Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 18.Hukuk Dairesinin 21.12.2010 gün, 13600-16518 sayılı, 19.Hukuk Dairesinin 6.7.2011 gün 14956-9560 sayılı 2.Hukuk Dairesinin 19.9.2011 gün 15100-13399 sayılı 11.Hukuk Dairesinin 5.10.2011 gün 12518-12257 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, aile hukukundan kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle,hükmün temyiz inceleme görevi 2.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: 2.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,dosyanın bu Daireye gönderilmesine 9.2.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....
Mahkemenin nitelendirmesi ve temyiz kapsamına göre, uyuşmazlık; kambiyo hukukundan kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkin olup, hükmün temyiz incelemesi Yüksek 19. Hukuk Dairesi'nin görevi kapsamındadır. Bu durumda, 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda değişiklik yapılması hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 14.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Somut olayda; mahkemece yapılan keşif sonucu anılan bilirkişi raporuna göre davacının, davalının kendi taşınmazına dikmiş olduğu ağaçlar nedeniyle hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan zararının bulunduğu saptanamamış, zarar ispatlanamamıştır. Bu durumda yukarıda değinilen ilkelere göre davacının komşuluk hukukundan kaynaklanan bir zararı tespit edilemediğinden davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir....
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.03.2013 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 08.07.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve tazminat istemine ilişkindir....
Şikâyetçi babanın kovuşturma aşamasında alınan ifadesinde şikâyetinden vazgeçtiği, aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali suçunun soruşturulması ve kovuşturulmasının şikâyete tabi olduğunun anlaşılması karşısında, 5237 sayılı Kanun'un 73 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca sanığa, şikâyetten vazgeçmeyi kabul edip etmediği sorularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 2....
SUÇ : Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali HÜKÜM : Mahkûmiyet TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun'un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun'un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü: I....
Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat isteğine ilişkindir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz. Ancak, davacının zararın artmasında kusuru varsa, tazminat miktarı 6098 sayılı Borçlar Kanununun 52. maddesine göre indirilmeli veya tamamen ortadan kaldırılmalıdır. TMK’nun 737 ve 730. maddelerinden doğan sorumluluk kusura bağlı bir sorumluluk olmadığından, davalının kusursuz olması tazminat miktarının düşürülmesinde etkili olamaz. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; İnşaat bilirkişisinin dosya üzerinde yaptığı inceleme sonucu düzenlediği raporda; tanık beyanları,...nin cevabi yazısı, karakol olay yeri görgü zaptı, ......
OLAY VE OLGULAR Katılan ile sanığın karı koca oldukları, sanığın evden ayrıldığı, katılanın sanığı çağırdığı ancak sanığın gelmediği ve evine bakmadığı, Altunhisar İlçe Emniyet Müdürlüğünün 10.02.2016 tarihli araştırma tutanağına göre, sanığın sürekli evden gittiği, kazandığı parayı evinin ihtiyaçlarına harcamadığı, aralarında bu sebeplerden dolayı sürekli tartışma yaşandığının tespit edildiği, bu suretle sanığın aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali suçunu işlediği iddia olunarak açılan kamu davasında, Yerel Mahkemece sanığın atılı suçtan mahkumiyeti yönünde hüküm kurulmuştur. IV. GEREKÇE A. Sanığın Temyiz Sebepleri Yönünden Tüm dosya kapsamı, katılanın aşamalardaki samimi ve istikrarlı anlatımları ile Mahkemece dinlenilen tanık A.T.'...
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 28/02/2018 KARAR TARİHİ : 08/04/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 02/05/2021 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde ; davacının takip borçlusu şirketin kısa bir süre ortaklığını yaptığını Bursa 18. İcra Müdürlüğünün 2013.... sayılı icra dosyasından gönderilen haciz ihbarnamelerinde borçlu olmadığını ileri sürerek menfi tespit isteminde bulunmuştur. Davalı ... San. Tic. Ltd. Şti vekili cevap dilekçesinde; 1. Ve 2. Haciz ihbarnamelerinin davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini davacının itirazda bulunmadığını 3. Haciz ihbarnamesininde tebliğ edildiğini İİK 89 a dayanılarak açılan menfi tespit davasında ispat yükünün davacı üzerinde olduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir. Mahkememiz kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5....
Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Yerel Mahkemenin kararıyla, sanığın aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali suçundan, 5271 sayılı Kanun'un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi uyarınca beraatine karar verilmiştir. 2. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08.04.2021 tarih ve 2016/245434 sayılı Tebliğnamesiyle hükmün düzeltilerek onanması yönünde görüş bildirilmiştir. II. TEMYİZ SEBEPLERİ Katılan vekilinin temyizinin; Yerel Mahkemece hatalı değerlendirme yapılarak sanığın beraatine karar verildiği, yaşı küçük katılanın beyanı esas alınarak mahkumiyet kararı verilmesi gerektiği, eksik inceleme yapıldığı, bu nedenlerle ve resen tespit edilecek sebeplerle hükmün bozulması talebine yönelik olduğu belirlenmiştir. III. GEREKÇE 1....