Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır....

İkinci sınıf tacirler ise ticari işletme hesabına göre defter tutarlar. Genel açıklamalar karşısında somut dava bakımından; davacı tarafça taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinden kaynaklı ve fazla ödenen miktarın tahsili amacı ile ilamsız takip başlatılmış olup, itiraz üzerine istinafa konu itirazın iptali davası açılmıştır. Davacı hizmet alımı yapan şirket konumundadır. Davalı ise davacıya hizmet sözleşmesi kapsamında tedarik yapan bir işletme sahibidir. Esnaf faaliyeti, emeğin sermayeden daha yoğun sarf edildiği faaliyet türüdür....

SMMM Bilirkişi ...tarafından Mahkememize sunulan 25/01/2021 havale tarihli bilirkişi raporundan özetle; "1-davalı yan ... işletmesinin ticari defterlerinde yerinde yapılan incelemeler neticesinde 2012- 2013 yılında işletme defteri hesabına tabi olduğu, 2014 yılında ise ticari defterlerin açılış tasdiklerinin süresinde yapılmış olduğu kapanış onayına tabi olan 2014 yılı yevmiye defterinde süresinde kapanış onayının yapıldığı, bununla beraber ticari defterlerin muhasebe usul ve esaslarına uygun bir şekilde tutulduğu (ttk md. 64/1) ticari defterlerin kendi içinde birbirini teyit eder nitelikte olduğu tespit edilmiştir. 2-davalı yanın 2012-2013 yılları ticari defterlerinin işletme defteri olduğu, bu itibarla sadece gelir/gider kaydının yazıldığı, 3-2014 yılında davalı yanın bilanço hesabına tabi olmasından dolayı yevmiye defterine iş/işlemlerinin kaydedildiği, taraflar arasında yapılan/yazılan sözleşmede adı geçen ödeme işlemlerinin/kalemlerinin davalı yanın ticari defterlerinde kayıtlı yazılı...

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ, HUKUKİ KABUL VE GEREKÇE Dava, kira sözleşmesinden kaynaklı başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Ticari davaların hangi davalar olduğu TTK m.4'te tanımlanmış ve belirlenmiştir. Bu maddeye göre ticari davalar; mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK'nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır....

      Ticaret Sicil Müdürlüğü' nün 24/03/2023 tarihli cevabına göre davacı adına kayıtlı gerçek kişi işletme kaydı bulunmadığı, İlyasbey Vergi Dairesinden gelen 29/03/2023 tarihli müzekkere cevabında davacının işletme hesabına göre defter tuttuğu anlaşılmıştır. Bunlara göre davacının tacir olmadığı sabittir. Az yukarıda da belirtildiği gibi bir davanın ticaret mahkemesinde görülebilmesi için ya 6102 Sayılı TTK'da düzenlenen mutlak ticari davalardan olması yahut her iki tarafının tacir ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesine ilişkin olduğu nispi ticari dava olması zorunludur. Somut uyuşmazlık mutlak veya nispi ticari dava kapsamına girmemektedir. Buna göre mahkememiz huzurdaki uyuşmazlığa bakmakla görevli olmayıp görevli mahkeme İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesidir. Tüm bunlara göre davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....

        Ticaret Sicil Müdürlüğü' nün 24/03/2023 tarihli cevabına göre davacı adına kayıtlı gerçek kişi işletme kaydı bulunmadığı, İlyasbey Vergi Dairesinden gelen 29/03/2023 tarihli müzekkere cevabında davacının işletme hesabına göre defter tuttuğu anlaşılmıştır. Bunlara göre davacının tacir olmadığı sabittir. Az yukarıda da belirtildiği gibi bir davanın ticaret mahkemesinde görülebilmesi için ya 6102 Sayılı TTK'da düzenlenen mutlak ticari davalardan olması yahut her iki tarafının tacir ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesine ilişkin olduğu nispi ticari dava olması zorunludur. Somut uyuşmazlık mutlak veya nispi ticari dava kapsamına girmemektedir. Buna göre mahkememiz huzurdaki uyuşmazlığa bakmakla görevli olmayıp görevli mahkeme İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesidir. Tüm bunlara göre davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....

          Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır....

            Şti'nin tümüyle usulüne uygun şekilde alınmış olması gerektiğini, ancak ortada TTK anlamında bir ticari işletme devri değil, yalnızca iş yeri devri; yani bir mal varlığı devri bulunduğunu, müvekkili firmanın iş yerini ....Kurumları Ltd. Şti.'den değil diğer davalı ...'dan devraldığını, dolayısıyla müvekkili firmanın, keşidecisinin ....Kurumları olan çekten sorumlu tutulmasının da mümkün olmadığını, mevzubahis devrin Türk Ticaret Kanunu anlamında bir işletme devri olmadığını, anılan devrin işletme devri olmadığının başka bir göstergesiyse, müvekkili kurumun tevsik ettiği sözleşmenin devredeni olduğu, sözleşme konusu kurumun, herhangi bir tüzel kişiden değil bir gerçek kişiden devralındığını, sözleşmenin hiçbir yerinde de ticari unvandan veya ticari işletmeden bahsedilmediğini, ortada bir işletme devri olmadığının açık olduğu, sözleşmeye yalnızca iş yeri devrinin konu edildiği, borcun konusu olan çekleri keşide eden ve borcun yükümlüsü olan kurumun, devralınan .......

              Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterilir.'', 12. maddesine göre “Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.”...

                Dava, satım ilişkisinden kaynaklanan faturalardan kaynaklı alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir. Somut olayda, davacı tarafından satım akdinden kaynaklı faturaların tahsil amacıyla takip başlatılmış ve iş bu dava açılmış ise de, davalının tacir olmadığı, ticaret siciline kaydının bulunmadığı ve işletme defteri tuttuğu vergi dairesine, esnaf ve ticaret siciline yazılan yazı cevaplarından anlaşılmıştır....

                  UYAP Entegrasyonu