Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının orman kadastrosuna itiraz etmediğini, TMK 2. md. kapsamında iyi niyetli olmadığını, zamanaşımı süresinin dolduğunu, tapu iptal işleminin kesinleşmiş bir mahkeme kararına dayandığını, husumet yokluğu sebebiyle red kararı verilmesi gerektiğini, taşınmazın orman vasfı sebebiyle arazi olarak değerlendirilemeyeceğini, ağaçlık alan ve açıklık alan ayrımı yapılmadan % 5 oranında düşük kapitalizasyon faiz oranı uygulandığını, objektif değer artış oranının yüksek olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Değerlendirme ve Gerekçe; Dava TMK'nın 1007. maddesinde düzenlenen tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir. Yalova 2....
Değerlendirme ve Gerekçe: Dava TMK 1007. Maddede düzenlenen tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir. Dava konusu edilen taşınmazların davacılar adına olan tapu kaydının kıyı kenar çizgisi içinde yer alması sebebiyle iptaline karar verildiği, kararların 2014, 2015 ve 2016 yıllarında ayrı yarı tarihlerde kesinleştiği anlaşılmıştır. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır....
Mahkememizin 29.03.2022 tarihli celsesinde, davacı vekilinden dava dilekçesinin içeriğinde mahkememizce dava konusu yapılan hususta tereddüt hasıl oluştuğu anlaşılarak, soruldu: " bizim dava dilekçemiz içeriğindeki talebimiz müvekkil şirketin ticari itibari zedelenmesi ve kişilik hakları ihlal edilmesinden kaynaklı TBK 'nın 49.Maddesi ve TMK'nın 25.Maddesi kapsamında manevi tazminat istemine ilişkindir, bizim bu dosyada davalıdan haksız rekabete ilişkin herhangi bir talebimiz yoktur, dilekçemiz içeriğinde geçen TTK 55.Maddesine ilişkin ibare örnekleme maksadıylaydı, buna ilişkin herhangi bir talepte bulunmadık, beyanımızda da belirttiğimiz üzere talebimiz TMK 25 ve TBK 49.maddeler kapsamında manevi tazminat isteminden ibarettir." şeklinde beyanda bulunulmuştur....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın husumetten reddi gerektiğini, davanın Çatalca Tapu Müdürlüğüne yönlendirilmesi gerektiğini, görev itirazında bulunduklarını, zamanaşımı itirazlarının olduğunu,davacının zarara uğradığını ispatlaması gerektiğini, kadastro düzeltme işlemleri nedeniyle TMK.'nın 1007 kapsamında devlete karşı tazminat davası açılamayacağını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: ''...İş bu dava, TMK'nın 1007. Maddesi gereğince tapu iptal ve tescilden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir....
Boşanma sebebi bulunmadığı halde, retle sonuçlanan davayı açarak boşanma sebebi (TMK m.166/4) yaratan ve birlikte yaşamaktan kaçınan davacı boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurludur. Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür, toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK m.4 TBK m. 50 ve 52 ) dikkate alınarak davalı yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir....
O halde, davalı-karşı davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yokslluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddi doğru görülmemiştir. 4-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m.186/1), geçimine (TMK m.185/3), malların yönetimine (TMK m.223,242,244,262,263,264,267,215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m.169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. Ve 186/3. Maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı-karşı davacı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken bu husus gözetilmeden tedbir nafakası talebi ile ilgili hüküm kurulmaması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
Bu haliyle erkeğin, kadına maddi manevi tazminat verilmesi ve miktarlarına yönelik katılma yoluyla istinaf talebinin reddine, kadının maddi ve manevi tazminat miktarına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 3 nolu bendinin kaldırılmasına, davalı-davacı kadının maddi-manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, takdiren 30.000,00 TL maddi, 35.000,00 TL manevi tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m.186/1), geçimine (TMK m.185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m.169)....
Mahkemece davalının, davacının manen yaralanmasına sebebiyet vermesi nedeni ile davacı taraf yararına manevi tazminat takdir edilmiştir. Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (TMK 24), isme saldırı (TMK 26), nişan bozulması (TMK 121), evlenmenin feshi (TMK158), bedensel zarar ve ölüme neden olma (BK 47) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir (BK 49). Bunlardan TMK’nın 24. maddesi ile BK’nın 49. maddesi daha kapsamlıdır....
-TL manevi tazminat talep etmiştir. Çocuk ile baba arasındaki soybağı, ana ile evlilik, tanıma ya da hakim hükmüyle kurulabilmektedir (TMK m. 282/2). Toplanan delillerden, davaya konu küçük çocuğun 17.12.2013 tarihinde dünyaya geldiği ve baba tarafından nüfus memuruna beyanla tanındığı anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunu'nun 304. maddesinde ananın babalık davası ile birlikte veya ayrı olarak baba veya mirasçılarından doğum giderleri, doğumdan önceki ve sonraki altışar haftalık geçim giderleri, gebelik ve doğumun gerektirdiği diğer giderleri isteyebileceği hüküm altına alınmıştır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/12/2021 NUMARASI : 2021/198 2021/452 DAVA KONUSU : Tazminat (Kişisel Durum Sicil Kaydı Tutulmasından Kaynaklı) KARAR : Taraflar arasındaki Tazminat (Kişisel Durum Sicil Kaydı Tutulmasından Kaynaklı) davası hakkında kurulan hükmün istinaf incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi....