Davalılar vekili, davacı ile müvekkillerinin yetkilisi olduğu şirketler arasında hizmet ve danışmanlık sözleşmesi imzalandığını, bilahire sözleşmenin feshedildiğini feshin geçerli olduğunu, davacının ancak fesihten kaynaklı davalar açılabileceği, bu davalarında tespit davası değil eda davası niteliğinde olduğunu, kaldı ki bu iddianın iş mahkemesinde de ileri sürülüp mahkemece reddedildiğini,savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davanın iş akdinin feshinden kaynaklı durumun tespiti mahiyetinde olduğu, taraflar arasında iş akdinden kaynaklı davanın mevcut olup, red ile sonuçlandığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....
Asliye Hukuk Mahkemesi 2018/293 Esas, 2020/421 Karar numaralı kararının, karar düzeltme isteğinin reddine karar verilerek 26.05.2022 tarihinde yani kararın verildiği tarihten önce kesinleştiğini, dayanak ilamın, Kamulaştırma Kanunundan kaynaklı bir dava olmayıp, özünde bir tazminat davası olduğundan icraya konulması için kesinleşmesi gerekmediğini, ilamın Kamulaştırma Kanunu kapsamında değil, TMK 1007. maddesi uyarınca tapu sicillerinin tutulmasından kaynaklı özel bir dava tipi olduğunu, ortada kesinleşmeden icraya konulamayacak bir dava bulunmadığını, yerel mahkemenin kararında Kamulaştırma Kanununa yapılan atıflar dışında hiçbir hukuki değerlendirme mevcut olmadığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, ilamlı icra takibinin iptali istemine ilişkindir....
Davacı karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesi ile; ilk derece mahkemesince lehlerine hükmedilen maddi tazminat miktarı, kadının yoksulluk nafakası ve manevi tazminat talebinin reddi, kusur belirlemesi, kusur belirlemesine aykırı olarak erkeğe manevi tazminat verilmesi, tedbir/iştirak nafakası miktarı yönünden başvurarak istinaf gerekçelerinin kabulü ile kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesi ile; boşanmaya itirazlarının olmadığını, boşanma yönünden kararın kesinleştirilmesini, kadına maddi tazminat verilmesi, erkeğe verilen manevi tazminat miktarı, tedbir nafakası yönünden başvurarak kararın maddi ve manevi tazminat ile nafakaya ilişkin kısımlarının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Asıl dava, TMK 166/1.madde gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasıdır....
Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. ve devamı maddeleri hükmü nazara alınarak, daha uygun miktarda maddi tazminat (TMK m. 174/1) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 3-Tarafların mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında davalı erkeğin güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı erkekten kaynaklı bu eylem davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğindedir. Açıklanan sebeple davacı kadın lehine uygun miktarda manevi tazminat takdiri gerekirken bu isteğin reddi doğru olmamıştır. 4-Davacı kadın ayrıca dava dilekçesinde gösterdiği ziynet eşyalarının aynen, olmadığı takdirde bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece ziynet eşyalarının kısmen kabulüne karar verilmiştir. Düğünde takılan ziynet eşyası ve takı paraları hangi eşe takılırsa takılsın aksine bir anlaşma ya da örf ve adet kuralı olmadığı takdirde kadına ait sayılır....
Feri nitelikteki maddi ve manevi tazminata ilişkin ; Mevcut ve beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya az kusurlu taraf ,kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir.( TMK 174/1) Tarafların ispatlanmış kusurları dikkate alındığında erkeğin tam kusurlu olduğu anlaşılmakla mevcut ve beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kadın lehine maddi tazminat verilmesinde yanlışlık bulunmamıştır ancak tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve kusur durumu dikkate alındığında maddi tazminat miktarı yetersiz bulunmuş, davalı/davacı kadının bu yöne ilişkin istinaf talebi kabul edilerek mahkeme kararının maddi tazminata ilişkin kararı kaldırılarak kadın lehine 20.000,00 TL maddi tazminatın faizi ile birlikte verilmesi gerekmiştir. Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf ,kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun bir miktar da para ödenmesini isteyebilir....
Davacı-karşı davalı kadın vekili, dava dilekçesinde kadın yararına yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminat talep etmiş, ancak mahkemece davacı-karşı davalı kadının maddi ve manevi tazminat (TMK md. 174/1,2) talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi hatalı olmuştur....
devamında erkekten kaynaklı kusurlu bir davranışın ispatlanamadığı, kadının evi terkettiği gerekçesiyle reddedilmiş ve temyiz edilmeden 29.11.2011 tarihinde kesinleşmiştir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dayandıkları deliller dosyaya celp edilmeden hüküm kurulduğunu, zamanaşımı süresinin ilk derece mahkemesince yanlış değerlendirildiğini, kamu düzeni açısından, zararın öğrenildiği tarih açısından, işlem tarihi yönünden, zararın dava edilebilir hale geldiği tarih yönünden zamanaşımı süresinin dolmadığını, zararın sorumlusunun ve tazminat talebinin somut olarak dava edilebilir hale geldiği T.C Başbakanlık Hazine Müşteşarlığının 21/12/2016 tarih ve 35973 sayılı resmi yazısının esas alınması ve işin esasına girilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Açılan dava TMK 1007. Maddede düzenlenen tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı maddi tazminat davasıdır. İlk derece mahkemesince 18/12/2018 tarihli ön inceleme duruşmasında davanın zamanaşımı sebebiyle reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....
Feri nitelikteki maddi ve manevi tazminata ilişkin; Mevcut ve beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir.( TMK 174/1) Tarafların ispatlanmış kusurları dikkate alındığında erkeğin ağır kusurlu olduğu anlaşılmakla mevcut ve beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen davacı kadın lehine 35.000,00 TL maddi tazminatın davalı erkekten tahsiline karar verilmesi gerekmiştir. Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf ,kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun bir miktar da para ödenmesini isteyebilir. (TMK 174/2) Tarafların ispatlanmış kusurları dikkate alındığında ağır kusurlu erkeğin eylemlerinin, kadının kişilik haklarını ihlal ettiği anlaşılmakla davacı kadın lehine 30.000,00TL manevi tazminatın davalı erkekten tahsiline karar verilmesi gerekmiştir....
O halde, davalı karşı davacı kadın vekilinden, maddi tazminat talebinin açıklattırılması, her bir kalem için ne miktar tazminat talep ettiğinin sorulması, bu suretle maddi tazminatla ilgili belirsizliğin giderilmesi, maddi tazminatın TMK.nun 174/1 maddesinden mi, BK.'dan mı kaynaklı, yada mal rejiminin tasfiyesinden mi kaynaklı olduğunun tespit edilmesi, boşanmanın fer'isi niteliğinde bulunmayan tazminat kalemleri için peşin harç noksanlığının tamamlanması yoluna gidilmesi, yapılacak açıklamaya göre görev hususu da gözetilerek neticesine göre karar verilmesi gerekirken, bu yönler nazara alınmadan maddi tazminatla ilgili yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. 5- İlk derece mahkemesince; kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir. Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (TMK m. 175)....