de bulunmadığını, menfi tespit davası sonucunda verilen hükmün kesin hüküm olarak itirazın iptali davasını etkileyecekse de bu durumda en fazla iki davanın birleştirilmesi, bu mümkün olmazsa, menfi tespit davasının, sonra açılan itirazın iptali davasında bekletici mesele yapılması gerektiğini, açıklanan nedenlerle mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
Menfi tespit davası sonucunda (davanın reddi) alınan kesin hüküm itirazın iptali davası açılmaksızın icra takibinin devamını sağlamayacaktır. Menfi tespit davasından sonra karşılık dava veya ayrı bir dava olarak itirazın iptali davası açılması mümkündür İtirazın iptali davası, menfi tespit davasından daha geniş talepli bir dava olduğu için aralarında derdestlik anlamında bir ilişki bulunmamaktadır....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İtirazın iptali davasından önce menfi tespit davası açılması durumunda sonra açılacak itirazın iptali davasında hukuki yararın var olduğunun kabul edildiğini, menfi tespit davası sonucunda (davanın reddi) alınan kesin hüküm itirazın iptali davası açılmaksızın icra takibinin devamını sağlamayacağını, bu bağlamada Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 02.06.2020 Tarih ve 2017/19- 892 E. 2020/305 K. Sayılı kararında "...Bu aşamada menfi tespit davası ile itirazın iptali davası arasındaki hukuki ilişkinin ortaya konulması gerekmektedir. İtirazın iptali davasından önce menfi tespit davası açılması durumunda sonra açılacak itirazın iptali davasında hukuki yararın var olduğu kabul edilmektedir. Menfi tespit davası sonucunda (davanın reddi) alınan kesin hüküm itirazın iptali davası açılmaksızın icra takibinin devamını sağlamayacaktır....
Bu sebeple itirazın iptali davası açıldıktan sonra takip konusu borçla ilgili olarak borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Zira menfi tespit davasında ileri sürebileceği borçla ilgili iddiasını itirazın iptali davasında savunma sebebi yapabilmekte ve savunmayla ilgili tüm delillerini gösterebilmektedir. Somut olaya gelindiğinde, davacı kendisi aleyhine itirazın iptali davası açılmasından sonra, itirazın iptali davasına konu faturalardan kaynaklanan cari hesaptan dolayı borçlu olmadığının tespitini ve ödediği 100.000,00 TL’nin istirdadını istediğinden, gerek menfi tespit ve gerekse istirdat talebi yönünden hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler ve olgular gözetilerek davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir....
Yapılan bir icra takibine itiraz üzerine, alacaklı tarafından "itirazın iptali" davası açılması durumunda, menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddialar, itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası açmakta hukuki yararı yoksa da, henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmamış olduğu durumda ise böyle bir imkan söz konusu olmadığından, borçlunun, itirazın iptali davasının açılmasını beklemeden menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekir. Nitekim söz konusu bu halde, yapılan itiraz üzerine takip durmuşsa da, "takibe itiraz" sadece takip hukuku ile ilgili bir sonuç olup, kesin hükmün sonuçlarını doğurmaz....
Celbi talep edilen ve davacı yanca birleştirilmesi talep edilen dava dosyasının huzurdaki davada davalı konumunda olan kişi tarafından açılmış menfi tespit davası niteliğinde olduğu; huzurdaki davanın ise sonra açılan itirazın iptali davası niteliğinde olduğu anlaşılmıştır. Menfi tespit davası ile itirazın iptali davası arasındaki hukuki ilişkinin ortaya konulmasına yönelik Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2017/19-892 Esas, 2020/305 Karar sayılı ilamında, "...İtirazın iptali davasından önce menfi tespit davası açılması durumunda sonra açılacak itirazın iptali davasında hukuki yararın var olduğu kabul edilmektedir. Menfi tespit davası sonucunda (davanın reddi) alınan kesin hüküm itirazın iptali davası açılmaksızın icra takibinin devamını sağlamayacaktır. Menfi tespit davasından sonra karşılık dava veya ayrı bir dava olarak itirazın iptali davası açılması mümkündür (Kuru, B.: İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 87-88, 119)....
Celbi talep edilen ve davacı yanca birleştirilmesi talep edilen dava dosyasının huzurdaki davada davalı konumunda olan kişi tarafından açılmış menfi tespit davası niteliğinde olduğu; huzurdaki davanın ise sonra açılan itirazın iptali davası niteliğinde olduğu anlaşılmıştır. Menfi tespit davası ile itirazın iptali davası arasındaki hukuki ilişkinin ortaya konulmasına yönelik Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2017/19-892 Esas, 2020/305 Karar sayılı ilamında, "...İtirazın iptali davasından önce menfi tespit davası açılması durumunda sonra açılacak itirazın iptali davasında hukuki yararın var olduğu kabul edilmektedir. Menfi tespit davası sonucunda (davanın reddi) alınan kesin hüküm itirazın iptali davası açılmaksızın icra takibinin devamını sağlamayacaktır. Menfi tespit davasından sonra karşılık dava veya ayrı bir dava olarak itirazın iptali davası açılması mümkündür (Kuru, B.: İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 87-88, 119)....
Yapılan bir icra takibine itiraz üzerine, alacaklı tarafından itirazın iptali davası açılması durumunda, menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddialar itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası açmakta hukuki yararı yoksa da, henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmamış olduğu durumda ise böyle bir imkan söz konusu olmadığından, borçlunun, itirazın iptali davasının açılmasını beklemeden menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekir. Zira yapılan itiraz üzerine takip durmuşsa da, takibe itiraz sadece takip hukuku ile ilgili bir sonuç olup, kesin hükmün sonuçlarını doğurmaz....
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen itirazın iptali ve menfi tespit davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen itirazın iptali davalarının kısmen kabulüne, birleşen menfi tespit davasının reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde temlik alan asıl ve birleşen itirazın iptali davalarında davacı-birleşen menfi tespit davasında davalı ... Yönetim A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Asıl ve birleşen itirazın iptali davalarında davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı ...Ltd. Şti. arasında imzalanan genel kredi sözleşmesini davalılar Bürokopi Ltd. Şti. ile ...'in kefil sıfatıyla imzaladıklarını, alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibin davalıların itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
HUKUK DAİRESİESAS NO : 2013/9628 KARAR NO : 2013/11929 Somut olayda; davanın menfi tespit talebine ilişkin olduğu, mahkemece hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verildiği, yapılan değerlendirmede; taraflar arasında itirazın iptali davasının da bulunduğunun anlaşıldığı, davacının itirazın iptali davasının tebligatının usulüne uygun olmadığını, cevap veremediğini, itirazın iptaline karar verildiğini ve dosyanın istinaf aşamasında olduğunu belirttiği, bu sebeple menfi tespit davasında da davalıya borçlu olmadığını, taşınmaza masraf yaptığını ve 35.066,19 TL yönünden borçlu olmadığının tespitini istediği, davacının itirazın iptali davası içerisindeki tebligatların usulüne uygun olmadığına yönelik iddialarının, itirazın iptali davası içerisinde incelenmesi gerektiği, bu dosyanın konusu olmadığı, ayrıca yukarıda belirtilen Yargıtay kararında da ifade edildiği üzere itirazın iptali davasından sonra aynı hususta menfi tespit davası açmakta hukuki yarar bulunmadığı,itirazın iptali...