Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2023/137 ESAS SAYILI DERDEST DOSYA DAVA KONUSU : Alacak (Cari Hesap veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) KARAR : Amasya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2023/137 esas sayılı derdest dava dosyasında verilen alacak (cari hesap veya ticari kredi sözleşmesi kaynaklı) talepli davada verilen ihtiyati haczin talebinin reddine ilişkin ara kararın kaldırılması için davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, yapılan inceleme sonucunda; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Amasya İcra Müdürlüğünün 2018/40229 Esas, (Eski Amasya 1....

ün esnaf işletmesi kaydı olmadığı, ticari işletme kaydı olmadığı ve vergi mükellefiyet kaydı olmadığı belirtilmektedir. UYAP üzerinden yapılan sorgulamada da davacının ticari işletme işlettiğinden bahisle vergi kaydı olmadığı görülmüştür. Tüm bu açıklamalar ışığında; davacının ticari işletme kaydı olmadığı ve bir ticari işletmeyi kısmen de olsa kendi adına işletmediği, tacir olmadığı, aksine davacının çiftçi olduğu ve bunu da duruşmada beyan ettiği, böylece eldeki davanın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmadığı ve ticari dava niteliğinde olmadığı kanaatine varılmakla; aşağıdaki şekilde davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Davacının tüketici olmadığı ve kazanç sağlamak amacıyla çiftçilik yaptığı anlaşılmakla Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli mahkeme olduğu kanaatine varılmıştır....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 03/12/2021 NUMARASI: 2021/610 2021/819 DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) Taraflar arasındaki davada İstanbul 6. Asliye Ticaret ve Gaziosmanpaşa 5. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, alacak istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, dava konusunun tarafların ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ticari işten kaynaklı bir dava olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Asliye Ticaret Mahkemesince ise, "...TTK'nun 4/1. maddesi kapsamında iş bu alacak davası mutlak ticari dava değildir. Nisbi ticari dava yönünden yapılan incelemede ise, Kağıthane Vergi Dairesi Müdürlüğü'nün 04/10/2021 tarihli yazı cevabı dikkate alındığında davacı TTK'nun 11/2. Maddesinde bildirilen esnaf işletme sınırını aşmamaktadır....

      Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’nda ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur. Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatını haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler....

        Bu devir sözleşmesiyle ticari işletmeyi bir bütün hâlinde konu alan diğer sözleşmeler yazılı olarak yapılır, ticaret siciline tescil ve ilan edilir.' hükmünün düzenlendiğini, görüldüğü üzere işletme değerinin, aksi öngörülmemişse devir sözleşmesinin kapsamına dahil olduğunu, aynı hükmün gerekçesinde işletme değerinin müşteri çevresini de kapsadığı ve işletmenin teker teker malvarlığı unsurlarının toplamını aşan bir değer olarak tanımlandığının ifade edildiğini, işletme değeri devir ile birlikte devralana geçtiği için taraflar özel olarak rekabet etmemeyi şart koymuş olmasalar dahi devredenin devralan ile rekabet etmeme borcu altında olduğunun kabulü gerektiğini, bu değerlendirmeler neticesinde ise söz konusu gerekçeli kararda belirtilen '...Taraflar arasındaki sözleşmede rekabet yasağı ve müşteri portföyünün devrine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır...' ibaresinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunun kabulünün gerektiğini, davalı tarafın, aynı portföyle ticari ilişkisini devam ettirdiğini...

        Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalar olup, iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi ve iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı TTK, 6762 sayılı TTK'dan farklı olarak mutlak ticari davalar (kanundan dolayı ticari dava sayılanlar) haricindeki ticari davaları "ticari iş" kriterine göre değil de "ticari işletme" kriterine göre belirlemiştir Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır....

          Mahkemece; iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki uyuşmazlık, ticari iş niteliğinde olan limited şirket hisse devri ile işletme devrinden kaynaklandığından görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğu gerekçesiyle, göreve yönelik dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine, başvuru halinde dosyanın görevli Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı deliller ile gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 11.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            ın da bu şirketin sicil dışı kar ortağı olduklarını, şirket ortaklarının 03/07/2009 tarihli protokolle bu şirketteki paylarının tamamını şirketin sahibi bulunduğu işletme ruhsat hakkı da dahil olmak üzere davalılara 355.000 TL karşılığında devretmeyi kabul ettiklerini, bu sözleşmede belirlenen bedelin davacı ile diğer ortak ... ve kar ortağı .... arasında paylaşımı konusunda da ayrıca kendi aralarında protokol yapıldığını, hisse devirlerinin gerçekleştirildiğini, davacının kendi edimini yerine getirmesine rağmen davalıların hisse devrinden kalan 41.000 TL borcu ödemediklerini ileri sürerek, anılan meblağın ticari faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizce onanmıştır. Bu kez davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur....

              Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK'nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK'nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir....

                Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. 6335 Sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 5 inci maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemeleri'nce görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 Sayılı HMK'nun 1. maddesi gereğince kamu düzenine ilişkin olduğundan, ilk derece mahkemesi, istinaf ve temyiz aşamasında re'sen incelenir....

                  UYAP Entegrasyonu