WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bir kısım davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taleplerin hak düşürücü süre ile zamanaşımına uğradığını, dava konusu taşınmaz 10.02.1972 tarihinde kesinleşen kadastro tespiti neticesinde davalı müvekkillerinin murisi olan Mehmet Hadi Esen adına tescil edildiğini, kadastro tespiti senetsizden 20 yıllık zilyetliğe dayalı olarak yapıldığını, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesi "Tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz" biçiminde ifade edildiğini, davacının ise kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayalı olarak tapu iptal tescil talebinde bulunduğunu, davacının taleplerinin zamanaşımı ile malul olduğu dava açma süresinin geçmiş bulunduğu göz önüne alınması gerektiğini, diğer yönden, tutanaklarda belirtilen haklara "..itiraz olunamaz ve dava açılamaz" denilmek suretiyle hak düşürücü sürenin uygulama alanı...

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; “önceki günlü bozmaya uyularak yapılan inceleme ve araştırmanın yeterli olmadığı, davacının dayandığı tescil ilamı ile oluşan tapu kaydının gereği gibi uygulanmadığı, bozmadan önceki fen bilirkişisinin düzenlediği rapor ile bozmadan sonra hükme esas alınan bilirkişi raporları çeliştiği halde çelişkinin giderilmediği, Toprak Tevzii Komisyonunca düzenlenen haritada davalıların murisi ......'e 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazların verildiğinin belirtildiği halde 4 parsel sayılı taşınmaz için tapu kaydının oluşturulup oluşturulmadığının araştırılmadığı, 3 parsel sayılı taşınmaz için oluşturulan Şubat 1956 tarih 632 sayılı tapu kaydının batı sınırında gösterilen ... ile davalıların murisi ......'...

    Davacı ise, tespitten önceki hukuki nedene dayalı olarak 27.08.2013 tarihinde dava açmıştır. Buna göre, tespitin kesinleştiği 03.08.1993 tarihi ile dava tarihi olan 27.08.2013 tarihi arasında 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre dolmuştur. Hal böyle olunca mahkemece, hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, esasa girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Ancak, anılan taşınmazların tapu kayıtlarında tescil tarihi tespitten önceki bir tarih olan 06.04.2012 olarak gözükmekte olduğu gibi tapu kaydının beyanlar hanesinde 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldıkları şerhi de bulunmamaktadır. Bu çelişkinin giderilmesi için öncelikle çekişmeli taşınmazların güncel tapu kayıtlarının Tapu Müdürlüğünden getirtilerek yukarıda açıklandığı şekilde tescil tarihinin tespit tarihinden önceki bir tarih olması ve 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldıkları şerhi bulunmaması halinde bu hususun nereden kaynaklandığının Tapu Müdürlüğünden sorularak kadastro tutanakları ile tapu kayıtlarının birbirine uyumlu hale getirtilmesi sağlanıp ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 08.04.2015 gününde oybirliği ile karar verildi....

        Bu durumda, dava sırasında tespit tutanağının kesinleşmediği ve tespitten önceki haklara dayandığı anlaşılmakla, davanın Çubuk Kadastro Mahkemesinde bakılıp sonuçlandırılması gerekir SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Çubuk Kadastro Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 18.04.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....

          Mahkemece, kadastrodan önceki nedene dayalı tespite itiraz davasında ilk zilyetlik ve zilyetliğin sürdürülüş biçimi ve süresi bakımından davacının davasını ispat ettiği gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Çekişmeli taşınmaza ait kadastro tespiti 21.02.1997 tarihinde hükmen kesinleşmiş olup, çekişmeli taşınmazın kargir ev ve tarla vasfıyla ... kullanımında olduğu belirlenmiştir. Davacılar 27.2.2013 tarihli dava dilekçeleri ile 1993 yılında taşınmazın 1000 metrekarelik kısmını satın aldıklarını belirterek zilyetliklerinin tespitini talep etmişlerdir. Bu hali ile dava; tespitten önceki nedene dayalı olarak açılmış tapu kaydının beyanlar hanesine muhdesat şerhi verilmesine yöneliktir. Tespit 21.02.1997 yılında kesinleşmiş olup, davacılar 1993 yılındaki satın almaya dayanmaktadır....

            İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacının tespitten önceki satın almaya dayanmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmeyerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Mahkeme gerekçesindeki nitelendirmeye ve temyiz dilekçesi içeriğine göre, tapu kaydının iptali istenen 173 ada 5 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti 20.07.1983 tarihinde yapılmış olup, davacı, Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.12.1983 tarihli ilamına dayanılarak tespitten sonra oluşan 02.10.1984 tarih ve 6 sıra numaralı tapu kaydına dayanarak tapu iptali, tescil, men'i müdahale ve kal davası açtığına göre, istemi kadastrodan sonraki nedene dayalı olup, dosyayı inceleme görevi 1. Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenle dosyanın Yargıtay Yüksek 1. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 10.05.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;Davanın hukuki yarar yokluğundan reddine, karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 28.06.2022 tarihli ön inceleme duruşma zaptında uyuşmazlığın" muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve miras payı oranında tescili ile tazminat istemi"ne ilişkin olduğu belirtilmişse de sunulan 15.04.2022 tarihli dava dilekçesine bakıldığında taleplerinin Tespitten önceki hukuki sebeplere dayalı Tapu iptali ve Tescil davası olduğu açıkça anlaşıldığını, mahkeme hakimine muvazaanın muristen kaynaklı olmadığı, davalılar arasında olduğu anlatılmaya çalışılmış ancak dikkate alınmadığını, 15.04.2022 tarihli dava dilekçemizin 2.sayfasında " Murisin vefatından sonra yapılan Ağustos 2012 yılındaki kadastro çalışmaları esnasında davalı T3 beyanına istinaden yapılan tespit gerçeği yansıtmamaktadır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava tespitten sonraki satın almaya dayalı tapu sicilindeki kullanım şerhinin düzeltilmesine yönelik olduğuna göre Asliye Hukuk Mahkemesince verilen hükmün temyizen incelenmesi görevi Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın Yargıtay Yüksek 14. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 22.11.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu