TMK'nun 589. ve devamı maddelerine dayalı "koruma önlemi" olarak ölüm tarihi itibariyle korunması amacıyla terekenin tespiti istemine ilişkindir. 6100 s. HMK' nun "İstinaf yoluna başvurulan karar" başlığı taşıyan 341- (1) maddesi ile; ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı, istinaf yoluna başvuralbileceği öngörülmüştür. Tereke tespiti, korunması ve yönetilmesi ile ilgili 4721 s. TMK'nun 589. ve devamı maddeleri gereğince alınması gereken önlemlere ilişkin kararlar nihai hüküm niteliğinde (Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 2016/5952 Esas - 2019/278 Karar, 2016/6215 Esas - 2019/528 Karar sayılı ilamları) olmadığından istinafı kabil değildir. Mahkemece yapılan işlem terekenin muhafazası ve hak sahiplerine intikal etmesini temin için alınması gereken tedbirlere ilişkindir. (4721 s....
Dava, TMK’nun 589. maddesi gereği terekenin tedbir mahiyetinde tespitine ilişkindir. Dosyada mevcut Beşiktaş 18. Noterliğinin 19/12/2019 tarih 04079 yevmiye numaralı mirasçılık belgesine göre muris Mustafa Horasan'ın 25/04/2017 tarihinde vefatı ile terekesi 5 pay kabul edilerek 1'er payının T7, T5, T1 T3 ve T2'a aidiyetine karar verildiği görülmüştür. Miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakimi, istem üzerine veya res'en tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. Bu önlemler özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve varsa vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir (TMK.nun 589/1- 2 maddesi). Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır....
Dava; terekenin tespiti, gerekli koruma önlemlerinin alınması, resmen yönetilmesi ve tasfiyesi istemine ilişkindir. Terekesinin tespiti, koruma önlemlerinin alınması, resmen yönetilmesi ve tasfiyesi istenilen T3 22/07/2021 tarihinde vefat etmiş, sunulan veraset ilamına göre geride mirasçı olarak eşi Zerin Sabancı ile çocukları İsmail Sabancı, Emine Kamışlı ve Sadıka Gül Sabancı kalmıştır. Davacı mirasçılardan Sadıka Gül Sabancı'nın alacaklısı olduğundan ve borçlunun mal kaçırdığından bahisle işbu davayı açmıştır. Bilindiği üzere TMK.nun 590/3. maddesine göre "mirasçılardan veya ilgililerden biri, ölüm tarihinden başlayarak bir ay içinde istemde bulunursa defter tutma işlemi gecikmeksizin tamamlanması" gerekmektedir. Maddede konu edilen ilgililer deyimi kapsamına Yargıtay içtihatlarına göre murisin alacaklıları ile kendilerine muayyen mal vasiyet edilen musalehler girmektedir....
Maddesi gereği, sulh hakimi terekenin resmi defterini, herhangi bir süreye tabi olmaksızın re'sen düzenlenmekle yükümlüdür. 4721 sayılı TMK'nın 631. maddesine dayalı "terekenin resmi defterinin düzenlenmesi" ölüm tarihi itibariyle mirasçı sıfatını kazanan devletin, terekenin borçlarından miras yoluyla kendisine geçen değerler nispetinde sorumlu olmasını sağlamaya yönelik bir hüküm olup, 4721 sayılı TMK'nın 619. maddesinde düzenlenen mirası kabul veya redde esas olmak üzere "resmi defter tutma" düzenlemesinden farklı amaçlara yöneliktir. 4721 sayılı TMK'nın 631. maddesinde bir nevi "koruma önlemi" olarak ölüm tarihi itibariyle terekeyi oluşturan unsurları belirlemek, böylece olası ihtilaflarda başvuru kaynağı oluşturmak, bu sayede terekenin içeriği ile ilgili ölüm anındaki durumu öğrenme imkanını elde etmeye yönelik olarak terekede bulunan mal ve hakların tespitine ilişkindir....
Dava miras bırakana ait terekenin mahkemece tespiti isteminden ibarettir. HMK'nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından davanın reddine karar verilmesi üzerine iş bu karar davacı tarafından istinafa konu edilmiş ise de, istinaf dilekçesi ile dava dilekçesi içeriğinden anlaşıldığı üzere davacı miras bırakanına ait bilinmeyen terekenin mahkemece tespitini talep etmektedir. Bilindiği üzere terekenin tespiti müessesesi TMK 589 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Maddedeki terekenin tespiti talebi, mirasçılar tarafından tespit edilmiş ve var olan ancak koruma altına alınmadığı ve tespiti yaptırılmadığı takdirde terekeden ayrılma ve kaybolma ihtimali bulunan tereke mallarının tespiti isteminden ibarettir. Mirasçılar tarafından tespit edilememiş mal varlığının mahkemece tespiti istemi TMK 589 ve devamı maddeleri ile bağdaşmamaktadır....
yapılarak terekenin tam olarak tespiti gerektiğini, izah edilen sebeplerle kimlik numaralı T7'ın terekesindeki mal varlığının TMK madde 589 vd uyarınca tespitini ve defter tutulmasını, bu kapsamda murisin terekesinin taşınmazlar yönünden tespiti için öncelikle UYAP üzerinden sorgulama yapılmasını, terekede bulunan taşınmazların tespit edilebilmesi için tapu sicil müdürlüğüne müzekkere yazılmasını, murisin terekesinin bankada bulunan paralar yönünden tespiti için Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’na müzekkere yazılmasını ve tespit edilecek tereke konusu taşınmaz ve banka hesaplarının üzerine 3. kişilere devir ve temliklerinin önlenebilmesi için TMK 589 gereğince ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir....
Davalı ve birleştirilen dava davalısı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili temyiz dilekçesinde, mirasın reddi için gereken yasal hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddedilmesi gerektiğini, terekenin aktif ve pasifinin ve terekenin davacı tarafından benimsenip benimsenmediğinin yeterince araştırılmadığını belirterek hükmün bozulmasını istemiştir. 5.YARGITAY KARARI 5.1.Dava, terekenin borca batık olduğunun tespiti hukuksal nedenine dayalı olarak TMK'nun 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi davasıdır. 5.2.Türk Medeni Kanununun 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi davasında, ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK. 605/2 madde). Bu maddeye dayanan talepler süreye tabi olmayıp, mirasçıların iyi niyetli ya da kötü niyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Mirasbırakanın ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir....
Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin murisin ölüm tarihinde borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, ... müdürlüğü v.b. Kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi, mirasçının mirası kabul anlamına gelen davranışlarda bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir. Somut olayda, mahkemece asıl ve birleştirilen davalar yönünden davanın kabulü ile; davacıların murisi ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.08.2014 gününde verilen dilekçe ile terekenin TMK'nin 619 vd. maddeleri gereğince resmi defterinin tutulması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 10.02.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, TMK'nin 619 vd. maddeleri gereğince terekenin resmi defterinin tutulması talebine ilişkindir. Davacı vekili, muris ...'un 22.02.2011'de vefat ettiğini, davacının anne ve babasını 1999 yılındaki depremde kaybettikten sonra anne tarafıyla yaşadığı anlaşmazlık sounucu görüşmediğini, dayısı olan murisin ölümünü murisin mirasçıları aleyhine ... 2....
Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Bu işlem, tespiti yapılan malvarlığı unsurlarının terekeye ait olduğu, tespit edilmeyenlerin de terekeye ait olmadığına delil teşkil etmez. Mirasçıların, tespit olunanlara "onay" vermeleri veya benimsemeleri, onları tespiti yapılmamış olan borçlara ilişkin sorumluluktan kurtarmayacağı gibi, tespit edilmemiş olan tereke alacakları için de talepte bulunamayacakları anlamına gelmez. Mirasçılar, terekenin tespitine rağmen, birbirlerine yahut üçüncü kişilere karşı tespit edilmiş veya edilmemiş (deftere yazılmış veya yazılmamış) olanları ihtilaf konusu yapabilirler. "Koruma önlemi" olarak tutulan defter (terekenin yazımı), sonradan gündeme gelebilecek mirasın bölüştürülmesine yahut başka bir özel hukuk ilişkisine de esas olmaz. Sonradan başka bilgilerin çıkması ve bu kapsamda mevcut kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde defter içeriği her zaman değiştirilebilir....