Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17.maddesine dayalı zilyetliğe dayalı tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 8.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 8.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 17.4.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Taşınmazın kadastrosunun 3402 sayılı Kanuna göre yapılması, Kadastro Kanununda, bu Kanuna göre yapılan kadastro tespitlerinde 3402 sayılı Kadastro Kanunundaki usûl ve esasların uygulanacağının belirtilmesi, zilyetliğe ve/veya vergi kaydına dayalı olarak kadastrodan önceki nedenlerle açılan davalarda 30 günlük hak düşürücü sürenin uygulanıp, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanmamasının kanuna, Anayasaya, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmelerine ve hukukun genel ilkelerine aykırı olması yanında; ilgili kanunun bir maddesinin uygulanıp, diğer bir maddesinin uygulanmaması şeklinde yapılan bir uygulama ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinin yok sayılması mümkün değildir....

      Dava, TMK'nın 713/1. maddesine ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir. Bu nitelikteki davalarda TMK'nın 713/4 ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli yerel ve gazete ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması ve yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi gerekir. Mahkemece yasal ilanlar yapılmadan, yazılı olduğu şekilde davanın esası hakkında karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 15.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Davalı Hazine vekili, davanın reddine, dava konusu yerin Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı ... kişiliğine, yöntemine uygun bir biçimde dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen yargılama oturumlarına katılmamıştır. Mahkemece, dava konusu yerin davacılar tarafından kullanılmayan ve terk edilen yerlerden olması nedeniyle, Hazinenin tescil isteğinin ise, ayrı bir davada görülmesi gerektiği görüşüyle reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili ile Hazine vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir. Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, muristen intikal, eklemeli zilyetlik, imar ve ihya hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK. nun 713/1, 996, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir. Dava konusu taşınmaz 1951 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu gerekçesiyle tespit dışı bırakıldığının, ......

          Mahkemece, "Yasa'da tescil harici bırakılan yerler hakkında kadastro öncesi sebeplere dayanarak dava açma hakkını sınırlayan bir düzenleme öngörülmediğine göre, davacıya niza konusu bölümün tespit gününden önce yol olmadığını ve yararına zilyetlik yoluyla kazanma koşullarının gerçekleştiğini ispatlama imkanı verilmesi" gereğine değinen bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 17.07.2017 tarihli fen bilirkişi raporunda mavi ile çizilen 105,28 metrekarelik bölümün davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; 4721 sayılı TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir....

            Davacı Hazine vekili, 28.07.2015 havale tarihli dilekçesind.....mahallesi 156 ada 7 parsel sayılı ve 222 ada 2 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespiti sırasında tescil harici bırakılan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu ve davalı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşmadığı iddiasıyla tespitin iptali ile taşınmazların Hazine adına tescilini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davanın reddine, dava konusu parsellerin tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Yörede 1957 yılında 5602 sayılı Tapulama Kanunu hükümlerine göre yapılmış arazi kadastrosu ve 2014 yılında 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22-a maddesi uygulaması bulunmaktadır. 2015 yılında 3402 sayılı Kanunun Ek 5. maddesine göre yapılmış orman kadastro çalışmaları 27/02/2015 tarihinde kesinleşmiştir....

              Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kazanmayı sağlayan imar ve ihya ile zilyetlik hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri gereğince açılan tescil davasıdır. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp, 08.07.1949 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 2896 sayılı Kanuna göre yapılıp 21.05.1986 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması, yine 3302 sayılı Kanuna göre yapılıp 18.05.1990 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulamaları vardır....

                HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TESCİL Taraflar arasında görülen dava, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Kadastro sonucu ... İli, Merkez İlçesi, ...köyü çalışma alanında bulunan çekişmeli taşınmaz 1986 yılında yapılan kadastro çalışmaları esnasında havza-i fehmiye olduğu gerekçesiyle tespit harici bırakılmıştır. Davacı ..., çekişmeli taşınmazın babası tarafından kendisine hibe edilip zilyetliğinin devredildiği ve lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu iddiasıyla adına tescil istemiyle dava açmıştır. Davalı Hazine vekili, çekişmeli taşınmaz üzerinde davacının iktisap koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddini savunmuştur....

                  Dava; 4721 sayılı TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Kadastroca tescil harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında TMK’nın 713/4 ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli ilanların yöntemine uygun bir biçimde yapılması, yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi ve ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması gerekir. Mahkemece yasal ilanlar yapılmadan yazılı olduğu şekilde davanın esası hakkında karar verilmesi isabetsizdir. Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 01.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 630 parsel sayılı 2800 metrekarelik taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; 4721 sayılı TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir. Kadastroca tescil harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında TMK’nın 713/4 ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli ilanların yöntemine uygun bir biçimde yapılması, yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi ve ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması gerekir. Mahkemece yasal ilanlar yapılmadan yazılı olduğu şekilde davanın esası hakkında karar verilmesi isabetsizdir....

                      UYAP Entegrasyonu