Kuruyemiş Tekel Gıda Deri Tekstil İnşaat Turizm ve Eğitim Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi hakkında açmış olduğu davanın değerlendirilmesinde ; Gelen belgeler ve tarafların da kabulünde olduğu üzere taraflar arasında Ticaret Siciline tescili gerçekleşmiş resmi bir ortaklık ilişkisi bulunmamaktadır. Davacının talebine konu alacak kalemlerinin yasal pay sahibi gözüken kişi tarafından talep edilebileceği, gizli ortak olduğu iddiasıyla talepte bulunulamayacağı, resmi ortaklık iddiasının ispat edilemediği anlaşılmakla açılan davanın reddine karar verilmiştir. Davacı taraf her ne kadar davalı davalı .... hakkında dava açmış isede ; ortaklık payına ilişkin alacaklarının ve kar payının tahsili talebine ilişkin istemlerin şirkete yöneltilebileceği şirket ortağına husumet yöneltilmesi doğru olmadığı anlaşıldığından davacı tarafından davalı ..... aleyhine açılan işbu davada davalının pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/11/2018 NUMARASI : 2016/731 ESAS, 2018/432 KARAR DAVA KONUSU : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) KARAR : Yalova 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 29/11/2018 tarih 2016/731 Esas 2018/432 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde; TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin davalı şirketin %10 payına sahip ortak olduğu, diğer davalı T4 ise şirketin %90 payına sahip olup aynı zamanda şirket müdürü olduğunu, şirket kaynaklarını keyfi olarak kullandığını, kar payı dağıtılmadığını, ortaklar arasında güven ortamının kalmadığını, müvekkilin şirkete alınmadığını, kendisine bilgi verilmediğini, aynı zamanda ortağı olduğu şirkette diş hekimi olarak çalışan müvekkilin muayene ve hizmetleri sonucu gerekli ödemenin yapılmadığını, şirket ortağı olarak göründüğü için kendisine ayrıca diş kliniği de açamadığını belirterek müvekkilin şirket ortalığından çıkmasına, ortaklık payının tespiti ile...
Davacı kar payının eksik ödendiğini ileri sürmekte olup mahkemece B.K.538 ve devamı maddeleri hükmüne göre ortaklığın tasfiyesine ilişkin hesabı yapmalı ortaklığın kar zarar hesabı yapılarak her bir ortağın hissesine göre alacağı kar payı belirlenme, buna göre davacıya eksik ödeme olup olmadığı tespit edilmelidir. Ortaklığı resmiyette temsil eden davalı şirketin idareci ortak olduğu taraflar arasında ihtilafsızdır. Mahkemece hükme esas alınan 05.11.2007 tarihli bilirkişi raporunda, davalı şirketin ticari defterlerinde inceleme yaparak ortaklığın kar zarar hesabı yapılmış, buna göre davacının hissesinden fazla kar payı aldığı kabul edilmiştir. Oysa davacı bu rapora itiraz etmiştir. Tasfiye hesabı yapılırken tek taraflı olarak davalı şirket tarafından tutulan defterlere itibar edilerek kar zarar hesabı yapılamaz....
Dava; davacının ortağı olduğu davalı şirketten, payına düşen kar payı alacağının tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, davalı şirket ortağı olduğu anlaşılan davacının davalı şirketten muaccel bir kar payı alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarının tespiti noktasında toplanmaktadır. Bilindiği üzere, şirket kar payının dağıtılıp dağıtılmaması şirket genel kurulun takdir yetkisindedir. Şirket karının dağıtılmamasına ilişkin alınan kararın kanuna, esas sözleşmeye, dürüstlük ve objektif iyiniyet kurallarına aykırı olmaması gerekir. Bu durumda davalı tarafça, kar dağıtılmaması kararının keyfi alınmadığı, şirket sürekliliği ve aktiflerinin sağlanabilmesi için gerekli olduğu kanıtlanmalıdır. Zira, TTK'nda esas itibariyle, sermaye şirketlerinde yıllık kar dağıtımı bir zorunluluk olarak kabul edilmiştir....
Sanayi ve Ticaret A.Ş'nin ortakları olduğu, bu şirket nezdinde davacıya ödenen kar payının davacı tarafından davalıya aralarındaki adi ortaklık kapsamında dava dilekçesinde belirtilen şirketlerde hissedar olunması amacıyla verildiği, ancak davalı tarafça söz konusu şirketlere hissedar yapılmadığını ve bu nedenle davalıya verilen paraların iadesine karar verilmesinin talep edildiği, bu haliyle talebin TTK'nda düzenlenen şirketler hukukunu ilgilendirmediği, tarafların ortak olduğu şirkete ilişkin eksik kar payı alımı veya diğer bir ihtilafın bulunmadığı, taraflar arasındaki ihtilafın davacı tarafından davalıya adi ortaklı kapsamında ödendiği ve dava dilekçesinde belirtilen şirketlere hissedar yapılmaması sebebiyle ödediği paranın iadesine ilişkin olup ticari iş ve ticari dava olmadığı ve Mahkememizin görevli olmayıp, genel görevli olan Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan Mahkememizin karşı görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketin Türk Ticaret Kanunu, Vergi Kanunları ve ana sözleşme hükümleri doğrultusunda şirket kârından dağıtılması gereken kar üzerinden ortaklara 1. temettünün dağıtılmasının zorunlu olduğu, 2. temettünün dağıtılmasına ilişkin ortaklar kurulu kararı bulunmadığı, davalı şirketin faaliyet gösterdiği sektörün genel gelişimi, davalı şirketin ekonomik faaliyet ve amaçları, kar payı dağıtılmasının davalı şirketin devamlılığı açısından ortaya çıkaracağı durumlar dikkate alınarak karar verileceği, 1. temettü tutarının hesabına ilişkin benimsenen bilirkişi raporu uyarınca davacının 2007-2008-2009 ve 2010 yıllarına ait şirket karları nedeniyle 643,75 TL kar payı alacağı bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 2007-2008-2009 ve 2010 yıllarına ait şirket karları nedeniyle 643,75 TL kar payı alacağının yıllık bilançoların kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınmasına, fazlaya...
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının ortak olduğu davalı şirketten kar payı alacağının bulunup bulunmadığı, davacının kar payının ödenmesinin talep edip edemeyeceği ve varsa ödenmesi gereken kar payı miktarı hususlarında toplanmaktadır. Davalı şirketin kar payı dağıtılması yada dağıtılmaması gündemi ile yapmış olduğu olağan, olağanüstü genel kurul toplantısının bulunup bulunmadığı araştırılmış, Sakarya Ticaret Sicil Müdürlüğü ve davalı şirket kar payı dağıtımı konusunda herhangi bir olağan veya olağanüstü genel kurul toplantısı bulunmadığını bildirilmiştir. Limited şirketlerde karın dağıtımına ilişkin esaslar 6102 sayılı TTK'nın 608 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Ortaklık sözleşmesinde aksine kural bulunmadıkça ortaklar sermaye koyma borçlarını yerine getirdikleri oranda yıllık bilançoda gösterilen safi kârdan pay alabileceklerdir. Bir sermaye ortaklığı sayılan limited ortaklıkta çıkarılan ticari bilançoya göre saptanan kâr dağıtılabilecektir....
Asliye Ticaret Mahkemesinin ... esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu ile de tespit edildiğini, şirket müdürünün 2011-2012-2013-2014 yıllarında şirket genel kurulunu toplantıya çağırmadığını, bu hususun ihtarname ile kendisine bildirilmesine rağmen halen genel kurul toplantılarının yapılmadığını, şirket müdürünün kar dağıtımı konusunda da bir işlem yapmadığını, bu durumun müvekkillerine mağdur ettiğini, müvekkillerinin keşide ettiği ihtarnamelerle şirket işleri hakkında bilgi ve belge talep etmiş ise de, müvekkillerine bilgi ve belgelerin verilmediğini, şirket müdürünün bu tutumu nedeniyle şirket işleri ve hesapları konusunda gerekli ve yeterli bilgiye sahip olunamadığını, bu konudaki hakkının engellendiğini bildirerek müvekkillerinin şirket ortaklığının devamı için gerekli güven duygusu ve isteğinin ortadan kalktığını bildirerek müvekkillerinin Anonim Şirket ortaklığından çıkarılmasını, kendisine ortaklık payının gerçek değerinin ve kar payının ödenmesine...
nin kurulduğunu, müvekkilinin ... ve ... ile ayrıca tüm şirketlerde %14 ortak olduğunu, müvekkilinin ... tarafından kurulmuş şirketler de adi ortaklık sözleşmesi gereğince %14 adi ortaklık payının bulunduğunu, ..., ... ve şirketleri bünyesinde devam etmiş 20 yıl boyunca ödenmesi gereken kar paylarının ödenmediğini ve bu kazançların şahıs ve şirketlerin faaliyetlerinde kullanıldığını, buna rağmen müvekkilinin bu faaliyet karlarından yararlandırılmadığını, müvekkilinin haklarını talep etmesi üzerine şirketten kovulduğunu ve ortaklık kar paylarının cüzi bir kısmının sadece avans şeklinde ödendiğini, bu nedenlerle davalılarla davacının tüm şirketlerde ve ticari faaliyetin bütününden adi ortak olduğunun tespitine, müvekkilinin 20 yıl boyunca devam edelen davalılarda birlikte adi ortaklığa ait ortaklığın aktif ve pasif mal varlığının belirlenerek idareci ortak konumunda olan davalılardan ortaklık hesabını gösterir hesabın istenilerek ortaklıktaki payının tespiti ile ortaklıkta yer alan ticari...
Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasındaki adi ortaklığın tasfiyesi, kar payının tahsili ve alacak istemine ilişkindir. 818 sayılı önceki BK'nun 534.maddesi;” Şirketin iktisap ettiği veya şirkete devredilen şeyler, alacaklar ve ayni haklar şirket mukavelesi dairesinde müştereken şeriklere ait olur. Şirket mukavelesinde diğer bir hüküm bulunmadıkça bir şerikin alacaklıları haklarını ancak o şerikin tasfiyedeki hissesi üzerinde kullanabilirler. Hilafı mukavele edilmiş olmadıkça, şerikler, birlikte yahut bir mümessil vasıtasiyle üçüncü şahsa karşı deruhde etmiş oldukları borçlardan müteselsilen mes'ul olurlar. “ hükmünü içermekte olup; aynı husus yeni yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK'nun 638.maddesinde de ” Ortaklık için edinilen veya ortaklığa devredilen şeyler, alacaklar ve ayni haklar, ortaklık sözleşmesi çerçevesinde elbirliği hâlinde bütün ortaklara ait olur....