Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-----Sıra Nolu işlem olarak davalı yan vergi / tc. kimlik numarasıyla dayanak faturalarla uyumlu bir şekilde GELİR olarak kaydedilmiş oldukları tespit edilmiş olup, İşletme Defterleri Usul ve Yasa gereği tahsilat ve tediye kayıtlarını içeremediğinden davalı yanca varsa davacı firmaya yapılan ödemelerin işletme defterleri üzerinden tespitinin mümkün olmadığı, davalı tarafın defterlerini ibraz etmediği, davacı firmaca takip ve huzurdaki davada talep konusu yapılan, ocak-mart/2023 dönemine ilişkin 3 adet Personel Taşımacılığı hizmet e-faturasının davacının işletme defterlerinde davalı adına kayıtlı bulundukları, davalı yanca, ticari defter ibrazında bulunulmadığı gibi adına düzenlenmiş işbu hizmet faturalarına ilişkin olarak herhangi bir ödeme belgesinin dosyaya sunulmamış olduğu, davacının ticari defterlerinde davalı adına kayıtlı olduğu tespit edilen 3 adet personel taşımacılığı hizmet e-faturası nedeniyle takip konusu yaptığı 20.362,98 TL asıl alacak talebinde, takdirin Mahkemeye ait olabileceği...

    Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın haksız fiil niteliğini haiz trafik kazasından kaynaklı tazminat istemi olduğu, tarafların ticari işletmesinden kaynaklı bir uyuşmazlığın bulunmadığı, kaza sonucu zarara uğrayan araç her ne kadar ticari bir işe konu olsa da 6102 sayılı kanunumuzun görev tanımlamasını yaparken ticarikaynaklı bir yaklaşımda bulunmadığı, uyuşmazlığın her iki tarafınında ticari işletmesinden kaynaklı bir uyuşmazlık olması hainde yine anılan kanunun 4.madesinin 1.fıkrası gereği misli ticari dava sayılarak Asliye ticaret mahkemelerinin görevli olacağı hal böyleyken somut uyuşmazlığın 6098 sayılı yasanın 49 vd.'...

      Ancak 16.11.2012 tarihinde Noterde limited şirket hisse devrinden sonra taraflar arasında ikinci bir kez 15.10.2012 tarihli Ticari İşletme Hisse Devir Ek Sözleşmesinden sonra 19.10.2012 tarihli Ticari İşletme Hisse Devir Ek Sözleşmesi de tanzim etmiştir. 19.10.2012 tarihli Ticari İşletme Hisse Devir Ek Sözleşmesi ile davacı tarafından sözleşmenin 3/b maddesinde açıklanman edimine yerine getirmesi halinde davacıya iade edilmek üzere 50.000.-TLlik teminat senedi davalıya verilmiştir. 19.10.2012 tarihli Ticari İşletme Hisse Devir Ek Sözleşmesinin 3/b maddesinde senedin açıkça niçin verildiği belirtilmiştir. Davacı müvekkilime davalı tarafından 19.10.2012 tarihli Ticari İşletme Hisse Devir Ek Sözleşmesinin 3/b maddesinde belirtilen borç miktarı beyan edilmediği için edimini yerine getiremediğinden, davalı taraf sözleşmenin 3/b maddesinin son cümlesinde beyan edilen 50.000....

        -------sayılı ilamlarında ve çok sayıda benzer ilamlarda da vurgulandığı üzere; Ticari dava ve ticari iş birbirinden farklı iki ayrı kavramdır. Her ticari dava ticari iş olmakla birlikte, her ticariticari dava olmamaktadır.------ maddesi uyarınca ticari davalara bakma görevi Asliye ticaret mahkemesine aittir. Dolayısıyla ticari iş kapsamında olmakla birlikte ticari dava sayılamayan durumlarda ticaret mahkemeleri görevli olmayacak, uyuşmazlığın niteliğine göre diğer mahkemelerin görev hususu değerlendirilecektir. ----- göre bir davanın ticari dava sayılması için; uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden tacir ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, ------ veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde bir düzenleme bulunması, diğer bir deyişle mutlak ticari dava olması gerekmektedir....

          Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davada davaya konu taşınmazın tapu kaydının iptal edilerek davalı ... adına tesciline karar verildiğini, bu kararın da kesinleşerek infaz edildiğini, borçlu şirkete ait devre konu işletmenin davalıya devredilmiş olduğunu, davalı adına tescil edilen taşınmazın bir ticari işletme devri niteliğinde bulunduğunu, bu nedenle davalının devraldığı işletmenin devirden önceki borçlarından dolayı müteselsilen sorumlu olduğunu ileri sürerek, 230.000,00 TL alacağın 31.05.2006 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı ..., ...'te ikamet ettiğini, bu nedenle davada ... Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, kendisinin mevcut bir ticari işletmeyi aktif ve pasifiyle birlikte devralmadığını, sadece şirketin bir taşınmazını satın aldığını, olayda ticari işletme devrinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ GEREKÇE: Dava taraflar arasında düzenlenen sözleşme ve protokoller uyarınca işletme ruhsatının ve ruhsata bağlı irtifak hakkının devir ve tescili istemine ilişkindir. Ankara ... Asliye Hukuk Mahkemesin'de 2021/65 Esas üzerinden yapılan yargılamada 16/07/2021 tarihili kararda dava konusu ticari işletme ruhsatının ve ruhsata bağlı irtifak hakkının devir ve tescilinin TTK 4 maddesi uyarınca ticari dava niteliğinde sayıldığından görevsizlik kararı verilerek karara karşı istinaf kanun yoluna gidilmeden kesinleştiği, dosyanın mahkememiz iş bu esasına kaydının yapıldığı görülmekle yargılamasına başlanmıştır. Bir davanın ticaret mahkemesinde görülmesi için her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili olması veya tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Ticaret Kanununda düzenlenen hususlardan doğması veya özel kanunularda davaya Ticaret mahkemesinde bakılacağının belirtilmesi gerekir....

              Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Somut olay yönünden davacının gerçek kişi olduğu, davalının ise tacir olduğu, satış sözleşmesinin mutlak ticari davaya vücut vermediği, bu durumda her iki tarafın tacir olması gerektiği, davacının işletme hesabı usulüne göre defter tuttuğu ve yıllık alımlarının ve satımlarının VUK m.177'de öngörülen hadleri aşmadığı ve tacir olmadığı, bu bağlamda davanın da nisbi ticari dava olmadığı anlaşılmakla; aşağıdaki şekilde davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir....

                Yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; dava konusunun, davacının, davalı ile olan ticari ilişkisi dolayısıyla oluşan fatura alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazdan ibaret olduğu, davacının 2020 ve 2021 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının İşletme Defterini usulüne uygun şekilde tuttuğu, bu defterin yapısı itibarıyle, gerçek borç - alacak ilişkisini tespite imkân vermeyen bir ticari defter olduğu, bu nedenle davacının İşletme Defterinden davalı yandan olan alacak miktarının tespit edilme imkânı bulunmadığı, davalının 2020 ve 2021 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi itibariyle davalının davacıya 1.744,65 TL borçlu olduğu, takip konusunun davacının davalıya düzenlemiş olduğu 30.09.2020 tarihli ......

                  Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; taraflar arasında haksız fiilden kaynaklı tazminat istemine dair uyuşmazlık bulunduğu, aksi kanunlarda belirtilmediği sürece malvarlığı haklarına ilişkin davalarda görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, uyuşmazlığın 6102 sayılı yasanın mutlak ticari dava olarak nitelendirdiği bir uyuşmazlık konusunda olmadığı, ayrıca tarafların ticari işletmelerinden kaynaklı bir uyuşmazlığın olmadığı, bu bağlamda uyuşmazlığın nispi ticari dava olarak nitelendirilmesinin de mümkün olmadığı, 6102 sayılı yasanın göreve ilişkin sınırı çizerken ticari iş kavramından hareket etmediği, ticari işletme kavramından hareket edildiği, haksız fiil sonrası kazanç kaybı olsa ve bu kayıp ticari dahi olsa tarafların ticari işletmelerinden kaynaklı bir uyuşmazlık olmadığından görevli mahkemenin somut olayda İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olması sebebi ile hem mahkememiz dosyası hem de birleşen dosya yönünden görevsizlik nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki...

                    Dava, sözleşmeden kaynaklı bakiye alacağın tahsiline yönelik başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkememizce tarafların tacir sıfatının bulunup bulunmadığı yönünde ilgili yerlere müzekkere yazılmış; tarafların gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığı, --------kayıtlarının bulunmadığı belirtilmiştir. Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 25/03/2021 tarihli raporda özetle; tarafların ticari defter ve kayıtlarının ibraz edilmediği, tarafların tacir olmadığı, dosya kapsamındaki belgeler ile yapılan inceleme ile davacı alacağının 7.600,00 TL olabileceği kanaatine varıldığı bildirilmiştir. Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde özetle; davacı tarafça, sözleşmeden kaynaklı bakiye alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği; davalı tarafından, davanın reddinin talep edildiği anlaşılmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu