Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA TÜRÜ : TESPİT Y A R G I T A Y K A R A R I 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, sosyal güvenlik mevzuatı kapsamında Sosyal Güvenlik Kurumu aleyhine açılan alacak ve tespit davaları sonucu verilen hüküm ve karara yönelik olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Dairelerin iş bölümüne ilişkin 26.01.2022 tarihli ve 2022/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 10. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Kanun’un 60 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili Daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. KARAR Açıklanan sebeple, Dosyanın YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,...

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA TÜRÜ : TESPİT Y A R G I T A Y K A R A R I 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, sosyal güvenlik mevzuatı kapsamında Sosyal Güvenlik Kurumu aleyhine açılan alacak ve tespit davaları sonucu verilen hüküm ve karara yönelik olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Dairelerin iş bölümüne ilişkin 26.01.2022 tarihli ve 2022/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 10. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Kanun’un 60 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili Daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. KARAR Açıklanan sebeple, Dosyanın YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,...

      Her ne kadar, anılan yasada 19.06.2010 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 5997 sayılı Yasanın 15. maddesi ile yapılan değişiklikle, 3201 sayılı Yasadan yararlanmak suretiyle aylık bağlananların, Türkiye’de sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışabileceği belirtilmiş ise de; yürürlük tarihi ve her yasanın kendi yürürlük döneminde uygulanması gerektiği gözetildiğinde, anılan değişikliğin davacı lehine uygulama olanağı bulunmamaktadır. Ancak, davacı, uyuşmazlık konusu dönemde, sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalıştı ise; Kurum’un, yaşlılık aylığı alan davacının çalıştığını bildiği ve sosyal güvenlik destek primi ödendiği halde, anılan Yasal düzenlemeye dayanarak yaşlılık aylığını iptal ederek, ödenen aylıkları borç çıkarması, devamında davacının sosyal destek primi ödeyerek çalışmasını sürdürdüğü döneme yönelik ödenen aylıkların tahsilini talep etmesi, Medeni Kanunun 2. maddesinde belirtilen iyiniyet ve hakkaniyete aykırıdır....

        Kamu hukuku alanına giren sosyal güvenlik hukukunun hizmet akdiyle çalışanlar yönünden başlıca kaynağını oluşturan 506 sayılı Yasa Sosyal Sigortalar Kurumu’na yükümlülükler getiren bir sosyal güvenlik sözleşmesi veya topluluk sigortası bulunmadığı takdirde kural olarak Türk Milli sınırları içerisinde ve Türkiye’de tescilli işyerleri ve işverenler ile yasa kapsamındaki işçiler için uygulanabilir. Başka bir anlatımla, 506 sayılı Yasa'nın uygulama alanı devletin hükümranlık sahası ile sınırlı olup, ülke sınırları dışında uygulanamaz. 506 sayılı Yasa'nın ülke dışında meydana gelen sigorta olaylarında uygulanabilmesi Sosyal Sigortalar Kurumu’na yükümlülükler getiren sosyal güvenlik sözleşmesi veya kısa vadeli sigorta kollarını da kapsayan topluluk sigortaları bulunması halinde mümkün olabilir. Somut olayda, davacının davalı işverenin yurtdışında ...'...

          C.Gerekçe ve Sonuç Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen Bölge Adliye Mahkemesi kararında; Sosyal güvenlik destek primine ilişkin düzenlemenin yer aldığı 506 sayılı Yasanın 63/B maddesinde, "Sosyal Güvenlik Destek Primi ödenmiş süreler, bu Kanuna göre sigortalılık süresinden sayılmaz..."...

            Kamu düzenini ilgilendiren sigortalılık hakkını içeren tespit davalarında hâkimin feragat nedeniyle davayı reddetmeyip delilleri kendiliğinden toplaması ve sonucuna göre karar vermesi gerekir. Zira hizmet tespiti davalarının amacı hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. 6. Anayasanın 60/2 maddesi uyarınca da “Devlet, sosyal güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri almak ve teşkilatı kurmak zorundadır”. O halde devlet sigortalıların sosyal güvenlik haklarını korumak için önlemler almak zorundadır. 7. Sosyal güvenliğin finansmanı genel olarak dünyada işçi, işveren ve devletten tahsil edilen prim veya katkı payları ile sağlanmaktadır. Sosyal güvenlikte prim, işçi ve işverenden tahsil edilen ve genelde hak edilen ücretin belli bir oranı üzerinde alınan bir finansman kaynağıdır....

              Uygulamada uzun vadeli sigortalı kolları için açılsa da davanın açılacağı sigorta dalları bakımından herhangi bir ayrım yapılmamaktadır(SÖZER, Ali Nazım: Türk Sosyal Sigortalar Hukuku, 3. Bası, ... 2017 s: 478-479). 6. Yurt dışı işyerinde çalışan işçinin sosyal güvenlik hakkı: 6.1.Sosyal Güvenlik Hakkının niteliği: Anayasa’nın 60. Maddesi uyarınca “Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar”. Belirtmek gerekir ki; Sosyal devlet olmanın bir gereği ve sonucu, sosyal güvenlik hakkının tüm bireylere sağlanması ve güvence altına alınmasıdır. Sosyal güvenlik hakkı vazgeçilmez bir anayasal haktır ve kamu düzenindendir. 6.2.Sosyal devlet; bireylere belirli bir sosyal güvenlik hakkı ve asgari gelir düzeyi öngören, sağlık ve refah hizmetlerinden serbestçe yararlanma ve belirli bir yaşa kadar eğitim olanağı sunan, bir takım sosyal riskleri önleyici tedbirler alan devlet anlayışıdır....

                Kuruma başvuruda geçirilecek süre zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz.” hükmü 3. fıkra olarak eklenerek 5510 sayılı Kanun ile diğer sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan davalarda (hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talepleri hariç) dava açılmadan önce Kuruma başvuru zorunlu hale getirilmiştir. 25.10.2017 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu, 5521 sayılı Kanunu yürürlükten kaldırarak onun yerini almıştır. 7036 sayılı Kanunun 4. maddesinde de "...31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile diğer sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talepleri hariç olmak üzere, dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına başvurulması zorunludur....

                  Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Birinci Dairesinin 20.11.2012 tarih 2783 sayılı kararı ile Sosyal Güvenlik Mahkemelerinin görev alanı ile birlikte sosyal güvenlik davalarına bakmakla görevli iş mahkemeleri belirlenmiştir. Ayrıca, bir yerde birden fazla iş mahkemesi arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisidir. Somut olayda, dava prime esas kazancın tespiti istemine ilişkin olup sosyal güvenlik hukuku ile ilgili bir dava niteliğindedir. Ancak yukarıdaki açıklamalar kapsamında Ankara 32. İş Mahkemesi HSYK tarafından belirlenen sosyal güvenlik davalarına bakmakla görevli iş mahkemesi olmadığından mahkemece iş bölümü ilişkisi dikkate alınarak gönderme kararı verilmesi gerekmektedir. Yukarıda belirtilen nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan gerekçeyle kabulü ile mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1- a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine kesin olarak karar verilmiştir....

                  Mahkemenin davanın esasıyla ilgili kararında bir isabetsizlik bulunmamakta ise de, davalı Sosyal Güvenlik Kurumunun dava sırasında vekille temsil edilmesine karşın lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ: Hükme vekalet ücretini düzenleyen 4. fıkra eklenerek “ 4-Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T'ye göre 1.980,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı Sosyal Güvenlik Kurumuna verilmesine” sözcüklerinin yazılarak, kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 22.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu