Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Önceden doğmuş olmaları yeni düzenlemelerden etkilenmeyecekleri anlamına gelmemektedir (Sözer, A.N.: Kanunların Önceye Etki Yasağı Sosyal Sigortalar Hukuku Bakımından Bir Değerlendirme, Journal of Yaşar University, Cilt 8, Ocak 2013, s. 2529). 5. Sigortalı Lehine Yorum İlkesi ve Sosyal Güvenlik Hakkı: İş ve Sosyal Güvenlik Hukukunun temel ilkelerinden birisi de, işçi-sigortalı lehine yorum ilkesidir. İş hukukunun temel prensipleri arasında yer alan işçinin korunması ilkesinin bir sonucu olan işçi lehine yorum ilkesi, sosyal güvenlik hukukunda kendini sigortalı lehine yorum şeklinde göstermektedir. Sosyal güvenlik hukukunda genel amaç, bu haktan olabildiğince fazla kesimin yararlanabilmesi yani kapsamının genişletilmesidir. Diğer bir ifadeyle bu hukukun uygulanmasında esas alınacak temel ilkelerden birisi de şartlar elverdiği ölçüde sigortalı lehine yorum yapılmasıdır....

    Diğer yandan bir sosyal sigorta olayının iş kazası sayılıp sayılmaması işverenin dahi hak alanını ilgilendirir. Zira işveren kusurlu ve olay da iş kazası ise, Kurum bağladığı gelirin peşin değerini işverenden isteyebilecektir. Öte yandan, Kamu hukuku alanına giren sosyal güvenlik hukukunun hizmet akdiyle çalışanlar yönünden başlıca kaynağını oluşturan 506 sayılı Yasa Sosyal Sigortalar Kurumu’na yükümlülükler getiren bir sosyal güvenlik sözleşmesi veya topluluk sigortası bulunmadığı takdirde kural olarak Türk Milli sınırları içerisinde ve Türkiye’de tescilli işyerleri ve işverenler ile yasa kapsamındaki işçiler için uygulanabilir....

      Federal Cumhuriyeti arasındaki Sosyal Güvenlik Sözleşmesi'nin, konuya ilişkin 29’uncu maddesinin 4’üncü bent hükmü, bir kimsenin ... sigortasına girmeden önce, ... Rant Sigortası'na girmiş bulunması halinde, Rant Sigortası'na giriş tarihinin, ... sigortasına giriş tarihi olarak kabul edileceğini belirtmekle birlikte, anılan hükmün uygulanabilirliği, her iki ülke mevzuatına göre dikkate alınabilecek bir sigortalılık süresinin bulunması halinde mümkündür. Sigortalı hizmetlerin tasfiye edilmesi hâlinde, tasfiyeye uğramış hizmetlerin sosyal sigorta hukuku açısından geçerliliğini yitirmiş sayılması ve artık her iki ülke mevzuatına göre nazara alınabilecek bir sigortalılık süresi kalmayacağından, Türkiye Cumhuriyeti ile ... Federal Cumhuriyeti arasında aktedilen Sosyal Güvenlik Sözleşmesi'nin, konuya ilişkin 29’uncu maddesinin 4’üncü bent hükmü uyarınca, rant sigortasına giriş tarihinin, Türkiye’de sigorta başlangıcı olarak sayılması mümkün olmayacaktır....

        Sigortalı hizmetlerin tasfiye edilmesi halinde, tasfiyeye uğramış hizmetlerin sosyal sigorta hukuku açısından geçerliliğini yitirmiş sayılması ve artık her iki ülke mevzuatına göre nazara alınabilecek bir sigortalılık süresi kalmayacağından, Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti arasında aktedilen Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin, konuya ilişkin 29'uncu maddesinin 4'üncü bent hükmü uyarınca, rant sigortasına giriş tarihinin, Türkiye'de sigorta başlangıcı olarak sayılması mümkün olmayacaktır. Kuşkusuz bu halde sigorta başlangıcı, 3201 sayılı Yasanın 5.madde hükmü çerçevesinde belirlenmesi gerekecektir....

          Sigortalı hizmetlerin tasfiye edilmesi halinde, tasfiyeye uğramış hizmetlerin sosyal sigorta hukuku açısından geçerliliğini yitirmiş sayılması ve artık her iki ülke mevzuatına göre nazara alınabilecek bir sigortalılık süresi kalmayacağından, Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti arasında aktedilen Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin, konuya ilişkin 29’uncu maddesinin 4’üncü bent hükmü uyarınca, rant sigortasına giriş tarihinin, Türkiye’de sigorta başlangıcı olarak sayılması mümkün olmayacaktır. Kuşkusuz bu halde sigorta başlangıcı, 3201 sayılı Yasanın 5’inci madde hükmü çerçevesinde belirlenmesi gerekecektir....

            Bu ilke, özel hukuk sözleşmelerinde olduğu gibi sosyal güvenlik sözleşmeleri bakımından da geçerlidir.(Yargıtay Kararları Dergisi, Cilt 28, Sayı 5, Mayıs 2002, s. 685-686.) Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, anılan sözleşme hükmünün uygulanabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti ile Federal ... Cumhuriyeti arasında imzalanan sosyal güvenlik sözleşmesi kapsamında, Türkiye’de sigorta başlangıcına esas olan ... Rant Sigortasına giriş tarihinin, 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanılması ile mümkündür....

              Sosyal güvenlik hakkı temel insan haklarından olup, uluslararası hukuk normları ile Anayasa'da güvence altına alınmıştır. Bireyleri toplum içinde iktisadi bakımdan desteklemeyi, muhtaçlığa düşmesini önlemeyi, sosyo-ekonomik ve fizyolojik risklerin sonuçlarına karşı korumayı hedef alan bir haktır (Arıcı,K.: Türk Sosyal Güvenlik Hukuku, Ankara 2015, s.95). 14. Ölüm ise gerçekleşmesi mutlak, ancak ne zaman gerçekleşeceği bilinmeyen tipik bir sosyal güvenlik riskidir (Arıcı, K.: Türk Sosyal Güvenlik Hukuku, Ankara 2015, s.386). Bu risk, hak sahibi konumunda olan dul eş ve yetim çocuk yönünden etkili olacaktır. Sigortalının ölümü ile birlikte sağ kalan hak sahibi aile bireyleri gelir kaybına uğrayacak, bu nedenle sosyal güvenlik yönünden bir korumaya gereksinim duyacaklardır. İşte bu noktada ölüm sigortası ile risk altında olan hak sahiplerinin sosyal güvenlik hakları koruma altına alınmıştır. 15....

                Sosyal Güvenlik Hukukunun Niteliği: 6.Herkes kişiliğine bağlı, dokunulmaz devredilmez, vazgeçilmez, temel hak ve hürriyetlere sahiptir.”. Sosyal güvenlik hakkı, bireylerin geleceğe güvenle bakmalarını sağlayan bir insan hakkıdır. Aynı zamanda “sosyal güvenlik, sosyal hukuk devleti içerisinde yer alan ve bu ilkeyi oluşturan temel kavramlardan birisidir”. Bu esası göz önüne alan anayasa koyucu “Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler” başlığı altında sosyal güvenlik hakkını da düzenlemiş ve 60’ncı madde ile “Herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar” hükmünü getirmiştir. Bu iki hüküm sosyal güvenlik hakkının kişiye sıkı sıkıya bağlı dokunulmaz ve vazgeçilemez bir hak olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Şahsa sıkı sıkıya bağlı sosyal güvenlik hakkı üzerinde kişi tasarruf yetkisine sahip değildir....

                  ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ TARİHİ : 26/11/2020 NUMARASI : 2020/90 ESAS, 2020/462 KARAR DAVA KONUSU : Tespit (Sosyal Güvenlik Hukuku İle İlgili Tespit Davaları) KARAR : Muş 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi'nin 26/11/2020 tarih, 2020/90 Esas, 2020/462 Karar sayılı kararına karşı davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, 6100 sayılı HMK nun 352.maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda ; TALEP : Davacı, dava dilekçesinde özetle; 15.05.1991- 14.06.1991 tarihleri arasında davalı Belediye nezdinde temizlik işçisi olarak asgari ücretle çalıştığını, bu çalışmasının dönem bordrosunda kayıtlı olduğu halde Sosyal Güvenlik Kurumu'nun bu hizmetin kendisine ait olduğunu kabul etmediğini beyanla hizmetinin tespitine karar verilmesini istemiştir....

                  Sosyal Güvenlik Hukuku anlamında bir işyerinin devrinden bahsedebilmek için; o işyerinin sigortalıları ile yeni bir işverenin emrine geçmiş bulunması şartı aranır. Zira Sosyal Güvenlik Hukuku yönünden bir işyerinden söz edilebilmesi için, o işyerinde bir çalışanın bulunması gereklidir. Çalışan sigortalıları ile birlikte ve faal bir şekilde olmaksızın bir işyerinin tesisat, makine, bina gibi unsurlarının devredilmesi, ya da daha sarih bir ifadeyle, satılması, işyeri devri olarak değerlendirilemez . İşyerinin devrinde ve intikalinde, gerçekte işyeri değil; yalnızca o işyerinin işvereni değişmektedir. İşyerinin kapatılmasından ya da tasfiyesinden sonra, yeni bir işveren tarafından aynı fiziki mekânda ve aynı işi yapacak şekilde yepyeni bir işyeri açılması halinde ise, Sosyal Güvenlik Hukuku yönünden bir devirden söz edilemeyecektir....

                    UYAP Entegrasyonu