Aynı kanunun 23. maddesinin 19/03/2003 gün ve 4829 sayılı Kanunla yapılan değişik 9. bendi gereğince ise "Tebliğ evrakı kime tebliğ edilmişse onun imzası ile tebliğ memurunun adı, soyadı ve imzasının bulunması" tebliğ evrakında bulunması zorunlu unsurlardandır. (HGK'nun 08/10/2008 tarih, ... Esas, 2008/574 Karar). Somut olayda borçlu şirkete ilk gönderilen ödeme emri tebligat evrakının incelenmesinde; tebligat adresi ticaret sicil adresi olsa bile tebliğ memurunun ad ve soyadının yazılı olmadığı görülmekte olup, bu haliyle de Tebligat Kanunun 23/9. maddesi gereğince tebliğ işlemi usulsüzdür. Bu durumda Tebligat Kanunu'nun 35/4 maddesine göre tebliğ işlemi gerçekleştirilemez. Açıklanan nedenlerle şikayetin kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile reddi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince ortaklar kurulu kararı ile fesih ve tasfiyesine karar verilen limited şirketin tasfiyesi sonucu sicilden kaydının silinmesinden sonra, davacı alacaklıların İş Mahkemesince verilen mehil gereğince açmış olduğu şirketin tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkin ihya davası açmakta davacını haklı olduğu, husumet, tasfiyeyi sağlayan memur ile Ticaret Sicil Müdürlüğüne düşeceği, ticaret Sicil Müdürlüğü yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden sorumlu olmadığı,davalı tasfiye memuru ilk duruşmaya kadar davayı kabul etmediğinden davalı tasfiye memurunun yargılama giderlerinden sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar venrilmiştir. Karara karşı davalı tasfiye memuru tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; İhyası talep edilen ......
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2022/540 Esas KARAR NO : 2023/692 BAŞKAN : ... ... ÜYE : ... ... ÜYE : ... ... KATİP : ... ... DAVACI : ... - ... VEKİLİ : Av. ... DAVALI : ... VEKİLİ : Av. ... DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) DAVA TARİHİ : 25/04/2022 KARAR TARİHİ : 24/05/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/06/2023 Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde ; Müflis şirketten 51.000,00 USD tutarında çekten dolayı alacaklı olduklarını, bununla ilgili Bursa 1....
Hukuk Dairesi SAYISI : 2024/168 Esas, 2024/254 Karar İLK DERECE MAHKEMESİ : Ezine Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) SAYISI : 2019/60 E. 2020/71 K. Taraflar arasındaki asıl genel kurul kararının iptali birleşen Ticaret Sicil Memurunun kararına itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Kararın asıl davada davalı ... Un Mam. Ltd Şti. temsilen ... tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı ... Un Mamülleri Nakliye ve Tic. Ltd....
TTK'nun 36/1. maddesinde sicil kayıtlarının etkisinin üçüncü şahıslar açısından başlangıcı düzenlenmiş; ticaret sicilinin dış etkilerine ise aynı maddenin 3. fıkrasında ''Üçüncü kişilerin kendilerine karşı sonuç doğurmaya başlayan sicil kayıtlarını bilmediklerine ilişkin iddiaları dinlenemez" hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda; davalının tasfiye memuru olduğu Tasfiye Halinde ... Kağıt Tarım Ürün. Tekstil Gıda Reklam Ürün. İml. ve Tic. Ltd. Şti.'nin tasfiye sonucu terkin edildiği hususu 05/04/2013 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanmıştır. Şu halde davacının davalı tasfiye memurunun TTK'nun 541. maddesinde öngörülen yükümlülüklerini ihlal ettiğini öğrendiği tarih, en geç ilan tarihi olan 05/04/2013 tarihi olarak kabul edilmelidir. Bu tarihten itibaren, istinaf incelemesine konu davanın açıldığı 16/06/2014 tarihine kadar, TTK.'...
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı kurumda... ... sicil nolu dosyada işlem gören işyerinin ... adına tescil edildiği, ...'nun ... Ticaret Odası yönetim kurulu başkanı olduğu, işyeri tescilinin ... adına yapılmış olmasına rağmen davada davalı olarak gösterilmediği anlaşılmaktadır. Yapılacak iş, ...'nun davaya dahil edilerek davanın görülmesi, ancak davalı sıfatına sahip olan ...'nun aynı zamanda ... Ticaret Odası yönetim kurulu başkanı olması sebebi ile aradaki menfaat çatışmasının Odaya usulüne uygun temsil edecek 3. kişinin atanarak davayı takip etmesi sağlanarak giderilmesi ve toplanacak bilgi ve belgelere göre sonuca gitmekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/854 KARAR NO : 2024/220 DAVA : Ticari Şirket (Tasfiyenin Kapatılması) DAVA TARİHİ : 12/12/2023 KARAR TARİHİ : 20/03/2024 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Tasfiyenin Kapatılması) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: ------ Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ----- esas ------ karar sayılı kararı ile Ticaret Sicil Müdürlüğü'nde ----- ticaret sicil numarası ile kayıtlı Tasfiye Halinde------ unvanlı şirkete ilişkin 14/10/2020 tarihinde şirketin fesih ve tasfiyesine karar verildiğini, yine sayın mahkemenin 01/07/2021 tarihli kararı ile tasfiye memuru olarak ------ atanmasına karar verildiğini ve 05/08/2021 tarihinde ticaret sicil memurluğunda tescil ve ilan edildiğini, bilirkişinin 25/04/2023 tarihli raporunu sunduğunu belirterek şirketin tasfiyeye tabi borç ve alacağının bulunmadığını, ticaret sicil terkini ve diğer işlemlerin yapılabilmesi tasfiyenin sonlandırılmasını ve kapanışın...
Bu sebeple davacının ihya isteminde hukuki yararının mevcut olduğu ,davalı tasfiye memurunun davacının açtığı bir dava bulunmadığına yönelik istinaf nedeni yerinde bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle; TTK 547 maddesi koşullarını taşıdığı görülmekle davanın kabulüne İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün 960620 sicil nosunda kayıtlı iken tasfiye sonucu sicilden terkin edilen Tasfiye Halinde ... Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin TTK. nun 547 maddesi uyarınca ihyasına, şirketin ticaret siciline tesciline, bu işlemleri yürütmek üzere son tasfiye memurunun, tasfiye memuru olarak atanmasına, kararın ticaret sicilinde tescil ve ilanına, karar verilmiş, davacının dava dilekçesinde yer alan iddialarına göre, davacının işçilik alacağı olup olmadığı ancak şirketin ihyasından sonra ilerleyen süreçte yapılacak yargılama neticesinde anlaşılacak olup; davacının karşı yan şirketten alacağı bulunmadığı eldeki ihya davasının konusunu teşkil etmemektedir....
Limited Şirketi'nin ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinde; şirket ana sözleşmesinin 15/01/1998 tarihinde tescil edildiği, şirketin son yetkilisinin ve aynı zamanda tasfiye memurunun davalı ... olduğu, şirketin son tescilini 14/12/2020 tarihinde yaptırdığı, şirketin tasfiyesinin sona erdiği 14/12/2020 tarihinde tescil edildiğinden sicil kaydının terkin edildiği görülmüştür. Yapılan yargılama, tarafların iddia ve savunmaları, ticaret sicil kayıtları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sicilden terkin edilenTasfiye Halinde ... Limited Şirketi'nin TTK 547 mad uyarınca .... İş Mahkemesinin ... esas sayılı dosyası ile sınırlı olmak şartıyla yeniden ihyasına ilişkindir....
Davalı ... vekili; tasfiye memurunun iddia edilen eksik işlemlerini, Sicil Müdürlüğü'nün tespit etmesinin mümkün olmadığını, tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olmasının tasfiye memurunun sorumluluğunu gerektirdiğini, bu nedenlerle açılan davanın Ticaret Sicil Müdürlüğü yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tasfiye memuru şirketin 1992 senesinde tasfiye sürecine girdiğini ve 1994 yılında tasfiye süreci tamamlanarak sicilden terkin edildiğini, tasfiye memuru olarak sorumluluğunun 5 yıl olduğunu, 1994 yılından bugüne kadar 22 yıl geçtiğini, dolayısıyla zamanaşımı da dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, şirketin tasfiye işlemlerinin tam olarak sona ermediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı davalı tasfiye memuru temyiz etmiştir....