı süresi dolanlar açısından makul süre içinde TMK'nın 1007. maddesine dayanılarak dava açılması gerekir....

                  Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi. 2....

                    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının geçerli bir tapusu bulunmadığı gibi iptal edilmiş bir tapusununda bulunmadığı hukuki değerini yitirmiş tapu kaydına dayanılarak 1007.maddeye dayalı tazminat isteminde bulunulamayacağını beyanla istinaf yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Davacının davası TMK'nun 1007. Maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir....

                    UYAP Entegrasyonu