Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine vekilince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: -K A R A R- Asıl dava, taşınmazın orman kadastrosu neticesi orman sınırlarında bırakılması nedeniyle 4721 sayılı TMK.'nın 1007. maddesine dayalı tazminat, karşı dava ise taşınmazın tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tescili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince asıl davanın davalı Hazine yönünden kabulüne, davalı ... idaresi yönünden ise davanın reddine, karşı davanın ise kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, davalı Hazine ve davacı/karşı davalı vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurusunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37....

    Devlet ormanlarının mülkiyeti Maliye Hazinesi'ne ait olduğundan ve TMK'nun 1007 maddeden doğan zararlardan Devletin sorumlu olduğu belirtildiğinden davalı tarafın husumete yönelik itirazı yersizdir. Davacı taraf zamanaşımı süresinin dolduğuna dair yargılama aşamasında ve istinaf dilekçesinde beyanlarda bulunmuşsa da, eldeki dava kısmi dava olarak açılmıştır. Yargıtay 20. HD'sinin 2015/5708 E. 2016/3111 K sayılı kararında da belirtildiği üzere, bu davalarda zamanaşımı süresi TBK'nın 146 maddesine göre 10 yıl olup, zamanaşımı süresi zararın doğduğu tarihte işlemeye başlar. Tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararı 30/04/2019 tarihinde dava zamanaşımı süresi dolmadan 21/05/2019 tarihinde açılmıştır. Davalı taraf kararı vekalet ücreti yönünden de istinaf etmiştir. Yargıtay 20....

    Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/761 esas 2016/118 karar sayılı ilamıyla orman vasfında olduğundan bahisle tapusunun iptal edilerek orman vasfıyla hazine adına tescil edildiğini, kararın 30/01/2020 tarihinde kesinleştiğini, Anayasa'da bulunan mülkiyet hakkının ihlal edildiğini, davacıya karşlığında herhangi bir bedel ödenmediğini, TMK 1007 maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından devletin sorumlu olduğunu, TMK 1007 maddesi gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL'nin tapu iptal davasının kesinleşme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, bu nedenle davanın zamanaşımı nedeniyle ve husumet nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, TMK' nun 1007. Maddesine dayalı, Tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacıların da hissedarı olduğu taşınmaz tapu kaydının orman niteliğinde olduğu gerekçesiyle iptal edildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar ormanların özel mülkiyete konu olması mümkün değil ise de, tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacıların zararının tazmininin yerinde olduğu (bakz. Y. 20....

    DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava, TMK 1007 maddesine dayanılarak açılmış tazminat istemini içermektedir. Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/298 Esas, 2011/479 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı Orman idaresi tarafından davalı Rukiye Bostan aleyhine tapu iptal ve tescil davası açıldığı, davanın kabulü ile Yalova Merkez, Soğucak köyü, 107 ada, 119 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline, orman vasfıyla hazine adına tapuya kayıt ve tesçiline karar verildiği, kararın 23.03.2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Devlet ormanlarının mülkiyeti Maliye Hazinesi'ne ait olduğundan ve TMK'nun 1007 maddeden doğan zararlardan Devletin sorumlu olduğu belirtildiğinden davalı tarafın husumete yönelik itirazı yersizdir. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur....

    Davacı vekilinin tazminat yönünden tefrik kararı verilmesine yönelik istinaf talebi bakımından yapılan incelemede, HMK 132 maddesi gereğince karşı davanın aynı taraflar arasında açılmış olması gerektiği ve ayrıca karşı davada ileri sürülecek olan talep ile asıl davada ileri sürelen talep arasında takas veya mahsup ilişkisinin bulunması, yahut bu davalar arasında bağlantının mevcut olması gerektiği, eldeki davanın Orman İdaresi tarafından açılan tapu iptal davası olduğu, davalının açtığı davanın ise TMK 1007'den kaynaklanan tazminat davası olduğu, TMK 1007'ye göre açılacak davada davalının Hazine olması gerektiği, Orman İdaresinin taraf sıfatının bulunmadığı ve TMK 1007'ye göre dava açılabilmesi için zararın doğmuş olması gerektiği, bunun ise ancak tapu iptal kararı verilip kesinleşmesiyle oluşabileceği, bu nedenle mahkemece verilen tefrik kararının Yasaya uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davacının satın alma yolu ile malik olduğu taşınmazın kayalık, taşlık, fundalık vasfı ile Hazine adına tescil edilmesi nedeniyle 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesine dayalı tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, davacının satın alma yolu ile malik olduğu taşınmazın kayalık, taşlık, fundalık vasfı ile Hazine adına tescil edilmesi nedeniyle 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece bozma ilamına uyularak idari yargıda görülmesi gerektiğinden bahisle, yargı yolu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu kaydının hatalı oluşması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK.'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davalı ... hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı Hazine aleyhinde açılan asıl davanın tamamen, birleştirilen davanın ise kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacılar ile davalı Hazine vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava ve birleştirilen dava, tapu kaydının hatalı oluşması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK.'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir....

        Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki tapu kaydının hatalı oluşması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK.'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı, davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi'nin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekilince temyiz edilmiş, Kaş Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 19.06.2018 tarih, 2016/602 E. - 2017/435 K. Sayılı ek kararı ile hükmün kesin olduğundan bahisle temyiz talebinin reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı EK kararının Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, tapu kaydının hatalı oluşması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK.'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir....

          Maddesine dayalı olduğunu, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hak ve taleplerinin saklı kalması kaydıyla taşınmazın değerine karşılık gelen 10.000,00 TL tazminatın yasal faizi ile beraber tarafına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi Kararı Mahkemece, TMK m.1007'de öngörülen bir zarar oluşmadığından davanın reddine ilişkin karar verilmiştir. İleri Sürülen İstinaf Sebepleri İstinaf kanun yoluna davacı tarafından başvurulmuştur. Davacı istinaf dilekçesinde özetle; Yargıtay ilamıyla dava konusu taşınmazın orman sınırları içinde kaldığının tespit edildiğini, mülkiyetinin devlete ait olduğu belirtilmiş ise de tarafına herhangi bir tazminat ödenmediğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir....

          UYAP Entegrasyonu