Hukuk Dairesince de dava tespitten önceki nedenlere dayalı kabul edilerek dosya Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu'na gönderileceği yerde Dairemize gönderildiği anlaşılmakla temyiz incelenmesinde görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 08.07.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, 1994 tarihinde yapılan kadastro tespitinden sonraki 1997 tarihli sözleşme ile haricen satın almaya dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Tespitten önceki nedene dayanılmamaktadır. Davanın açıklanan bu niteliğine göre Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 gün ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incemesi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenlerle dosyanın Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 30.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin murisi T7 Zonguldak ili Alaplı ilçesi Mollabey köyünde kain 121 ada 23 parsel sayılı taşınmazdaki 3/5 hissesinin tamamını oğlu olan davalı T5 muvazaalı bir şekilde devretmiş olduğu için açmış olduğumuz dava, tespitten önceki hukuki sebeplere dayalı tapu iptali ve tescili davası niteliğinde kabul edilip hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı şeklindeki usul ve yasaya aykırı gerekçe ile hiçbir araştırma ve yargılama yapılmaksızın usulden reddedildiğini, gerekçeli kararın taraflarına 14.06.2022 tarihinde UETS vasıtasıyla tebliğ edilmiş olup, dava konusunun tespitten önceki hukuki sebeplere dayandığı iddiası ile reddedilmesi usul ve yasalara aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın kadastro tespiti 19/12/1996 tarihinde kesinleşmişse de, söz konusu taşınmaz 1984 yılında T7 tarafından oğlu T5 1.000.000- TL bedel karşılığında murisin açıkça muvazaalı işlemine dayalı olarak devredilmiş, davalı adına...
Dava dilekçesindeki anlatıma, yargılama sırasındaki iddia ve savunmaya ve tüm dosya içeriğine göre eldeki dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesi uyarınca kadastro öncesi sebebe (zilyetliğe) dayalı olarak genel mahkemede açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 3402 ayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. Maddesinde de, ''Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz." hükmü öngörülmüştür....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 15 inci maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı, 640 ıncı, 701 inci ve 702 nci maddeleri 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 190 ıncı maddesi, 3. Değerlendirme 1....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2020/108 ESAS NULL/NULL KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Tespitten Önceki Hukuki Sebeplere Dayalı) KARAR : Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Antalya ili Aksu ilçesi Karaçalı mahallesi 13336 ada 69 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, davalının ise aynı yerdeki 13336 ada 43 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, bölgede kadastro müdürlüğü tarafından 22/A uygulaması yapıldığını, müvekkiline ait arsa ve üzerindeki muhdesatın bir kısmının davalıya ait bitişik 43 parsele katıldığını, yapılan uygulamanın yanlış ve hatalı olduğunu, mülkiyet hakkının yenileme kadastrosu ile ortadan kaldırıldığını belirterek, yenileme kadastrosu ile hatalı ölçümlerin ve bu hatalı ölçümlere göre oluşturulan tapu kaydının iptaline 43 parsel sayılı taşınmazın yanlış ölçülen tapusunun eski parsel sınırları gözetilerek iptali ile iptal edilecek kısımların 69 parsele dahil edilerek müvekkili...
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 15/09/2015 tarih ve 2010/252 Esas, 2015/680 Karar sayılı davadan verilen karardan, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil istemli davasında lehine karar verilen 3. kişiler T1 ve T2'un etkilendiği, tasarrufun iptali istemli açılan davanın, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil davası ile yargılamanın yenilenmesi isteyen lehine oluşan hukuki durumu etkisizleşmesi sonucunu doğurduğu, açıklanan olgular, toplanan tüm deliller yukarıda belirtilen Kanun hükümleri ile bir bütün halinde değerlendirildiğinde, 6100 sayılı HMK’nun 376. maddesinde belirtilen koşulların oluştuğu saptanmak suretiyle yargılamanın yenilenmesi isteğinin kabulü ile hükmün iptaline karar verilmiş olmasında kural olarak isabetsizlik görülmemiştir. Yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulü ile, hükmün iptaline, iptal hükmünün karara şerh verilmesi yönünde hüküm kurulmuş olması da yerleşik Yargıtay içtihatlarına uygun görülmüştür (Yargıtay 1. H.D.'...
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir. 2. Hukuki Sebep 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 maddesinde “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun geçici 4.maddesinde maddesinde “ 2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu ile diğer kanunlar gereğince özel kadastrosu yapılan ve tutanakları kesinleşmiş bulunan taşınmazlar için 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş ise, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde hak sahipleri dava açabilirler.” 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir.” hükümlerine yer verilmiştir. 3....
Davacı tapulama tespitinden sonra ve ancak kadastronun kesinleşmesinden önceki tarih taşıyan sözleşmeye dayandığından, burada 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinde hükme bağlanan hak düşürücü süre uygulanmaz. Bu sürenin mahkemece gözetilebilmesi için istekte bulunanın kadastrodan önceki hukuki bir sebebe dayanması gerekir. Bu nedenle davanın esasının incelenerek bir hüküm kurulması yerine hak düşürücü sürenin gerçekleştiğinden bahisle reddi doğru değildir. Mahkemelerde yapılan işlemleri doğrulayan belge niteliğindeki zabıtnamelerin HUMK.nun 152. maddesi hükmüne göre celse tamamlandıktan hemen sonra hâkimler yanında zabıt kâtibi tarafından da imzalanması gerekir. Mahkemece yasanın bu hükmüne uyulmayarak 27.05.2005-12.07.2005 ve 2309.2005 günlü zabıtnamelerin ... tarafından imzalanmamış olması da, usule esaslı aykırılıktır. Kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir....
Çekişmeli taşınmazın kadastro tespiti 06.05.1986 tarihinde yapıldığına göre, davacının iddiasının, tespit tarihinden sonraki nedene dayalı olduğu kuşkusuzdur. Tespitten sonraki hukuki nedene dayanan uyuşmazlıkları çözmek Kadastro Mahkemesinin görevi dışındadır. Hal böyle olunca; Mahkemece, taşınmazın kadastro tespitinin kesinleşmesinin beklenmesi ve bundan sonra davacının iddiası yönünden esasa girilerek iddia ve savunma çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....