Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hükmü, davacı vekili ve davalı temsilcisi temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre davacı vekilinin ve davalı temsilcisinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2-Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarının esas kaynağını TMK’nın 737. maddesi oluşturur. TMK m. 683 deki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03.10.2013 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve yıkım talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 07.05.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve yıkım istemine ilişkindir....

      Somut olayda, davacı tarafından davalıya husumet yöneltilerek komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme talep edilmiş ise de keşifte, davacının taşınmazındaki boru ve rögarın kim tarafından yapıldığı hususunda davacı tarafa ispat imkanı tanınmamış olmakla birlikte davalıya ait taşınmazın ... kaydı getirtilmek suretiyle taraf teşkilinin gerçekleşip gerçekleşmediği denetlenmemiştir. Tüm bu nedenlerle; 1-) Öncelikle “... ili, ... ilçesi, .../......

        TMK’nın 738. maddesiyle, 737. maddeye benzer daha özel bir düzenleme getirilmiştir. Söz konusu madde hükmüne göre "Malik, kazı ve yapı yaparken komşu taşınmazlara, onların topraklarını sarsmak veya tehlikeye düşürmek ya da üzerlerindeki tesisleri etkilemek suretiyle zarar vermekten kaçınmak zorundadır. Komşuluk hukuku kurallarına aykırı yapılar hakkında taşkın yapılara ilişkin hükümler uygulanır.” Bir kimsenin kendi taşınmazında yaptığı hafriyat veya inşaat nedeniyle komşusunun taşınmazına bir zarar vermiş veya onu zarara maruz bırakmışsa, bu zararın hoşgörü sınırlarını aşıp aşmadığını aramaya gerek yoktur. Küçük bir zarar doğmuş olsa dahi gerekli önlemlerin alınmasına karar verilmelidir. Bu özellik TMK'nın 737. maddesi ile 738. maddesi arasındaki önemli farklardan biridir. Öteki önemli fark ise genellikle TMK'nın 737. maddesine göre zarar meydana geldikten sonra dava açılır....

          Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz. Ancak, davacının zararın artmasında kusuru varsa, tazminat miktarı 6098 s. TBK' nun 52. maddesine göre indirilmeli veya tamamen ortadan kaldırılmalıdır. 4721 s. TMK'nun 737 ve 730. maddelerinden doğan sorumluluk kusura bağlı bir sorumluluk olmadığından davalının kusursuz olması tazminat miktarının düşürülmesinde etkili olamaz. Anılan Kanunun taşınmaz mülkiyet hakkının kısıtlamalarını düzenleyen “komşu hakkı” bölümünde “kullanım biçimi” başlığı altında yer alan 737. maddesi; “Herkes, taşınmaz mülkiyetinden doğan yetkilerini kullanırken ve özellikle işletme faaliyetini sürdürürken, komşularını olumsuz şekilde etkileyecek taşkınlıktan kaçınmakla yükümlüdür....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.09.2014 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve kal talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.05.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, komşuluk hukukuna dayalı elatmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir. Davacı, kayden maliki olduğu 849 ve 850 parsel sayılı taşınmazlarının sınırına komşu 848 parsel sayılı taşınmaz malikinin uzun yıllar önce çınar ağacı diktiğini, bu ağaçların taşınmazına zarar verdiğini, zirai faaliyetine mani olduğunu beyanla elatmanın önlenmesi ve ağaçların kal’ini istemiştir....

            İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre; dava, komşuluk hukukuna dayalı olarak davalının kendi taşınmazına yapmış olduğu balkonun kapatılması şeklindeki yapının kal ve eski hale getirilmesi istemine ilişkindir. Buna göre, somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin 01.09.2020 tarihinde yürürlüğe giren Hâkimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 25/06/2020 tarihli, 564 ve 586 sayılı Bölge Adliye Mahkemeleri İş Bölümü Kararı gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin görev alanında kaldığı,(Tapu kaydına bağlı taşınmazlarda, TMK'nın 737. maddesine dayalı komşuluk hukukuna aykırı davranışın giderilmesine ilişkin davalar (komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davaları dâhil) sonucu verilen hüküm ve kararlar,) işbölümü yönünden Dairemizin görevli olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 07.12.2013 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi yıkım ve komşu parsele geçici olarak girilmesine izin verilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi, yıkım ve komşu parsele geçici olarak girilmesine izin verilmesi istemine ilişkindir....

              Davanın konusu davalının eyleminden kaynaklanan maddi tazminat talebidir. Görülmekte olan dava TTK'nun 4.maddesi kapsamında sayılan ticari nitelikte bir dava olmayıp TMK'da düzenlenen komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat isteği söz konusu olduğundan davaya bakmakta görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Görev kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir. Yasal düzenleme kapsamında davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla davaya Asliye Ticaret Mahkemesince bakılıp esas hakkında hüküm tesisi hatalı olmuştur. Bu nedenle kamu düzenine yönelik yapılan inceleme neticesinde kararın kaldırılması gerekmiştir....

              Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir. Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’nın "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir. Elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için kural olarak zararın doğmuş olması gerekir. İleride zarar doğacağından bahisle dava açılamayacağından bu şekilde açılan davalar reddedilmelidir. Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davlarında davalının kusurlu olması aranmaz....

                UYAP Entegrasyonu