Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.02.2011 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal, maddi ve manevi tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 13.03.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi, kal, maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir....

    Dava; komşuluk hukukundan kaynaklı uyuşmazlığın çözümü ile el atmanın önlenmesi ve yıkım istemlerine ilişkindir. 1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2. Somut olayda; davacı, davalı tarafın yaptığı duvarın kendi taşınmazına su basmasına sebep olduğundan bahisle komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve kal istemiştir. Dolayısıyla anılan istek yönünden uyuşmazlığın çözümünde Türk Medeni Kanun'un 737 ve devamı maddelerindeki komşuluk hukuku hükümlerinin uygulanması gerektiği açıktır. Ancak dosya kapsamında, davacının bu iddiası ile ilgili herhangi bir araştırma yapılmış değildir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan el atmanın önlenmesi, terditli olarak tazminat istemine ilişkindir. TMK m. 683 deki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir....

      Somut olayda, dava konusu GSM baz istasyonu hekimköy Sitesine ait taşınmazlar dışında, komşu taşınmazda bulunduğu ve uyuşmazlığın komşuluk hukukundan doğan ve hukuka aykırı olarak komşuyu rahatsız etmeden kaynaklanan dava olduğu,Bu nedenle 634 Sayılı Yasa uyarınca Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin değil, Türk Medeni Kanunun 737 ve devamı maddelerindeki komşuluk hukuku hükümlerinin uygulanması gerektiği ve 5235 sayılı kanunun 6/2 maddesi gereğincede, görevli mahkeme genel hükümlere göre davanın ilk açıldığı Asliye Hukuk Mahkemesinde, görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 25.6.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez....

          Asliye hukuk mahkemelerinin görevi HMK'nin 2. maddesinde belirlenmiş olup 2/1 maddesine göre dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalarda aksine bir hüküm bulunmadıkça asliye hukuk mahkemeleri görevlidir; 2/(2) maddesine göre de bu Kanun ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir. Başka bir deyişle Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre asliye hukuk mahkemeleri genel görevli mahkemedir.Somut olayda; davacı, davalının işlettiği binada ki taşkın kullanımın sonlandırılmasını talep etmekle, tarafların ticari faaliyetinden kaynaklanan uyuşmazlığa ilişkin olmayıp, TMK’nin 737. maddesinden kaynaklanan komşuluk hukukuna ilişkindir. Davanın TTK ' da sayılan mutlak veya nispi ticari dava olmadığı, tarafların ticari işletmesiyle ilgili bulunmayan uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.8.2005 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesinin istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 18.7.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, komşuluk hukukuna aykırı davranışın giderilmesi istemiyle açılmıştır. Mahkemece, dava kabul edilerek 34 numaralı parseldeki yapının çatı oluğunun bilirkişi raporundaki gibi uzatılmasına karar verilmiştir. Hükmü davacı temyiz etmiştir. Gerçekten, Türk Medeni Kanununun 737.maddesine göre malikin taşınmazını kullanırken komşularını etkileyecek taşkınlıklardan kaçınması gerekir....

              Komşuluk hukukundan söz edilirken sadece duvarın su basmasına sebep olduğundan söz edilmediğini, d. Bu duvarın yapılması ve demir kapının kapanması sebebiyle, imar yolu da açılmadığından müvekkilinin evine sadece (24) parsel ile aralarında bulunan (dar çıkmaz yoldan) gidebildiğini, e. Yolun darlığı ve araç geçip geçemeyeceğinin incelenmediğini, f. Komşuluk ve akrabalık hukukunun nazara alınmadığını, g. Önceki karar davalı tarafından temyiz edilmemiş olup, son karar ile ilk kararda davalı lehine verilen 1.500,00 TL vekâlet ücretinden fazlasına karar verilemeyeceği ileri sürülmüştür. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, komşuluk hukukundan kaynaklı uyuşmazlığın çözümü ile elatmanın önlenmesi ve yıkım istemlerine ilişkin olup uyuşmazlık, davanın reddi kararının eksik incelemeye ve hatalı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk a....

                Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’nin "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez....

                  Komşuluk hukukundan kaynaklı yükümlülüklere aykırılıktan kaynaklı zararın tazminine karar verebilmek için, hukuka aykırı kusurlu eylem sonucu oluşan zarar ve hukuka aykırı kusurlu eylem ile zarar arasında illiyet bağının olması gerekir. Oluşan zararın kapsamı belirlenirken ise, tarafların zararın oluşumuna hangi oranda etki ettikleri yani müterafik (bölüşük) kusurlarının olup olmadığı belirlenerek davacının zararın artmasında kusuru varsa, tazminat miktarı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 52. maddesine göre indirilmeli veya tamamen ortadan kaldırılmalıdır. TMK'nın 730 ve 737. maddelerinden doğan sorumluluk kusura bağlı bir sorumluluk olmadığından, davalının kusursuz olması tazminat miktarının düşürülmesinde etkili olamaz....

                  UYAP Entegrasyonu