"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ Y A R G I T A Y K A R A R I 1-Gerekçeli kararın davacı vekiline tebliğ edildiği tarihin tespiti, 2-Davacı vekilinin cevap yolu ile yaptığı temyiz talebinin temyiz defterine kaydedilip kaydedilmediği, kaydedilmişse tarih ve sıra numarasının tespiti, 3-Davacı vekilinin cevap yolu ile yaptığı temyiz talebinin temyiz defterine kaydedildiğinin tespiti halinde, temyiz harç ve masraflarının yatırılması için davacı vekiline muhtıra tebliği ile bu hususlara ilişkin düzenlenecek tutanağın eklenerek gönderilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 17.11.2014 gününde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi K A R A R Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat istemine dair, Mahkemece verilen 03/11/2016 tarihli karar, taraf vekillerince süresinde temyiz edilmiş olup, bilahare davacı vekilinin 14/12/2016 tarihli dilekçesi ile davalı asılın da 08/12/2016 tarihli dilekçesi ile temyizden feragat ettikleri, Mahkemece davalı asılın feragat dilekçesinde davalıya ait kimlik tespiti yapılmadığı anlaşılmakla, davalının kimlik tespiti yapıldıktan sonra gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, taraflara ilişkin temyizden feragat taleplerinin davalı asıla ait kimlik tespiti yapıldıktan sonra değerlendirilmesine, 28/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İnceleme konusu karar Dava, 2926 sayılı Kanun kapsamında T... sigortalılığının tespiti, 6111 sayılı yasa uyarınca yapılandırmadan yararlanması gerektiğinin tespiti ile yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkin olup, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu kararı uyarınca belirgin şekilde Dairemizin işbölümü alanı içine girmemektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı temyiz incelemesi Dairemizin görev alanına girmediği görülmekle, inceleme yapacak Dairenin belirlenmesi için dava dosyasının YARGITAY HUKUK İŞ BÖLÜMÜ İNCELEME KURULUNA GÖNDERİLMESİNE, 17.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Tereke tespiti isteyen vekili tarafından, davalı aleyhine 10.04.2012 gününde verilen dilekçe ile terekenin tespiti istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; murisin tereke mevcudunun tespit edildiği mahkemece yapılacak başka bir işlem olmadığından terekeden el çekilmesine dair verilen 04.06.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi tespit isteyen vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşündü: _ K A R A R _ Davacı, muris ...'un 13.01.2012 tarihinde vefat ettiğini, terekesinin tespiti ile defterinin tutulmasını, tespit edilecek tüm tereke malları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, muris...'ın terekesinin dosyaya gelen yazı cevapları ve mevcut duruma göre tespitine, mahkeme kasasında olan eşyaların yediemin sıfatı ile eşi ...'...
K A R A R Dava, hizmet tespiti ve işçilik alacakları istemine ilişkindir. Davacının hizmet tespiti ile birlikte işçilik alacağı davasını birlikte açtığı ortadadır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 167. maddesi uyarınca yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için aralarında bağlantı bulunsa bile davaların ayrılmasına ,davanın her safhasında karar verilebilir. Yine aynı yasanın 30. maddesinde Mahkemenin yargılamayı, mümkün olduğunca hızlı ve bir düzen içerisinde seyretmesini sağlamakla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Hizmet tespiti davalarının yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri oluşturulup bu davalar için özel bir ispat yöntemi öngörmemiştir. Hizmet tespiti davaların niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği için yargılamasının özel bir duyarlılık ve itina ile yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır....
Davacı vekili dava dilekçesinde, delil tespiti için yaptırdığı masraflara da hükmedilmesini talep etmiştir. Mahkemece, dava açmadan önce zararın tespiti için yaptırılan delil tespiti dosyasında yapılan giderlerin yargılama giderleri içerisinde hükmedilmemesi doğru görülmemiştir.Bu itibarla, davacı tarafından davadan önce yaptırılan delil tespiti dosyasında yapılan tespit giderlerinin yargılama giderlerine eklenerek davanın kabul-red oranına göre davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken,yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir....
Tespit isteyenin tespit dilekçesi ve 2.10.2013 günlü dilekçesinde de görüldüğü üzere talep, HMK 106 maddesinde düzenlenen tespit davası niteliğinde olmayıp HMK 400 vd maddesinde düzenlenen delil tespiti niteliğindedir. HMK 26.maddesi gereğince hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır. Davacının (tespit isteyenin) açıkca delil tespiti talebinde bulunmasına rağmen, talebin tazminat davası olarak mahkemece nitelendirilmesi, harç alınması ve esas defterine de bu şekilde kayıt yapılması mahkemece de HMK 106 maddesinde düzenlenen tespit davası olarak değerlendirilmesi, tespit isteyenin talebinin "delil tespiti" olduğu gerçeğini değiştirmemektedir. Bu halde tespit isteyenin HMK 400 vd maddelerine uygun delil tespiti talebi değerlendirilmek üzere yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde onanmasına ilişkin çoğunluk görüşüne karşıyım....
Yani, delil tespiti kesin delil niteliğinde değildir. Somut olayda; davacı vekili tarafından, davadan önce yaptırılan delil tespiti dosyasına sunulan bilirkişi raporlarında; davacının evinin ve eşyalarının yangın nedeni ile zarar gördüğü ve zararın miktarı bildirilmiştir. Delil tespiti dosyasının içeriğinden, bu raporun davalı yana tebliğ edildiği, davalı vekilinin yargılama aşamasında yapılan delil tespitini kabul etmediklerini belirttiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, tespit dosyasına sunulan bilirkişi raporu, davalılar aleyhine bir delil olarak kabul edilemez. Mahkemenin, yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırmaksızın, delil tespiti dosyasına sunulan bilirkişi raporlarına dayanarak hüküm oluşturması anılan nedenlerle isabetli bulunmamıştır....
Mahkemece yapılan inceleme sonucunda; delil tespiti isteyenin talebinin reddine karar verilmiştir.Talep eden vekili, istinaf başvuru dilekçesi ile; müvekkilinin kusur tespiti istemekte hukuki yararının bulunduğunu, taleplerinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, delil tespiti taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Talep, HMK'nın 400. vd. maddelerinde düzenlenen delil tespiti istemine ilişkindir. HMK'nın 341.maddesine göre, ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir....
Bu durum karşısında mahkemece; davacı idare tarafından açılan kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın tescili davasının kabulüne, birleşen kamulaştırmasız elatma nedeniyle tazminat davasının ise reddine karar vermek gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle kamulaştırmasız elatma nedeniyle tazminat davasının kısmen kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın tescili davasında ise konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 10.12.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....