O halde velayeti temyiz eden anneye tevdi edilen müşterek çocuklar Fazilet ve Nazlı için iştirak nafakasına hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırıdır. 3-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....
Dava, trafik kazası nedeniyle karşı araç kasko ihtiyari mali mesuliyet sigortasından, manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece verilen kısmen manevi tazminat kararı, davacı tarafça miktarın azlığı iddiasıyla istinaf edilmiştir. Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir. Manevi tazminata karar verilebilmesi için BK 49 (TBK’nun 58) maddesindeki koşulların oluşması gerekir. Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır....
Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. TMK.705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır. Dolayısıyla bu tür bir dava, taşınmazların mülkiyetlerinin yitirilmesine ilişkin iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarihten sonra açılabileceğinden, mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle de taşınmazların değerinin tespit edilmesi gerektiği kuşkusuzdur....
Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK mad.229) ve denkleştirmeden (TMK mad.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK mad.219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK mad.231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK mad.236/1). Katılma alacağı, Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur. Değer artış payı alacağı; eşlerden birinin diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun karşılık almaksızın esaslı katkıda bulunması durumunda, tasfiye sırasında bu malda meydana gelebilecek değer artışı için katkısı oranında sahip olduğu alacak hakkıdır (4721 Sayılı TMK mad.227)....
Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (TMK 24), isme saldırı (TMK 26), nişan bozulması (TMK 121), evlenmenin feshi (TMK158), bedensel zarar ve ölüme neden olma (BK 47) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir (BK 49). Bunlardan TMK’nın 24. maddesi ile BK’nın 49. maddesi daha kapsamlıdır. TMK’nun 24. maddesinin belli yerlere yollaması nedeniyle böyle bir durumun bulunduğu yerde, onu düzenleyen kurallar (örneğin; TMK 26, 174, 287); bunların dışında BK’nun 49. maddesi uygulanır. TMK’nın 24. ve BK’nın 49. maddesinde belirlenen kişisel çıkarlar, kişilik haklarıdır. Kişilik hakları ise, kişisel varlıkların korunmasıyla ilgilidir....
Hal böyle iken, davalı kadının tam kusurlu kabul edilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. b-Davalı kadın, cevap dilekçesinde maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2) ile yoksulluk nafakası (TMK m. 175) talebinde bulunmamış, 15.01.2015 tarihinde sunduğu ıslah dilekçesi ile davacı erkekten maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2) ve yoksulluk nafakası (TMK m. 175) talebinde bulunmuş, ancak ıslah talebine ilişkin harcı yatırmamıştır. Davalının boşanmanın fer'i niteliğinde olan maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına ilişkin ıslah talebi ile ilgili olarak davalıya maktu ıslah harcını yatırması için süre verilmesi ve gerçekleşecek sonucu uyarınca talep hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde talebin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Davalı vekili, davacının katkısının bağış niteliğinde olduğu ve boşanmanın zina nedeniyle sonuçlandığı gerekçesiyle TMK 252. maddesi uyarında açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacı eşin evliliği sona ermesine bağlı alarak açtığı tasfiyeden kaynaklanan alacak davasının tarafların zina sebebiyle (TMK m. 161) boşandığı ve davacının kusurunun ağırlığı nedeni ile, TMK 236/2 . maddesi uyarınca tasfiyeden kaynaklı alacak talep edemeyeceği gerekçesi ile, taraf delillerinin tamamını toplamadan davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, değer artış payı alacağı ve katılma alacağı isteğine ilişkindir....
GEREKÇE : Asıl dava, TMK 166/1.maddesi uyarınca açılan boşanma ve ziynet, karşı dava ise, TMK 162 ve TMK 166/1 maddesi uyarınca açılan boşanma ve ziynet alacağı talebine ilişkindir....
Dava; fiili ayrılık (TMK md. 166/son) nedenine dayalı boşanma davasına ilişkindir. Davacı erkek vekilinin; kadın yararına hükmedilen manevi tazminata yönelik istinaf talebinin incelenmesinde; Boşanma yüzünden kişilik hakları zarar gören, kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu diğer taraftan uygun bir manevi tazminat isteyebilir (TMK md.174/2). Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için, tazminat talep eden tarafın kusursuz veya az kusurlu olmasının yanında, boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması da gerekir (TMK m.174/2). Somut olayda; mahkemece davacı erkeğe kusur olarak yüklenen "müşterek konutu terk etmek" eylemi, kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde görülemez. Bu bakımdan, olayda davalı kadın yararına manevi tazminata (TMK m.174/2) hükmedilmesini gerektiren bir sebep bulunmamaktadır. O halde, davalı kadının manevi tazminat talebinin reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulü doğru değildir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 07/12/2021 NUMARASI : 2019/625 ESAS, 2021/829 KARAR DAVA KONUSU : BOŞANMA KARAR : Taraflar arasındaki davaların yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı, taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353.madde uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 50.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminat takdirine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı davacı vekili cevap ve karşı dilekçesinde özetle; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların TMK m.161, 163, 166/1 maddesi gereği boşanmalarına, müvekkili lehine 150.000 TL maddi, 150.000 TL manevi tazminat takdirine, davacının maddi manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....