Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sosyal güvenlik kontrol memurunun isteğe katılmaması halinde rapor, ekleri ve iade gerekçeleri ile birlikte sosyal güvenlik il müdürüne gönderilir. Sosyal güvenlik il müdürü, taraflardan birinin görüşünü uygun bularak uygulanmasını isteyebileceği gibi, tereddüt edilmesi halinde raporu ekleri ve iade gerekçeleri ile birlikte ilgili Genel Müdürlüklerin merkez birimine gönderebilir. Rapor hakkında, gerek görülmesi halinde Rehberlik ve Teftiş Başkanlığının da görüşü alınmak suretiyle Genel Müdürlüklerin ilgili merkez biriminin görüşü doğrultusunda işlem yapılır. Sosyal Güvenlik Kurumu Rehberlik Ve Teftiş Başkanlığı Yönetmeliği'nin 82.maddesi ile Sosyal Güvenlik Denetmenliği ve Sosyal Güvenlik Denetmen Yardımcılığı Sınav, Atama, Yetiştirilme, Görev ve Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik'in 29.maddesi de benzer niteliktedir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ Y A R G I T A Y K A R A R I Uyuşmazlık 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunu (Sosyal Güvenlik Kurumunun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsiline ilişkin olarak) uyarınca yapılan takiplerden kaynaklanan tüm davalar (ödeme emrine itiraz, menfi tespit, haczin kaldırılması, haczedilemezlik) babından istihkak talebine ilişkin olup kararın temyizen incelenmesi Yargıtay 10. Hukuk Dairesi'nin görev alanı içerisine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle dosyanın Yargıtay 10. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE, 15.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Nitekim, borcun alacaklı tarafından icra takibine veya itirazın iptali ya da alacak davasına konu edilmesi halinde borçlunun zamanaşımı itirazını ödeme emrine itiraz süresi içerisinde veya ilk itiraz süresi içerisinde pekâlâ yapabileceğinden böyle bir durum söz konusu değilken açılan menfi tespit davasında da borcun zamanaşımına uğradığının ileri sürülmesinde hukuki yarar da bulunmamaktadır (bkz. Prof. Dr. ......, İcra ve İflâs Hukuku El Kitabı, s.308; ......, İtirazın İptali, Menfi Tespit ve İstirdat, Tasarrufun İptali Davaları, s.595). Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, mahkemece; takip konusu alacağın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın kabulü hatalı olmuşsa da, davacıların doğan zararda bankanın ve davalı Kurumun da sorumlu olduğuna yönelik iddiaları olduğu anlaşıldığından, bu hususlar da değerlendirildikten sonra bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....

        e tebliğ edilen ödeme emrine karşı davacının dava açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Sosyal güvenliksosyal risk” olarak adlandırılan bazı durumların bireyler üzerinde yarattığı etkileri giderme düşüncesi üzerine kuruludur (Güzel, A./ Okur,A.R./ Caniklioğlu, N.: Sosyal Güvenlik Hukuku, 16. Baskı, İstanbul, 2016, s. 3). Sosyal riskleri gidermeye çalışan sosyal güvenlik kavramı sosyal güvenlik politikalarının ve sistemlerinin gelişim ve genişlemesine etken olmuş, bu gelişme ve genişleme sosyal güvenlik politikalarının ve sistemlerinin finansmanının düzenli ve güvenceli gelir kaynaklarından giderilmesini gerekli kılmıştır (Balcı, M./ Yılmaz, H.: Sosyal Sigorta Prim Alacaklarının Takip ve Tahsili, Ankara, 2014, s. 19). Türk sosyal sigortalar sistemi, sosyal güvenlik politikalarının ve sistemlerinin finansmanını ağırlıklı olarak prim rejimine dayandırmaktadır....

          Düzenleme ile ölen sigortalının kız çocuğu veya dul eşi yönünden, boşanılan eşle boşanma sonrasında fiilen birlikte olma durumunda, ölüm aylığının kesilmesi ve ödenmiş aylıkların geri alınması öngörülmektedir. Buna göre, daha önce sosyal güvenlik kanunlarında yer almayan, boşanılan eşle fiilen birlikte yaşama olgusu, gelir veya aylık kesme nedeni ve bağlama engeli olarak benimsenmiştir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde: “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır....

            Önemle vurgulamak gerekir ki, kanunda da menfi tespit davası açılmasını yasaklayan bir hüküm de bulunmamaktadır (Halil Özdemir; Sosyal Güvenlik Kurumunun 6183 Sayılı Yasaya Göre Ödeme Emri Ve İptali Davaları, Sicil İş Hukuku Dergisi, S:31, Yıl:2014, s. 101- 102). 6183 sayılı Kanun'da menfi tespit davasına, "Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini" düzenleyen 6183 sayılı Kanun'un 30.3.2006 tarihli ve 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde "...Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi hâlinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorunda..." olduğuna ilişkin düzenleme ile üçüncü şahıslar yönünden yer verilmiş ise de, bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden öngörülmemiştir....

            İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 24/09/2019 NUMARASI : 2019/39 Esas - 2019/249 Karar DAVA KONUSU : Tespit (Sosyal Güvenlik Hukuku İle İlgili Tespit Davaları) KARAR : Yukarıda mahkemesi ile esas ve karar numaraları yazılı dosya üzerinden verilen karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmakla, yapılan inceleme sonunda; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı kurum tarafından yürütülen 2004/18965, 2004/18966, 2004/18967, 2005/16060, 2005/16061, 2005/16062 sayılı icra takip dosyalarından 31.01.2019 gün 1691244 varide sayılı ödeme emri düzenlendiğini, 08.02.2019 tarihinde müvekkile tebliğ edildiğini, istenilen borcun haksız olduğunu, 6183 sayılı yasanın 58. Maddesinde yer alan 7 gün içinde dava açılmasını öngören hak düşürücü süre 28/11/2017 tarihli ve 7061 sayılı kanunun 9....

            İcra Müdürlüğünün 2020/6454 Esas sayılı dosyası dosyamız içerisine kazandırılmış, alacaklısının dosyamız davacısı, borçlusunun dosyamız davalısı olduğu, alacaklı tarafından 7.455,36 TL asıl alacak, 746,97 TL işlemiş faiz toplamı 8.203,33 TL alacağı olduğundan bahisle genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin 10/11/2020 tarihinde davalıya tebliğ edilmesi üzerine davalı vekili tarafından 11/11/2020 tarihinde borca ve ferilerin tamamına itiraz ediliği, borca itirazın ve davanın yasal süresi içerisinde olduğu görülmüştür. Davacı vekili tarafından, taraflar arasında imzalanan "İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku ve İstihdam Teşvikleri Hizmet SAtın Alma Sözleşmesini" delil olarak sunduğu olduğu görülmüştür....

              Davacının talebi bildirilen sürelerde hemşire olarak çalıştığının tespitine ilişkin olup, anılan kanunda sigortalıların çalışmalarını hangi ünvan ile yaptıklarına dair bir tespit durumu söz konusu olmamakla, davacının iş bu davayı açmasında sosyal güvenlik hukuku yönünden hukuki yararı yoktur. Yukarıdaki açıklamalar ışığı altında, inceleme konusu dava değerlendirildiğinde davacının sosyal güvenlik hukuku yönünden hukuki yararı bulunmadığından davanın reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi de, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davalı Kurum avukatının, bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.12.2016 gününde oybirliği ile karar verildi. ......

                Kurum tarafından kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun, tebliğ tarihinden itibaren 7 gün (7061 sayılı Kanunla değişiklik ile 1.1.2018 tarihinden sonra 15 gün) içerisinde yetkili iş mahkemesinde ödeme emrinin iptali davası açması gerekmektedir. 6183 sayılı Kanunun 58. maddesinde itirazın “vergi itiraz komisyonuna yapılacağı” hükmü yer almakta ise de, 5510 sayılı Kanun'un 88. maddesinin (SSK m. 80) “Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanun'un uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir” hükümleri ile birlikte davalı Kurum bünyesinde 6183 sayılı Kanun'un itiraz mercii olarak belirttiği vergi itiraz komisyonunun bulunmaması hususları birlikte değerlendirildiğinde, maddede belirtilen vergi itiraz komisyonuna itiraz yolunun Sosyal Güvenlik Kurumu alacaklarının tahsili yönünden 6183 sayılı Kanun'un uygulanmasından doğacak uyuşmazlıklarda iş mahkemesine...

                  UYAP Entegrasyonu