Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde, yargılama aşamalarındaki beyanlarında, davada TMK'nun 713/2. maddesindeki hangi nedene dayanarak iptal ve tescil isteğinde bulunduğu açıkça belirtilmemiş, Mahkeme gerekçesinde de TMK’nun 713/2. maddesinde yazılı üç sebepten hangisine göre talebin değerlendirildiği ve hüküm kurulduğu anlaşılamamıştır. Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanun'un açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK'nun 713/2 maddesindeki düzenlemelerdir....

    Kaldı ki dosya arasında yer alan harita bütün olarak değerlendirildiğinde, dava konusu taşınmazın bir çok parseller arasında kullanılan yol niteliğinde bulunduğu, TMK .nun 715 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/B-C maddeleri uyarınca yollar, kamu malı olup, böyle bir yerin kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi ve özel mülkiyet şeklinde de tapuya tescilinin mümkün olmadığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken maddi olay ve kanıtların değerlendirilmesinde yanlışa düşülerek ve kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Mahkemece, 1984 yılında imar planı kapsamına alındığını, zilyetlik imar ve ihya yoluyla davacı yararına gerekli koşulların gerçekleşmediğini gerekçe göstermek suretiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK. nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir. Dava konusu taşınmazın bitişiğinde bulunan 292 sayılı tapulama parselinin kadastro tutanağı 29.09.1969 tarihinde düzenlendiğine göre, dava konusu taşınmazın da taşlık niteliğiyle tapulama dışı bırakıldığının kabulü gerekmektedir. Kural olarak, taşlık niteliğiyle tapulama harici bırakılan yerlerin imar ve ihyaya muhtaç olduklarının kabulü gerekir....

        Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri gözetilerek Dairemizce yapılan incelemede; Dava; tespit harici bırakılan yere ilişkin TMK 'nın 713/1 maddesi gereğince tapuya tescil talebine ilişkindir. Dava tapusuz taşınmazın TMK.'nun 713/1. maddesi uyarınca zilyetlikle tescili istemine ilişkindir. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu 713. Maddesinde, tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir, şeklinde bir düzenleme yer almaktadır. Bir taşınmazın olağanüstü zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla kazanılabilmesi için taşınmazın nitelik itibariyle zilyetlikle kazanıma uygun olmasının yanı sıra amaca uygun zilyetlik koşullarının da gerçekleşmiş olması gerekir....

        Maddesine göre mirasçı bırakmaksızın ölen kimsenin mirası devlete geçer ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 18. Maddesine uyarınca, kanunlar gereğince hazineye geçen taşınmazların zilyetlikle kazanılması mümkün değildir. (Yargıtay 8 HD 2015/22032- 2018/19111). Dosyada bulunan Anamur Sulh Hukuk Mahkemesince verilen 09/10/2018 tarih ve 2017/1015- 2018/874 sayılı mirasçılık belgesinin incelenmesinden dava konusu payın hazine adına isabet ve intikaline karar verildiği anlaşılmakla davanın reddin şeklinde karar verildiği görülmüştür. "...Öte yandan; Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanun'un açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK'nin 713/2. maddesindeki düzenlemelerdir....

        Dava, dava konusu taşınmazlarda malik olarak gösterilen ... mirasçıları ile ... mirasçıları’nın TMK'nin 713/2. fıkrasında yer alan; “...maliki tapu kütüğünde kim olduğu anlaşılamayan...” hukuki sebebine dayalı olarak TMK'nin 713/1 ve 2. fıkraları gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanunun açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK'nin 713/2. maddesindeki düzenlemelerdir....

          Dava dilekçesi, mahkemenin kabulü ve tüm dosya kapsamına göre dava; TMK'nun 713/2. fıkrasında yer alan; “ … maliki 20 yıl önce ölmüş …” hukuki sebebine dayalı olarak TMK'nun 713/1-2. fıkraları gereğince açılan tapu iptali ve tescil davasıdır. Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanunun açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK'nun 713/2. maddesindeki düzenlemelerdir....

            Somut olaya gelince, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 7/4. maddesine göre kadastro tutanağı düzenlenmeyen ve paftasında yol olarak gösterilen bu yerle ilgili olarak kadastroya tabi olması yolunda herhangi bir iddia vaki olmamış ve dava tarihi olan 28.10.2010 tarihine kadar geçen süre içerisinde hak arama yoluna başvurulmamıştır. Bu nedenle; davanın, makul sürede açılmadığı ve dava konusu taşınmazın paftasında yol boşluğu olarak gösterildiği tarihten dava tarihine kadar 20 yıl geçmediği dikkate alınarak, reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Kabule göre de; dava TMK. nun 713/1. maddesine dayalı olarak açılan "tescil" davası olduğu halde, mahkemece " tapu iptali ve tescil " davası olarak nitelendirilmesi ve paftasında "yol" olarak belirlenen taşınmaz tapusuz yer olduğundan mahkemenin kararında yazılı olduğu üzere “yol olarak tescil gören alanın iptali” şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

              Mahkemece; davacı yararına TMK.nun 713/2 madde koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, karar verilmesi üzerine; hüküm, dahili davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve TMK.nun 713/2. maddesine dayalı olarak tapu kaydının hukuki değerini yitirdiği gerekçesiyle açılan tapu iptali ve tescil davasıdır. Dava, TMK.nun 713/2. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanunun açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK.nun 713/2. maddesindeki düzenlemelerdir....

                Öte yandan; Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanun'un açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK'nin 713/2. maddesindeki düzenlemelerdir. Anılan maddede, "aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılmayan veya yirmi yıl önce ölmüş ya da hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir" hükmüne yer verilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu