Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; taraflar arasında haksız fiilden kaynaklı tazminat istemine dair uyuşmazlık bulunduğu, aksi kanunlarda belirtilmediği sürece malvarlığı haklarına ilişkin davalarda görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, uyuşmazlığın 6102 sayılı yasanın mutlak ticari dava olarak nitelendirdiği bir uyuşmazlık konusunda olmadığı, ayrıca tarafların ticari işletmelerinden kaynaklı bir uyuşmazlığın olmadığı, bu bağlamda uyuşmazlığın nispi ticari dava olarak nitelendirilmesinin de mümkün olmadığı, 6102 sayılı yasanın göreve ilişkin sınırı çizerken ticari iş kavramından hareket etmediği, ticari işletme kavramından hareket edildiği, haksız fiil sonrası kazanç kaybı olsa ve bu kayıp ticari dahi olsa tarafların ticari işletmelerinden kaynaklı bir uyuşmazlık olmadığından görevli mahkemenin somut olayda İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olması sebebi ile görevsizlik kararı verilerek davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, Gayrimenkul alım satımından kaynaklı alacak istemine ilişkin itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkememizce tarafların ticari işletme işletip işletmediği, bu kapsamda tacir sıfatının bulunup bulunmadığı hususunda İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen cevapta taraflar adına gerçek kişi ticari işletme kayıtlarının olmadığı, vergi dairesi yazı cevaplarından ...'un 2019 yılında işletme esasına göre defter tuttuğu, 31.12.2019 tarihinde ticari faaliyetini sonlandırdığını, 2. Sınıf tacir olduğunu, ...'ın vergi kayıtlarından her hangi bir mükellefiyet kaydının olmadığı anlaşılmıştır. Taraflar tacir değildir. Dava, TTK'nun 4.maddesinde belirtilen mutlak ticari davalardan değildir....

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/783 Esas KARAR NO : 2023/233 DAVA : İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 28/11/2022 KARAR TARİHİ : 05/04/2023 Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Davalı ...'nin davacı şirketin %50 hissedarıyken ... tarihli protokol ile % 50 hissesinin tamamını toplam ... USD bedel karşılığında şirketin diğer ortağı ...'e devir ettiğini, devir ile ilgili ilanın ticaret sicil gazetesinde yayınlandığını, ... ve ... arasında protokol imzalandığını, eski şirket çalışanı olan ...'ın müvekkili şirkete karşı Antalya ......

        Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK'da yeterli görülmüştür....

          Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; taraflar arasında haksız fiilden kaynaklı tazminat istemine dair uyuşmazlık bulunduğu, aksi kanunlarda belirtilmediği sürece malvarlığı haklarına ilişkin davalarda görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, uyuşmazlığın 6102 sayılı yasanın mutlak ticari dava olarak nitelendirdiği bir uyuşmazlık konusunda olmadığı, ayrıca tarafların ticari işletmelerinden kaynaklı bir uyuşmazlığın olmadığı, bu bağlamda uyuşmazlığın nispi ticari dava olarak nitelendirilmesinin de mümkün olmadığı, 6102 sayılı yasanın göreve ilişkin sınırı çizerken ticari iş kavramından hareket etmediği, ticari işletme kavramından hareket edildiği, haksız fiil sonrası kazanç kaybı olsa ve bu kayıp ticari dahi olsa tarafların ticare işletmelerinden kaynaklı bir uyuşmazlık olmadığından görevli mahkemenin somut olayda İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olması sebebi ile hem mahkememiz dosyası hem de birleşen dosya yönünden görevsizlik nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki...

            DAVA : İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 23/03/2023 KARAR TARİHİ : 02/06/2023 KARAR YAZMA TARİHİ : 03/06/2023 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) davasında evrak üzerinden yapılan inceleme sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA DİLEKÇESİ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalı ile ......

              Maddesinde; "...Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir..." 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi'nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 19/II.maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı, ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir....

                Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Somut olayda, davacı bir sermaye şirketi, davalı ise gerçek kişidir. Davalının ticaret odası kaydı olmadığı yazı cevabından anlaşılmaktadır. Satış sözleşmesinden kaynaklı davalar, mutlak ticari dava değildir. Davacının vergi beyannamelerinin istendiği ve 2....

                  Mahkemelerinin görevi TTK'nın 5.maddesinde düzenlenmiş ve maddenin 1.bendinde; "Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ... mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir." denilmiştir. Bir davanın ticari dava olup olmadığı ise TTK'nın 4. maddesinde gösterilen ilkelere göre belirlenmekte olup, öğretide benimsenen görüşe göre de ticari davalar kendi aralarında mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Mutlak ticari davalar için tarafların sıfatlarına ve dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmazken, nispi ticari davalarda dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığı kriter olarak kabul edilmiştir. Ticari işletme, TTK'nın 11/1.maddesindeki tanıma göre; esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir....

                    Mahkemece, davanın, tacir olan taraflar arasında yapılan ticari işletmenin devri sözleşmesi ile belirlenen bedelin ödenmediği iddiasıyla açılan itirazın iptali davası olduğu, taraflar arasında akdedilen 13/01/2015 tarihli ... Türkü Bar adlı işletmenin devir sözleşmesi ile devreden, işyerinin tüm işletme haklarını 85.000,00 TL bedelle Haziran 2015 tarihine kadar devralana devretmiş ise de; davacı vekili ile davacı asilin beyanlarında, dava konusu yerin ticari işletme olarak kendi adlarına kayıtlı olduğu, mükellefiyet durumunun da yine kendilerine ait olduğunu beyan ettiği, işbu beyanlar çerçevesinde taraflar arasında akdedilen ticari işletmenin devri sözleşmesinin hayata geçirilmediği, işletmenin davalıya devrinin gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, ticari işletmenin devri sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsiline yönelik icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir....

                      UYAP Entegrasyonu