Buna göre; bu gibi kişilerin ölü olduğu idarece tespit edilebildiği takdirde idari yoldan ölüm kaydı düşülebileceği gibi; yönetmeliğin belirtilen 69. maddesinde düzeltmeye esas alınabilecek belgeler arasında “mahkeme kararları” da gösterilmiş olduğundan, mahkeme kararlarına dayanılarak da ölüm kaydı düşülebilecektir. Yürürlükten kaldırılan 1587 sayılı Nüfus Kanunu'nda tespit davalarına yer verilmemişken; 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1- c maddesinde, nüfus kayıt düzeltim davalarının bir türü olarak “tespit davaları”na da yer verilmiştir. O halde, nüfus idaresi hasım gösterilmek suretiyle açılan ölümün tespiti davasının dinlenmesine artık yasal bir engel bulunmamaktadır. Ancak, bu şekilde ölümün tespiti davaları açıldığında sadece ölümün tespitine karar vermek yeterli olmamakta; ölüm tarihi mirasçılık haklarını etkileyeceği ve sicilde de ölüm tarihinin belirtilmesi gerektiğinden, ölüm tarihinin de mümkünse gün/ay/yıl, en azından yıl olarak da tespiti gerekmektedir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Ölümün Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm ölümü nüfus siciline tesciline ilişkin hüküm yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Mahkemece ölümün tespitine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, idareyi işlem yapmaya zorlayacak şekilde nüfus kütüğündeki "sağ" kaydının "ölü" olarak tashihine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ancak ne varki bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK.md.438/7)....
Dosya içerisinde bulunan Yüksek Sağlık Kurulu kararı ve tüm dosya kapsamı incelendiğinde SGKB Ankara Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünce 19/01/2017 tarih 437 sayılı ile sigortalının 31/10/2015 tarihinde ölümünün tutulduğu pnömökonyoz meslek hastalığı sonucu olmadığına karar verildiği, bu karara sigortalının hak sahipleri tarafından itiraz edildiği, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu'nun 19/03/2017 tarih 1970/38 sayılı kararı ile sigortalının ölümünün meslek hastalığı sonucu olmadığına karar verildiği görülmekle, davacı tarafça açılan dava ölümün meslek hastalığı sonucu olup olmadığının tespiti ile birlikte 1 TL alacağın tahsili istemine ilişkin olduğu, bu halde ilk derece mahkemesince feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi nedeniyle ölümün meslek hastalığından kaynaklanıp kaynaklanmadığı yönündeki tespit isteminin değerle ölçülemeyeceğinden davacı taraf aleyhine 4.080,00 TL vekalet ücretine karar verilmesinde bir hata bulunmadığı anlaşılmakla oy birliği ile aşağıdaki şekilde karar...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Ölümün tespiti ve nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin olarak açılan davada İnebolu Asliye Hukuk ve İstanbul Anadolu 23. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, ölümün tespiti ve nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir....
Mahkemece, ölümün meslek hastalığından kaynaklanmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. 506 sayılı Yasanın 109.maddesi çerçevesinde Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulundan alınan rapora ilgililerce itiraz olunması halinde, Adli Tıp Kurumundan rapor alınarak hiç bir kuşku ve duraksamaya yol açmayacak biçimde ölümün meslek hastalığından kaynaklanıp kaynaklanmadığının saptanmasından sonra davacının manevi tazminatının belirlenmesi gerekir. Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; Tıbbi Konsey ve Yüksek Sağlık Kurulu kararlarına göre davacının murisinin ölümünün meslek hastalığından kaynaklanmadığına karar verilmiş ise de 1964-1991 yılları arasında madende çalışan murisin meslek hastalığı nedeniyle 1992 yılında % 11 ve 2005 yılında % 31 oranında maluliyetinin tespit edilmesi karşısında davacının murisinin ölümünün meslek hastalığından kaynaklanıp kaynaklanmadığının hiçbir kuşku ve duraksamaya yol açmayacak biçimde belirlenmesi gerekir. Yapılacak iş; Adli Tıp 3....
İş Mahkemesi Dava, ölümün meslek hastalığı sonucu gerçekleştiğinin tespiti istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalılar vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
Dahili davalı TTK vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Meslek hastalığı neticesinde meydana gelen ölümün müvekkili kurum işyeri çalışmalarından doğmadığını, bu nedenle husumetin müvekkiline yöneltilemeyeceğini, -Meslek hastalığı yönünden; müteveffanın başka işyerlerinde de çalışmaları olduğunu, ölümün başka iş yerlerindeki kötü çalışma koşullarından doğduğunu, -Müvekkili kurumun gerekli önlemleri aldığını ve almaya devam ettiğini, bu bakımdan müvekkilinin kusuru olmadığını, -Ölüm yönünden; ölümün meslek hastalığı sonucu olmadığını, diğer şartların araştırılması gerektiğini, kaldı ki müteveffanın bölgeleri yaş ortalamasının üstünde öldüğünü, meslek hastalığı ile ölüm olayı arasında uygun neden-sonuç bağının kanıtlanması, ölüm nedeninin araştırılması gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur....
başka bir sebepten olmasının mümkün olmadığını, dosyada sigortalının ölmeden önce başka hastalığının olduğu ve ölümün başka bir sebepten olduğuna dair hiç bir delil sunulmadığını, Kurulda dava konusu hakkında görevli uzman bulunmadığını, görüşü alınan 3....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Taksirle öldürme Hüküm : 5237 sayılı TCK'nın 85/1, 62, 50/1-a, 53/6. maddelerince mahkumiyet, Taksirle öldürme suçundan, sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafileri ile katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafileri ile katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair itirazlarının reddine, ancak; Mahkemece ölenin kamyonun önüne ağırlık yapmak amacıyla oturması ve daha sonra düşmesi sonucu ölümün gerçekleştiği kabul edilerek uygulama yapılmış ise de; Kaza tespit tutanağında aracın sol ön kapı kısmına tutunmaya çalışan ölenin sol teker tarafına düşmesi sonucu öldüğünün bildirilip, bu tespitin tanık ...'in beyanına dayalı olarak yapıldığını vurgulamak için tutanağa “Not: ...'...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ölümün Tespiti ile Nüfusa Tescili Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, ölüm tarihinin tespiti istemine ilişkin olup inceleme görevi 18. Hukuk Dairesine aittir.Ancak Yargıtay 18. Hukuk Dairesince 28.05.2007 tarihinde dosya Dairemize gönderildiğinden uyuşmazlığı gidermek için dosyanın Yargıtay (Hukuk Daireleri) Başkanlar Kuruluna gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 25.06.2008 (Çarş.)...