Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda; Dava, taraflar arasında unlu mamüller imalatı ve satışı için kurulan adi ortaklık ve işlerin büyümesi ile işlerin yürümesi, tüm ortakların iradesi ile kurulan limited şirket ve limited şirket üzerinden yürütülen ortaklık olmak üzere, adi ortaklığın tespiti tasfiyesi ile kâr payının tahsili istemli açılmıştır. Limited şirketinin kurulması tarafların kabulündedir. Unlu mamüllerle ilgili faaliyetin limited şirket üzerinden yürütüldüğü , davanın ticari işletme ile ilgili olduğu, ileri sürülen faaliyetin yürütüldüğü işletmenin ticari işletme mahiyetinde olması ve her iki tarafın ticari işletmesi olması itibarı ile ticari işletmeyi ilgilendiren eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. KARAR : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 21.ve 22. maddeleri gereğince İzmir 5....

    Madde uyarınca ortaklık yetkilerinin sınırlanması ya da kaldırılabilmesinin ancak haklı bir sebep varsa mümkün olduğunu, davacının, talebinin dayanağı olan haklı sebebini ispat etmesi gerektiğini, huzurdaki davanın basit bir adi şirket olarak değerlendirilmemesi gerektiğini, zira bu adi ortaklık, ......

      İş Ortaklığı”ndaki ortaklık hisselerinin; kar payı ve tasfiye payı olduğunu, bu ortaklığını ... ... Müdürlüğü'nün ihale makamı olduğunu, ... ve Sulaması inşaatı yapıl işini ihale ile üstlendiklerini, talepleri üzerine davalının adi ortaklık niteliğindeki bu ortaklık hisselerine, tasfiye ve kar payı üzerine icra müdürlüğünce haciz konulduğunu, bu haczin bu iş ortaklığına davalı borçluya ... davetiyesi ile tebliğ edildiğini, hacze rağmen borçlu ve iş ortaklığının müvekkiline olan borcunu ödemediğini, bu nedenlerle ... ... Ticaret Ltd şti & ... iş ortaklığının feshine ve tasfiyesine, davalı borçlu ...'un iş ortaklığındaki ortaklık hisseleri, kar payı ve tasfiye payının gerçek değerinin belirlenerek paraya çevrilmesine, borcu karşılar miktarının davacı müvekkile ödenmesine, iş ortaklığının amacının ... ... Müdürlüğü'nün ihale makamı oluduğunu, ... ve Sulaması İnşaatı yapım işi olduğundan, ... ......

        -2- hisse bedelini yatırdığı tarihte ayrıca 270.000 TL davacı şirket hesabına yatırmış ise de, bu şekilde şirket hisse devrinin mümkün olmadığı, 23.10.2010 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında sermaye artırımı kararı alınmış ise de, davacının süresi içerisinde sermaye arttırım bedelini ödemediği, davacının davalı şirkete yaptığı ödemenin sebepsiz zenginleşme niteliğinde olup, davacının 90.000 TL alacağı yönünden 30.01.2011 tarihinde davalıyı temerrüte düşürdüğü gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, davacının 210.000 TL'lik ödenmiş nakdi sermaye karşılığı 8400 şirket ortaklık payı bulunduğuna ilişkin şirket ortak pay defterine kaydedilmesi yönündeki talebinin reddine, 90.000 TL'nin temerrüt tarihi olan 30.01.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair tesis edilen karar, taraf vekilleri ile fer'i müdahil vekilinin temyizi üzerine, Dairemizce ilamda belirtilen nedenlerle bozulmuştur....

          , taraflar arasındaki ortaklık ilişkisinden edinilen bilgi birikiminin (know how) üçüncü kişilerce ortaklık kurulması suretiyle ortaklığın menfaati haricinde kullanıldığı, şirket sırlarının açığa çıkartıldığı, çıkarlarının zedelendiği, bu durumun 6098 sayılı TBK'nun 626 ve 628 ile 6102 sayılı TTK'nun 613.maddeleri uyarınca adi ortaklık ve limited şirket ortaklık ilişkisinden kaynaklanan rekabet yasağı ve özen yükümlülüğünün ihlali sonucunu doğurduğu ve kendisinin zararına sebebiyet verdiği iddiasıyla iş bu tazminat davasını ikame ettiği, davalının ise zamanaşımı definde bulunduğu, kendisinin sermaye yetersizliği ve usuli bir takım eksiklikler sebebiyle davacı ile ortaklık ilişkisi kurduğu, kendisinin teknolojik yeterliliğe sahip olduğu, ... cihazlarının üretimi, tasarımı ve teknoloji haklarının kendilerine ait olduğu, geçmişten beri bu alanda üretim yaptıkları, davacının ortaklık ilişkisinden önce ... cihazı üretimi yapmadığı, ortaklık ilişkisinin davacı şirketin borca batık hale...

            İş mahkemesinde 2011/548 esas sayılı dava açıldığını, acılan davada kurum lehine toplam 7.357,77 TL rücuen alacağı hükmedildiğini, mahkeme kararının kesinleştiğini, söz konusu mahkeme kararı gereğince kurum alacağının tahsili için T3 sorumlusu ve yöneticisi olduğu şirket aleyhinde Ankara 13. İcra Müdürlüğünde 2015/11985 esas sayılı icra takibine girişilmiş ise de takibin semeresiz kaldığını, şirketin ihya edilmiş ise de kurum alacağının şirketten tahsilinin mümkün olmadığını, bu sebeple kurum alacağının dava dışı şirket sorumlusu olan davalı T3 alınmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalının üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

            Davalı; ticaret mahkemesinin görevli olduğunu, adi ortaklık sözleşmesinin yürürlüğe girmediğini, ortaklığın hiçbir zaman faaliyete geçmediğini, adi ortaklık adına demirbaş alınmadığını, davacının şirkette işçi olarak çalışmaya başladığını, ... 47. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/42 Esas sayılı dosyadaki beyanında davacının ortak olmadığını beyan ettiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davalıya ait adi ortaklık için işyerinde mal bulunmadığı, konulan bir sermayede bulunmadığı, adi ortaklık sözleşmesinin fiilen kurulmadığı, davacının işyerinde eleman olarak çalıştığı, bu durumda işçilik alacaklarının varlığı halinde bunları talep edebileceği, şirket olarak çalışan işyeri pastaneye alınan demirbaşlar ile malzemelerin limited şirket adına alındığının davacı tarafça da kabul edildiği, ortaklık alacağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              Buna karşılık tarafları tacir olan ve her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olan davalara ise nispi ticari dava denir. Yani bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari ... niteliğinde olması veya ticari ... karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari ... sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir....

                Ancak, bozma ilamından sonra alınan bilirkişi raporunda, vaki olay açısından şirket muhasebe kayıtlarında davacının pay sahibi olduğuna ilişkin bir kayda rastlanılmadığı, defterlerin mevcut durumu nazara alındığında pay sahipliği durumunun şirket kayıtlarından tespit edilemeyeceği, ancak birikimlerini değerlendirmek isteyen bir kimse ile fon talep eden bir anonim şirket arasındaki ilişkinin kural olarak ortaklık ilişkisi olabileceği, üçüncü kişi ile şirket arasındaki bir ilişkinin kural olarak ortaklık ilişkisi olacağı yönünde bir karine bulunduğu, bu karinenin dosyadaki delillerle çürütülemediği kanaatine ulaşıldığından taraflar arasındaki ilişkinin bir ortaklık ilişkisi olarak nitelendirilebileceği belirlenmiştir....

                  sicil numarasında kayıtlı sermaye yapısı ve ortaklık yapısı belirli bir şirket olduğunu, müvekkili şirket yetkilileri tarafından hiç kimseye hiç bir vaatte bulunulmadığını, davacının dosyaya sunduğu tahsilat makbuzunun gerçek olmadığını ve bunu kabul etmediklerini, müvekkili tarafından davacıdan her hangi bir para tahsilatı yapılmadığını, davacı tarafından dosyaya 50'lik bir adet şirket hisse senedi sunduğunu, elinde hamiline yazılı şirket hisse senedi olan bir davacının şirket ortağı olarak kabulünün gerektiğini, şirketin ortağının TTK 329 ve 405. maddeleri gereğince şirkete sermaye olarak koydukları/verdikleri paraları geri istemelerinin ve şirketin de hisse senetlerini geri almasının mümkün olmadığını, hamiline yazılı hisse senetlerinin şirket pay defterine kaydedilmesinin mümkün olmadığı gibi bu tip senetlerin teslim ile el değiştirmesi nedeniyle bunlara hesap ekstresi veya bir başka belge verilmesinin de mümkün olmadığını, müvekkili şirket yetkilileri hakkında her hangi bir kesinleşmiş...

                    UYAP Entegrasyonu