Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK'nın 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

DAVA KONUSU : Ortaklığın Giderilmesi (Paylı Mülkiyette) KARAR : Antalya 3. Sulh Hukuk Mahkemesin'in 2020/759 E. - 2021/1002 K. sayılı dosyası üzerinden istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize intikal eden dosya incelendi: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların dava konusu Antalya İli, Muratpaşa İlçesi, Gençlik Mahallesi, 873 ada, 8 parselde kayıtlı 5 no.'lu bağımsız bölüme birlikte malik olduklarını, tarafların aralarında uzlaşma sağlayamadığını belirterek aynen taksim ve ifrazı da mümkün olmadığından ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Yerel mahkemece yapılan yargılama sonunda; "Paydaşlardan her biri malın paylaşılmasını isteyebilir (TMK md.698) paylaşma malın aynen bölüşülmesi veya pazarlık ya da arttırmayla satılarak bedelinin bölüşülmesi biçiminde gerçekleştirilir....

Dava, paydaşlar arası elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talebine ilişkindir. 1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2.Kural olarak, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenmesini isteyebilir. Ecrimisil, ise bir para alacağı olup bölünebilir nitelikte olduğundan elbirliği halinde maliklerden birisinin de ecrimisil isteyebileceği kuşkusuzdur. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 688. maddesinde; “Paylı mülkiyette birden çok kimse, maddî olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla maliktir. Başka türlü belirlenmedikçe, paylar eşit sayılır. Paydaşlardan her biri kendi payı bakımından malik hak ve yükümlülüklerine sahip olur....

    Yine bu tür mülkiyette işin özelliği gereği ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır. Şayet davalı olacaklarsa davanın ortakların tümü aleyhine açılması gerekir. Hal böyle olunca, yukarıdan beri açıklandığı gibi, 487 ada 5 parselin malikleri arasında gerek paylı, gerekse elbirliği halinde mülkiyet olsa dahi, her iki halde de davanın parselin tüm maliklerine yönetlilerek görülmesi gerekir. Mahkemece bu yönlerin gözetilmemiş olması bozmayı gerektirmiştir. Öte yandan, HUMK.nun 388 ve 389. maddeleri gereğince hüküm sonuçlarından her biri hakkında verilen hüküm ile taraflara yüklenen borç ile hakların birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak ve infaz edilebilir şekilde gösterilmesi gerekir. Aski halde, taraflar arasındaki uyuşmazlık giderilmiş olmaz ve yeni bazı çekişmelerin doğmasına sebebiyet verilir....

      Dosyada yer alan tapu kaydından taşınmazın davalı dışında üçüncü kişiler adına da paylı mülkiyet rejimine tabi olarak kayıtlı olduğu görülmektedir. Türk Medeni Kanununun 688 maddesinde paylı mülkiyet “birden çok kimsenin maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla malik olmaları” şeklinde ifade edilmiştir. Bu tanıma göre paylı mülkiyetin söz konusu olabilmesi için birden fazla kişinin bir mala paylı malik bulunması ve bu malın malikleri arasında maddi olarak paylaşılmış olunmaması gerekir. Paylı mülkiyette, mülkiyet hakkına sahip birden ziyade kişi olmasına rağmen, eşya üzerinde tek bir mülkiyet hakkı mevcut bulunur. Eşya üzerindeki bu tek mülkiyet hakkı malikler arasında bir paylı mülkiyet birliği meydana getirir. Her paydaş mülkiyet hakkının belli bir payına sahip olur. Dolayısıyla, tapu kayıt maliklerinin tamamı, üzerindeki ağaçlarda mülkiyet hakkı sahibidir....

        Davacı vekili, İcra İflas Kanununun 121. maddesi gereğince aldığı yetki belgesine dayanarak davalı borçlu ...’in borcundan dolayı 114 ada 15, 122 ada 27, 130, 134 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne ve ortaklığın satış sureti ile giderilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir. Elbirliği mülkiyetinde borçlu ortağın alacaklısı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Paylı mülkiyette ise, borçlu paydaşın alacaklısı, borçlunun bağımsız payının haczini ve satışını isteyebileceğinden yetki belgesine dayanarak taşınmazın paydaşlığının giderilmesini istemesi yasa koyucunun amacına uygun değildir....

          Önalım hakkı TMK 732 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, ''paylı mülkiyette bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını tamamen veya kısmen 3.kişiye satması halinde diğer paydaşlar önalım hakkını kullanabilirler.'' yani, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü kişiye satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden 3 ay ve herhalde satışın üzerinden 2 yıl geçmekle düşer....

          Her ne kadar yukarıda belirtildiği gibi paylı mülkiyette harici taksim geçersiz ise de taksim gereği yapılarak, intikaller gerçekleştirilmiş ise artık taksimin geçersizliğini ileri sürmek Yargıtay ve Daire uygulamamıza göre, TMK'nin 2. maddesi anlamında hakkın kötüye kullanılması olarak kabul edilmektedir....

            Somut olayda; paylı mülkiyete tabi bulunan dava konusu taşınmazda davalının 370/720 hisseye malik olması nedeniyle pay ve paydaş çoğunluğuna sahip olduğu, davacı her ne kadar tarafların paylı mülkiyetine sahip oldukları gayrimenkulün TMK.690- 693 maddelerine istinaden mahkeme kararıyla üçüncü kişiye kiralanması talebinde bulunmuş ise de TMK. 691/3 maddesinin pay ve paydaşların eşitliği halinde uygulanması mümkün olup dava konusu taşınmazda pay ve paydaş eşitliği bulunmadığından TMK.691/3 maddesinin uygulanmasının mümkün bulunmadığı, kabul edilerek ilk derece mahkemesince açılan davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı yön bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/(1).b.1 maddesi gereğince incelenen mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, kesin olmak üzere karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

            Toplanan deliller ve dosya içeriğinden, çekişme konusu 983 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tarafların ortak murisi Osman Güler (200/1475 hisse) ile dava dışı kişiler adlarına, arsa niteliği ile paylı mülkiyet hükümlerine göre kayıtlı olduğu, davacıların davalarına dayanak olarak sundukları 25.7.1995 tarihli anlaşma tutanağı ile, Osman Güler mirasçıları tarafından yapılan birinci ve ikinci katları dükkan, beş katı daire olmak üzere toplam yedi katlı binanın mirasçılar arasında paylaşıldığı, çatı katı ve birinci kat dükkanın 5 kardeşin ortak malı olarak bırakıldığı görülmüştür. Hemen belirtilmelidir ki, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman isteyebilir....

              UYAP Entegrasyonu