Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri, bilinçsizleri ve acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (TMK 24), isme saldırı (TMK 26), nişan bozulması (TMK 121), evlenmenin feshi (TMK 158), bedensel zarar ve ölüme neden olma (BK 47–TBK 56) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir (BK 49- TBK 58). Bunlardan TMK’nın 24. maddesi ile BK’nın 49. (TBK.58) maddesi daha kapsamlıdır. TMK’nın 24. maddesinin belli yerlere yollaması nedeniyle böyle bir durumun bulunduğu yerde, onu düzenleyen kurallar (örneğin; TMK 26, 174, 287); bunların dışında BK’nın 49.(TBK.58) maddesi uygulanır. TMK’nın 24. ve BK’nın 49. (TBK.58) maddesinde belirlenen kişisel çıkarlar, kişilik haklarıdır. Kişilik hakları ise, kişisel varlıkların korunmasıyla ilgilidir....

    Bu itibarla, Davanın kabulü ile TMK 161 ve 166/1.madde kapsamında boşanmaya karar verilmesinde, Müşterek çocuğun, yaşı ve fiili durum dikkate alındığında velayet ve kişisel ilişkiye dair yapılan düzenlemede bir isabetsizlik görülmemiştir. Boşanma veya ayrılık vukuunda, velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır (TMK. md.182/2) amir hükmü gereğince, velayeti anneye verilen ortak çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen nafaka miktarı yerindedir. Ancak, Türk Medeni Kanununun 174/1.maddesi, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin, diğerinden daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir....

    Hal böyle iken, davalı kadının tam kusurlu kabul edilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. b-Davalı kadın, cevap dilekçesinde maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2) ile yoksulluk nafakası (TMK m. 175) talebinde bulunmamış, 15.01.2015 tarihinde sunduğu ıslah dilekçesi ile davacı erkekten maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2) ve yoksulluk nafakası (TMK m. 175) talebinde bulunmuş, ancak ıslah talebine ilişkin harcı yatırmamıştır. Davalının boşanmanın fer'i niteliğinde olan maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına ilişkin ıslah talebi ile ilgili olarak davalıya maktu ıslah harcını yatırması için süre verilmesi ve gerçekleşecek sonucu uyarınca talep hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde talebin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

      in fiilen davacıya teslim edildiği tarihe kadar bu çocuk yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK m. 4, TBK m. 50 ve 52) dikkate alınarak davacı yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir....

        -TL yoksulluk nafakası olarak devamına, davacı-karşı davalı kadının maddi tazminat talebinin kabulü ile 20.000,00.-TL maddi tazminatın davalı-karşı davacı erkekten alınarak davacı-karşı davalı kadına verilmesine, davacı-karşı davalı kadının manevi tazminat talebinin kabulü ile 20.000,00.-TL manevi tazminatın davalı-karşı davacı erkekten alınarak davacı-karşı davalı kadına verilmesine, davalı-karşı davacı erkeğin maddi-manevi tazminat talepleri ile nafaka talebinin reddine, tarafların birbirlerinden ziynet ve eşya alacağı, mal rejiminden kaynaklı katılma alacağı, katkı payı ve değer artış payı hususlarında talepleri bulunmadığından bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmiştir....

        Boşanma sonucu davacı kadın, en azından davalının maddi desteğini yitirmiş olup mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK m.4, TBK m.50,51) dikkate alınarak davacı kadın yararına uygun miktarda tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. 4-Boşanma davalarında davanın kabul veya ret durumuna göre vekalet ücretine hükmedilir. Boşanma davası ile birlikte talep edilen boşanmanın fer'i niteliğinde olan tazminatlar (TMK m.174/1-2) ve nafakaların (TMK m.175) kabul veya reddi halinde taraflar yararına ayrıca vekalet ücretine hükmedilemez. Harca da tabi olmayan bu taleplerin kısmen kabulü nedeniyle manevi tazminatın reddedilen kısmı ve yoksulluk nafakası ile maddi tazminatın reddi yönünden erkek yararına vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

          Ancak; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun TMK nun 304. maddesinde ana, babalık davasıyla birlikte veya ayrı olarak baba veya mirasçılarından doğum giderlerini, doğumdan önceki veya sonraki altışar haftalık geçim giderlerini, gebelik ve doğumun gerektirdiği diğer giderleri isteyebileceği düzenlenmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde, TMK nun 304. maddesi kapsamında ananın mali haklarına ilişkin olarak doğumdan önceki ve sonraki altışar haftalık geçim giderleri ile doğum giderlerini içerir şekilde maddi tazminat talebinde de bulunmuştur. Bu giderler yasada tek tek sayılmıştır. Mahkemece temyiz eden davacı yönünden yasada belirtilen giderler hakkında; dosyaya sunulan belgeler ile belgelendirilemeyen ancak mutad olan diğer giderler de göz önüne alınarak maddi tazminat istemi hakkında uzman bilirkişiden rapor alınmak suretiyle karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile maddi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

            O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK m. 4, TBK m. 50 ve 52) dikkate alınarak davacı-karşı davalı erkek yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. 2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne, kişilik haklarına, özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığına, manevi tazminat isteyenin boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılmasına nazaran davacı-karşı davalı erkek yararına hükmolunan manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile, Türk Borçlar Kanununun 52. ve 58. maddeleri nazara alınarak daha uygun miktarda manevi tazminat (TMK m. 174/2) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir....

              Bu husus nazara alınmadan talep dışına çıkılarak davacı yararına maddi ve manevi tazminat takdir ve tayini doğru bulunmamıştır. 3-Davalı kadının cevap dilekçesinde istediği maddi (TMK m.174/1) ve manevi tazminat (TMK m.174/2) talepleri hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 12.03.2018(Pzt.)...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanmadan Sonra Açılan Maddi ve Manevi Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından, tazminatların miktarları ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK md.174/1) ve manevi (TMK md. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır....

                  UYAP Entegrasyonu