Şti. cari hesabından 25.675,00 TL tutarının, davalı şirket cari hesabına borç kaydı verilmiş olduğu, 15.01.2018 takip tarihi itibariyle davalı şirket cari hesabının 169.602,78 TL borçlu durumda olduğu buna göre; davacı şirket kendi ticari defterlerinde, davalı şirketten takip tarihi itibarıyla 169.602,78 TL alacaklı durumda olduğu, taraf şirketler arasındaki ticari ilişki çerçevesinde, davacı şirkete ait incelenen 2017 yılı ticari defter kayıtlarına göre; davacı şirket tarafından tanzim edilen satış faturalarına istinaden davalı şirket tarafından herhangi bir ödeme yapılmamış olduğu, davalı şirket tarafından onaylanmış olan 01.12.2017 tarihli Hesap Mutabakatı ile; takip ve dava konusu 169.602,78 TL tutarındaki borcun davalı şirketin kabulünde olduğu anlaşıldığı bu nedenle davacı şirketin takip tarihi itibariyle davalıdan toplam 169.602,78 TL cari hesap alacağını talep edebileceği tespit edildiği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir....
Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari sayılan işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Bu nedenlerle işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. 6335 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 6335 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir....
Ltd.Şti. ile davalı şirket arasında 2002 yılından beri süregelen ticari ilişki olduğunu, taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığını, iki şirket arasındaki ticari ilişki nedeniyle davacının davalıya teminat senedi verdiğini davalının hem ... Filtre Ltd.Şti.den hem de müvekkilinden aldığı senetlerle icra takibine giriştiğini, şirket aleyhine geçilen takibe konu borca itirazları olmadığı halde müvekkilinin davalıya borçlu olmadığını belirterek davacının davalıya borçlu olmadığının tesbiti ile senetlerin iptaline, tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davacı şirket arasında ürün alım satımı ve bilişim hizmeti verilmesi gibi birçok alanda ticari faaliyetlerde bulunulduğunu, müvekkili şirketin satın alınan ürünler ile aldığı hizmet bedellerini davacı şirkete ödediğini, ödeme edimlerini yerine getirtiğini, bu husususun müvekkili şirket ticari defter kayıtları, banka dekontu ve ödeme makbuzları ile sabit olduğunu, fakat davacı şirketin müvekkili şirketin kendisine yapmış olduğu ödemeleri Cari Hesap kayıtlarına işlemediğini, Antalya ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkili şirket aleyhinde haksız icra takibi başlatıldığını, müvekkili şirketin bu icra takibine itiraz ettiğini, takibin durduğunu, davacı şirketin dosyaya sunmuş olduğu Muavin Defter kayıtlarında müvekkili şirketin kendisine ......
da bilinen bir tüccar olduğunu, ticari faaliyetleri sonucu önemli şahsi varlık sahibi olduğunu, murisin bu hisse devri tarihine kadar önemli şahsi varlıklarını satarak bu ülkede şahsı adına ve davalı oğlu adına kurduğu şirketlere yatırım yaptığını, ... yılından itibaren ... ülkesinde kardeşi ... ile birlikte ... ve ... faaliyeti alanında yeni ticari faaliyetler yürütmeye başladığını, bu ticari faaliyetleri sonucu ... ülkesinde şahsı ve veya hissedar olduğu şirketlere ait varlıklarının varis müvekkili tarafından bilinmemekte olduğunu, murisin bu ülkedeki ticari faaliyetlerinde birden fazla şirket olup ayrıca başka ticari ortakları olduğu hususunun da bilindiğini, murisin dava konusu şirket hisselerini devir işlemi yaptığı oğlu ...'ın ... yılından beri ... ülkesinde muris ile birlikte yürüttüğü ticari faaliyetlerine halen devam etmekte olduğunu, murisin bu ticari faaliyetleri sırasında şahsına ait ve hissedar olduğu şirketler aracılığı ile ...'...
Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olmasını sağlamaz. Başka ifade ile 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2021/377 KARAR NO:2024/378 DAVA: İPOTEK (İPOTEĞİN KALDIRILMASI (FEKKİ) DAVA TARİHİ:16/06/2021 KARAR TARİHİ:24/05/2024 Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkinin teminatı olmak üzere davacı şirket adına ------- kayıtlı ------ adresindeki daire üzerinde davalı şirket lehine ------ bedelli ipotek tesis edildiğini, konu taşınmazın kentsel dönüşüm sebebiyle yeniden inşasından sonra davacı şirkete ait tapu bilgisi------------nolu ofis niteliğindeki bağımsız bölüm " olarak değişmiş olup ipotek bu kayıt üzerinde devam ettiğini, davacı şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki yıllar önce sona ermiş olup, davacı şirketin davalı şirkete cari hesap veya herhangi bir borcu bulunmadığını, ipotek ile teminat altına alınan alacak ve ticari ilişki sona erdiğinden davalı şirketin...
Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir. Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın birer ticaret şirketi olduğu, tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır....
Ticaret şirketleri organları aracılığıyla idare ve temsil edildiğinden, ticari mümessil tayin etme yetkisi de organlarına aittir. Ticaret şirketlerinde idare ve temsil yetkisine sahip organlar, her ticaret şirketinin türüne göre değişiklik gösterir. Ancak şu hususu belirtmek gerekir ki, ticaret şirketlerinin tümünde ticari mümessil şirket ana sözleşmesiyle de tayin edilebilir. Mülga 6762 sayılı TTK 539/II (6102 sayılı TTK 616/1-b) ve 545. (6102 sayılı TTK 631/1) maddelerine göre, limitet şirketlerde, şirket sözleşmesinde aksine hüküm olmadıkça, ticari mümessil tayinine genel kurul yetkilidir. Buradan anlaşılacağı üzere, ticari mümessil doğrudan şirket sözleşmesiyle tayin edilebileceği gibi, şirket sözleşmesinde kararlaştırılması şartıyla bu yetkinin şirketi idare ve temsile yetkili müdürlere bırakılması da mümkündür. İşletme sahibinin, ticari mümessil dışında, duruma göre başka yardımcılardan da yararlanması mümkündür....
Tic Ltd Şti'nin satış yolu ile devrine ait devir bedelinin ödenmediği hususunda toplandığı, davalının ise incelenen İTO kayıtlarından da anlaşıldığı üzere ticari kaydının bulunduğu, bu nedenle uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleriyle ilgili olduğu ..." gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmış, maddenin (a) bendinde bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ile çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve çekişmesiz yargı işi sayılacağı belirtilmiştir. Türk Ticaret Kanununun 3. maddesinde, "Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir" düzenlenmesi getirilmiştir....