Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yalova 3.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/144 E. 2019/42 K. sayılı kararının incelenmesinde; davacı Orman Genel Müdürlüğüne izafeten Yalova Orman İşletme Müdürlüğü tarafından iş bu dosyanın davacısı aleyhine tapu iptal ve tescil davası açıldığı, davanın kabulü ile Çiftlikköy İlçesi, Laledere köyü, 147 ada 28 parsel sayılı taşınmazın davacı adına olan tapu kaydının iptal edilerek Hazine adına Orman vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, kararın 04/02/2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları; davacıya ait taşınmazın tapu kaydının iptalinden kaynaklı zarardan davalı Maliye Hazinesi'nin sorumlu olup olmadığı, tazminat miktarı ve hesaplama yöntemine ilişkindir. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır....

Dosya kendisine gelen ilk derece mahkemesince yeniden yapılan yargılama neticesinde; davacı vekili tarafından idari yargıya başvurulmadığı, TMK'nın 1007. Maddesine dayalı tazminat yönünden ise 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir....

Bu nedenle, dava tarihine göre değerlendirme yapan 22.02.2011 günlü rapora göre hüküm kurulması gerekirken, tapu kayıtlarının iptal edildiği tarihi değerlendirme tarihi kabul etmek suretiyle düşük bedele hükmedilmesi, 2- 4721 sayılı TMK.'nun 1007. maddesinde "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder." hükmü yer almakta olup, tapu sicilinin tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle, kayıt malikinin malvarlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin malvarlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktar olmalıdır....

    TMK'nın 1007. maddesine göre tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Devlet sorumlu ise de; somut olayda Antalya Sulh Hukuk Mahkemesi'nin kararına göre tapuda infaz yapıldığı, daha sonra 229 parselin kadastro tespitine itiraz davalarının reddedilip taşınmazın Hazine adına kesinleştiğinden bahisle ilk derece mahkemesince TMK’nın 1007. maddesi koşulları oluşmadığından davanın reddine karar verilmesine ilişkin karara karşı, davacılar vekilince yapılan istinaf başvuru talebinin bölge adliye mahkemesi'nce kabulü ile TMK’nın 1007. maddesine dayalı tazminat davalarında, davacı her ne kadar alacağın tamamının ne kadar olacağını dava açarken bilmiyor ve taşınmazın tam değeri toplanacak delillere ve keşif sonucu düzenlenecek raporlara göre belirli hale gelecekse de, davacının dava açarken alacak miktarını belirleyebilme imkanı ve bu belirlediği değere göre kısmi dava açma imkanı bulunduğundan, belirsiz alacak davası şeklinde tazminat isteminde bulunamayacağı gerekçesi ile ilk derece...

      Maddesine dayalı olduğunu, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hak ve taleplerinin saklı kalması kaydıyla taşınmazın değerine karşılık gelen 30.000,00 TL tazminatın yasal faizi ile beraber tarafına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi Kararı Mahkemece, TMK m.1007'de öngörülen bir zarar oluşmadığından davanın reddine ilişkin karar verilmiştir. İleri Sürülen İstinaf Sebepleri İstinaf kanun yoluna davacı tarafından başvurulmuştur. Davacı istinaf dilekçesinde özetle; Yargıtay ilamıyla dava konusu taşınmazın orman sınırları içinde kaldığının tespit edildiğini, mülkiyetinin devlete ait olduğu belirtilmiş ise de tarafına herhangi bir tazminat ödenmediğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Değerlendirme ve Gerekçe Dava, TMK m.1007'ye dayalı olarak açılmış tazminat istemine ilişkindir....

      Mahkemece, çekişmeli taşınmazın arazi niteliğinde olduğu kabul edilmek ve gelir esasına göre değer tespit edilmek suretiyle, dava tarihi itibarıyla hesaplanan değer üzerinden tazminat ödenmesine ve ıslahla arttırılan bölüm de dahil olmak üzere, hesaplanan toplam değere dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmiş ise de; karar dosya kapsamına ve yerleşik uygulamaya uygun değildir. 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu kaydının iptalinden kaynaklı tazminat davalarında, zararın, mülkiyetin kaybedildiği tarih olan, tapu iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği günde doğmuş olduğu, bu nedenle değer tespitinin bu tarih itibarıyla yapılacağı, faize de bu tarihten itibaren hükmedileceği, ıslah suretiyle arttırılan miktar yönünden ise ıslah tarihinin esas alınacağı kabul edilmektedir....

        Dava, 4721 sayılı TMK 1007. maddesine göre açılan tazminat istemine ilişkindir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 07/02/2017 gününde oy birliği ile karar verildi....

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmedilen tazminat miktarının zararlarını karşılamaktan uzak olduğundan bahisle istinaf yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmedilen tazminattan sorumluluklarının bulunmadığını hükme esas bilirkişi raporunun bilimsellikten uzak olduğunu ve kullanılan verilerin hatalı olduğunu beyanla istinaf yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, TMK' nun 1007. Maddesine dayalı, Tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacının da hissedarı olduğu taşınmaz tapu kaydının orman niteliğinde olduğu gerekçesiyle iptal edildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar ormanların özel mülkiyete konu olması mümkün değil ise de, tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacıların zararının tazmininin yerinde olduğu (bakz. Y. 20....

          Bu nedenle, Devletin tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan sorumluluğuna dayanılarak açılan davalarda, bu sorumluluk hallerine ilişkin olarak düzenlenen zamanaşımı, munzam zarar ve hakkaniyet indirimi ya da makul indirim kurallarının uygulanma imkanı yoktur. T.M.K.nun 1007. maddesine dayanılarak açılan davalar için ayrıca zamanaşımı öngörülmediğinden, 6098 sayılı Borçlar Kanunun 146. (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunun 125. maddesindeki) 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması söz konusu olacaktır. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır....

          Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki taşınmazların orman kadastrosu neticesi orman sınırlarında bırakılması nedeniyle 4721 sayılı TMK.'nun 1007. maddesine dayalı tazminat ile karşılık dava olarak taşınmazın tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesinin 37. Hukuk Dairesinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/185 E. - 2019/206 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı ... vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Asıl ve birleşen davalar, taşınmazların orman kadastrosu neticesi orman sınırlarında bırakılması nedeniyle 4721 sayılı TMK.'...

            UYAP Entegrasyonu