Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dava konusu taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16/c maddesine göre, "Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan kayalar, tepeler, dağlar, bunlardan çıkan kaynaklar gibi, tarıma elverişli olmayan sahipsiz yerlerden olduğu gerekçesi ile" tespit harici bırakıldığı saptanmıştır. Böyle bir yerin emek ve masraf sarfı suretiyle imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesini müteakip, kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesi suretiyle TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri hükümlerine göre kazanılması mümkündür. Dava dilekçesi ve davacı tarafın yargılama sırasındaki beyan ve dilekçelerinden taraflar arasındaki uyuşmazlığın tapusuz taşınmazın zilyetliğe dayalı olarak tescili isteğine ilişkin olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Ne var ki, mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlığı "TMK.nun 713/2....

    Taraflar arasındaki kadastro öncesi zilyetliğe, 3402 ... Kanun'un 13/B-c ve 13/B-b maddelerine dayalı tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı kayyımı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı kayyımı tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü: Bölge Adliye Mahkemesi uyuşmazlığı kadastro öncesi zilyetliğe 3402 ... Kanun'un 13/B-c ve 13/B-b maddelerine dayalı tapu iptal ve tescil istemi olarak nitelendirmiştir. Davacının talebi ve temyizi de aynı doğrultudadır. Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın kadastro öncesi zilyetliğe, 3402 ......

      Dava, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle TMK'nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkin olup kadastro tutanağı düzenlenip kesinleşen yerlerde 3402 sayılı Yasa'nın 12. maddesinin 3. fıkrasında öngörülen on yıllık hakdüşürücü sürenin uygulanacağı düzenlenmiştir. Oysa ki, çekişmeli taşınmaz hakkında tutanak düzenlenmemiş, tescil harici bırakılmıştır. Tescil harici bırakılan yerler hakkında kadastro öncesi sebeplere dayanarak dava açma hakkını sınırlayan bir süre de öngörülmediğine göre mahkemece işin esasına girilip, tarafların bildirdikleri deliller toplanmalı, çekişmeli taşınmazların başında yöntemince keşif yapılmalı, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene iadesine, 26.06.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        konusu yerleri kapsayıp kapsamadığı tespit edilmeli,kapsayan kısımlar yönünden davacı tarafından açılan tescil davasını tapu iptal ve tescil davası olarak dönüştürüp dönüştürmeyeceği hatırlatılmak suretiyle sorulmalı,3402 sayılı Kanun'un 17. maddesi göz önüne alınarak taşınmaz imar planı kapsamında ise imar planının onay tarihinden önce, imar planı kapsamı dışındaysa dava tarihine kadar 3402 sayılı Yasa'nın 14. ve 17. maddesinde öngörülen koşulların davacı taraf yararına gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli, 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 03/07/2005 gün ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanunu ile değiştirilen 2. fıkrası hükümlerine göre yapılacağı düşünülerek, adına tescil kararı verilecek davacılar yönünden, aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, Tapu ve Kadastro Müdürlüklerinden...

        Bu hüküm uyarınca şahıslar adına tescil şartları gerçekleşmeyen ve zilyetlikle iktisaba elverişli bulunan taşınmazların Hazinenin özel mülkiyetinde olduğunun kabulü gerekli olup, TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddelerine dayalı olarak şahıslar tarafından açılan tescil davaları gibi Hazine tarafından şahıslar aleyhine Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğu iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davaları da kamusal yönü ağırlıklı olan davalar olduğundan hakim tarafından her aşamada re'sen araştırma ve inceleme yapma olanağı mevcuttur....

          Bu hüküm uyarınca şahıslar adına tescil şartları gerçekleşmeyen ve zilyetlikle iktisaba elverişli bulunan taşınmazların Hazinenin özel mülkiyetinde olduğunun kabulü gerekli olup, TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddelerine dayalı olarak şahıslar tarafından açılan tescil davaları gibi Hazine tarafından şahıslar aleyhine Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğu iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davaları da kamusal yönü ağırlıklı olan davalar olduğundan hakim tarafından her aşamada re'sen araştırma ve inceleme yapma olanağı mevcuttur....

            Bu hüküm uyarınca şahıslar adına tescil şartları gerçekleşmeyen ve zilyetlikle iktisaba elverişli bulunan taşınmazların Hazinenin özel mülkiyetinde olduğunun kabulü gerekli olup, TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddelerine dayalı olarak şahıslar tarafından açılan tescil davaları gibi Hazine tarafından şahıslar aleyhine Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğu iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davaları da kamusal yönü ağırlıklı olan davalar olduğundan hakim tarafından her aşamada re'sen araştırma ve inceleme yapma olanağı mevcuttur....

              HAZİNE ADINA TESCİL 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 713 ] 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 18 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davadan dolayı A... 17. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 11.05.2010 gün ve 2009/566 esas 2010/161 karar sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan 14.04.2011 gün ve 2609-4430 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davalı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR Dava, kadastro harici yerin tescili isteğine ilişkin olup, mahkemece koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Ancak, kadastro harici bırakılan yer için gerek 3402 Sayılı Yasanın 14, 17 ve gerekse 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 713/1 maddesi hükmü uyarınca açılan tescil istekli davalarda husumetin taşınmazın içinde bulunduğu tüzel kişilik ile beraber arzın tabi maliki olan Hazineye yöneltilmesi gerekeceği tartışmasızdır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tescil K A R A R Dava, 4721 sayılı TMK'nin 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili davası olup; Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 02.07.2021 tarihli ve 211 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.07.2021 tarihli ve 31536 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (1.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 01.10.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

                  Bu hüküm uyarınca şahıslar adına tescil şartları gerçekleşmeyen ve zilyetlikle iktisaba elverişli bulunan taşınmazların Hazinenin özel mülkiyetinde olduğunun kabulü gerekli olup, TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddelerine dayalı olarak şahıslar tarafından açılan tescil davaları gibi Hazine tarafından şahıslar aleyhine Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğu iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davaları da kamusal yönü ağırlıklı olan davalar olduğundan hakim tarafından her aşamada re'sen araştırma ve inceleme yapma olanağı mevcuttur....

                    UYAP Entegrasyonu