Bundan ayrı, eldeki dosyada davacılar Kadastro Mahkemesindeki 1955/462 ve 1999/169 Esas sayılı dava dosyalarında vekalet görevinin kötüye kullanıldığı ve müşterek muris Hasan Karamehmet’in davalılar lehine 1964 tarihinde düzenlediği hibe senedinin geçersiz olduğu iddiasına dayanarak tespitten sonraki hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteminde bulunduklarına göre dayanılan hukuki sebebin de farklı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda kesin hükmün varlığından söz edilemez....
Bu nedenle, hakkında tutanak düzenlenmeyen taşınmazlar yönünden tespitten önceki kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak dava açılması mümkündür. Hal böyle olunca Mahkemenin tespitten önceki zilyetliği değerlendirmeden yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Bölgede kadastro çalışmaları 2005 yılında tamamlanıp aynı yıl kesinleşmiştir. Mahkemece, 2005 yılından geriye doğru 20 yıllık iktisap süresinin dolup dolmadığı ve davacı yararına 3402 sayılı Yasa'nın 14. maddesindeki iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı araştırılmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Diğer taraftan çekişmeli taşınmaz yol olarak tespit harici bırakıldığına göre TMK'nın 713/3. maddesi uyarınca Hazine de davaya dahil edilmelidir. Taraf teşkili sağlanmadan davaya devam edilip yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması da isabetsizdir....
Bu durumda, dava sırasında tespit tutanağının kesinleşmediği ve tespitten önceki haklara dayandığı anlaşılmakla, davanın Çubuk Kadastro Mahkemesinde bakılıp sonuçlandırılması gerekir SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Çubuk Kadastro Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 18.04.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Mahkemece, davacının talebinin kadastro tespitinden önceki nedene dayalı olduğu ve dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Davacılar, 770 parsel sayılı taşınmazın adlarına kayıtlı olduğunu, taşınmaz üzerinde evlerinin de bulunduğunu ancak taşınmazın kendi fiili kullanımlarında bulunan bir bölümünün komşu 766 parsel sayılı taşınmaz içerisine katıldığını ileri sürerek dava açmışlardır....
Kadastro Mahkemeleri kural olarak tespit tutanağı düzenlenip askı ilanına çıkartıldıktan sonra, askı ilan süresi içinde ve tespitten önceki hukuksal nedenlere dayalı olarak açılan davalara bakmakla görevlidir. Tutanağı düzenlenmeyen taşınmazlara ilişkin davalarla, tutanaklar kesinleştikten sonra açılan davalara ve tespitten sonraki hukuksal nedenlere dayalı olarak açılan davalara bakmak Kadastro Mahkemelerinin görevi dışında kalıp genel .../.. mahkemelerin görevine girmektedir. Görev kamu düzenine ilişkin olup taraflarca öne sürülmese bile mahkemelerce kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Yukarıda belirtilen yasal düzenleme ışığında somut olaya bakıldığında; dava konusu taşınmaza ait kadastro tutanak örneğinde taşınmaza ilişkin kadastro tespitinin kesinleştiğine dair bir belirtim mevcut olmadığı gibi Tapu Müdürlüğü'nün cevabi yazılarında ve ekinde gönderdiği tapu kayıt suretlerinde taşınmazın itirazlı olduğu belirtilmiştir....
Davacılar vekilleri ise tespitten sonra kadastro tutanaklarının kesinleşmesinden önceki taksim, pay satışlarına dayanarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuşlardır. Başka bir anlatımla, satışlar tespitten sonra ancak kadastro tutanağının kesinleşmesinden önceki dönemlerde yapılmıştır. Yukarıda açıklandığı üzere, dayanak satış senetleri tespit tarihinden sonraki dönemlere ilişkin olduğundan somut olayda, 3402 sayılı Kanunun .../....maddesi uyarınca hak düşürücü sürenin uygulanmasına imkân bulunmadığından davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir Bundan ayrı; dava konusu taşınmazlardan ... parsel belgesizden diğer parseller ise eski tapu kayıtlarına dayalı olarak tespit edilmiş olup dava dilekçesindeki açıklamalara göre, mahkemece karar gerekçesinde gösterilen 3402 sayılı Kadastro Kanununun ....maddesi uyarınca ... yıllık kazanma süresi gerçekleşmediği görüşüne katılmak da mümkün değildir....
Davacının ise, Alanya Kadastro Mahkemesinin 1989/55 Esas - 1991/359 Karar sayılı ilamı ile davalıların sulh anlaşması ile haklarını aldıklarını, 1004 ada 126 parselde bir hakları kalmadığı iddiasıyla eldeki davayı açmış oldukları, davanın dayanağı olarak ileri sürülen sulh anlaşmasının tespitten sonraki bir tarihi taşıması nedeniyle davanın tespitten sonraki hakka dayalı olarak açıldığı anlaşılmaktadır. Davanın tespitten sonraki nedenlere dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olması nedeniyle Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 01/09/2021 Tarihinde yürürlüğe giren 01/07/2022 tarih ve 1047 sayılı Daireler arası İş Bölümü kararında 1. Hukuk Dairesi iş bölümünün 1. Maddesine göre; Taşınmaz mallara ilişkin, tapu kaydına ve mülkiyet hakkına dayalı tapu iptal, tescil, el atmanın önlenmesi, yıkım (kal) istemli davalar ile haksız işgal tazminatı (ecrimisil) istemli davalar sonucu verilen hüküm ve kararlara, bakma görevinin 1....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/965 KARAR NO : 2022/340 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : DURSUNBEY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 27/06/2018 NUMARASI : 2017/213 ESAS, 2018/139 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Tespitten Önceki Hukuki Sebeplere KARAR : İlk derece mahkemesinin 27/06/2018 tarihli kararına karşı davalı Hazine tarafından kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla yapılan inceleme sonucunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın maliye adına kayıtlı olduğunu, ancak taşınmazın evveliyatında 1997 yılında vefat eden eşi Ümmügülsüm Yıldırım'a ait olduğunu, ölümünden sonra kendilerine intikal eden taşınmazların miras paylaşımında dava konusu taşınmazın kendisine verildiğini, bu haliyle kendisinin zilyet ettiğini, maliye adına yapılan tescilin hatalı olduğunu bu nedenle tapunun iptal edilerek kendi adına tescilinin...
Mahkemece verilen önceki tarihli hüküm, Yargıtay 16....
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 09.06.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....