Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Nüfus kaydında düzeltim istemine ilişkin davada ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi ile ... Sulh Hukuk Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, küçük...'ın nüfus kaydında doğum tarihinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının, ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından, ilgilinin yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. Somut olayda, küçük Gülay Karabıyık'ın yaşının düzeltilmesinin talep edildiği anlaşılmış olup, bu durumda nüfus kaydında düzeltme niteliğindeki uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....

    Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlanması durumunda talebin kabulü yoluna gidilmelidir. Talebin niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmeli, Tapu müdürlüğü ilgili sıfatıyla yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden (ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden) sorumlu tutulmamalıdır. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; tapu kaydında herhangi bir düzeltme talebinde bulunulmadığı, kayıt maliki ile mirasbırakanın aynı kişi olduğunun tespiti istendiği ancak mahkemece bu kapsamda bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır....

      Somut olayda davacı, gerçekte “...“ ile “...” un çocuğu olduğunu, ancak doğduktan kısa süre sonra babası öldüğü için dedesi ve babanesinin üzerine nüfusa kayıt ettirildiğini iddia ederek nüfus kaydının iptali ile gerçek duruma uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesini talep etmiştir. Davanın kabul edilmesi halinde, davacının anne ve baba adı değişecek olmasına rağmen, gerçek baba olduğu iddia edilen ölü “...“ ile nüfus kaydındaki baba olarak ismi yazılı ölü ...’un baba- oğul olmaları nedeniyle, nüfus hanesi değişmeyeceğinden, uyuşmazlığın soybağına ilişkin olduğundan söz edilmez. Hal böyle olunca, somut uyuşmazlığın nüfus kaydında düzeltim niteliğinde olduğu ve nesep davası olmadığı, ... ...'nun 25/12/2013 gün ve 2013/18-464 esas 2013/1698 karar sayılı ilamıyla da benimsenmiş olup, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 10....

        tarafından evlat edinilmesine rağmen nüfus müdürlüğünce kararın kayıtlara işlenmediğini, nüfus kaydında öz babası ... ile öz annesi ... 'ın anne ve babası olarak göründüğünü ileri sürerek ... ve ... 'in evlatlığı olduğunun tespitini talep etmiştir. Davacı her ne kadar dava dilekçesinde evlatlık ilişkisinin tespitini talep ettiğini belirtmiş ise de; uyuşmazlık özü itibariyle evlat edinme ile ilgili olmayıp geçerli bir evlat edinmenin nüfus kayıtlarına intikal ettirilmediği iddiasına dayanmaktadır. Bu haliyle nüfus kaydında düzeltim niteliğindeki davanın, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının ilgili asliye hukuk mahkemesinde açılacağı açıkça hükme bağlandığından, anılan madde uyarınca asliye hukuk mahkemesi tarafından görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 6....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Nüfus kaydında düzeltim istemine ilişkin davada.... Asliye Hukuk Mahkemesi ve ... Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, küçük ...'ın nüfus kaydında anne adının düzeltilmesi istemine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının, ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından, ilgilinin yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır....

            Somut olayda, davacı ... kayıtlarındaki nüfus bilgilerinin, nüfus kayıtları ile uyumlu hale getirilmesini istemiştir. Mahkemece, taşınmazın bulunduğu yerde ve çevresinde davacıyı tanıyan ve bilen kimse bulunmadığı, duruşma tanıklarının anlatımlarının da davacının baba adının “...” olduğuna ilişkin tam kanı oluşturmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Kaydında düzeltim istenen senetsizden tespit ve tescil edilen 7 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı ve tapulama tutanağının getirtildiği görülmüştür. Kadastro tutanağındaki muhtar ve davacı tanıkları taşınmazın davacıya ait olduğunu, baba adının “...” olduğunu duyduklarını belirtmişlerdir. Nüfus müdürlüğünden yapılan araştırmada tapu kayıt maliki “... oğlu ...” kaydının bulunmadığı anlaşılmaktadır....

              Kadastro Mahkemesinin 1990-189 Esas ve 1990-364 Karar sayılı ilamında ‘.....’ın çocuklarından davacı ... ile ...’in tespit tarihinden 25 yıl evvel nizalı parseli ...’nin mirasçılarından satın aldığı...’ belirlenmiştir. Hâl böyle olunca davacı ...’ın 1960 doğumlu olduğu, mahkeme kararı, tapulama tutanağı ve nüfus kayıtları birlikte değerlendirildiğinde davacının yaşı itibariyle taşınmazı satın alması mümkün olmadığı gibi, taşınmazdaki diğer paydaş ... ve ... oğlu ... ..’ın da bilgisine başvurulmamış olması doğru değildir. Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 09.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında talebin kabulü yoluna gidilmelidir. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme elverişli ve yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Şöyle ki; mahkemece dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının tüm dayanak tapu kayıtları, kadastro tutanakları getirtilmediği gibi davacının murisi ... ...’ın nüfus kayıtları da getirtilmemiş, kaydı düzeltilmek istenilen taşınmazların tapu kaydına göre nüfus araştırması yapılmamış olup davacının murisi ile kayıt malikinin aynı kişi olup olmadığı yeterli şekilde araştırılmamıştır. ../......

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Davacılar, mirasbırakanları "..."'ın kayden paydaşı olduğu 145 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında soyadının "...." şeklinde yer aldığını gerçekte murislerinin nüfus kaydında soyadının "...." olduğunu ileri sürerek, tapu kaydında düzeltim isteğinde bulunmuşlardır. Davalı davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddianın ispatlandığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                    O halde mahkemece yapılacak iş; dava konusu taşınmazların tapulama tutanakları ve dayanağı belgeler getirtilmeli, nüfus müdürlüğünden kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli ve kök kayıt olduğu anlaşılan piresul oğullarının nüfus kaydı istenmeli, taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı zabıta tarafından araştırılmalı, gerekirse keşif yapılarak davacının göstereceği tanıkların ve hayattta olan tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlemeli ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.” gerekçesiyle bozulmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu