Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, bononun vadesinin 15.11.2005 olmasına rağmen icra takibinin üç yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra 02.11.2009 tarihinde yapıldığı, yapılan itiraz üzerine icra takibinin durması nedeniyle itirazın iptali davasının 20.10.2010 tarihinde açıldığı, bu nedenle takip tarihi itibariyle bononun zamanaşımına uğradığı, bonodan dolayı 3 yıl içinde takip yapılması gerektiği, borçlu (davalının) ödeme emrine itirazında zamanaşımına def’ini ileri sürmese dahi itirazın iptali davasında bu def’iyi ileri sürebileceği, geçerli bir genel haciz yoluyla takip yapılmasının itirazın iptali davasının koşullarından olduğu, itirazın iptali davası sebepsiz zenginleşme davası olarak nitelendirilse dahi bononun vadesini takip eden 3 yıldan sonraki bir yılda açılmadığı, davalının süresinde davaya karşı zamanaşımı def’inde bulunduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir....

    Dosyanın, mahkememize - sayılı kararı geldiği anlaşılmıştır.Davacı vekili 09/08/2023 tarihinde UYAP tan gönderdiği tarihsiz dilekçe ile davanın davalıların müvekkili bankadan kullandıkları kredileri geri ödememelerinden dolayı yapılan takibe itirazın sonucu açılmış olan itirazın iptali davası olup; ------- sayılı dosyasından işbu konu ile ilgili olarak davalıları aynı olan kredi alacağının tahsili amacıyla açılmış itirazın iptali davası olduğunu, usul ekonomisi açısından işbu davanın esas numarası küçük olan ----- esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep etmiştir.Mahkememizce -------sayılı dosyasının incelenmesinden taraflarının aynı olup; kredi alacağının tahsili amacıyla açılmış itirazın iptali davası olduğu, Mahkememiz dosyasının da davanın davalıların müvekkili bankadan kullandıkları kredileri geri ödememelerinden dolayı yapılan takibe itirazın sonucu açılmış olan itirazın iptali davası olduğu tespit edilmiştir....

      (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/10-642 E., 2012/38 sayılı kararı) Dava İİK 72. maddesine göre açılan menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Alacaklı tarafından itirazın iptali davası açılması durumunda, menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddialar itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası açmakta hukuki yararı yoksa da, henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmamış olduğu durumda ise böyle bir imkan söz konusu olmadığından, borçlunun itirazın iptali davasının açılmasını beklemeden menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekir. Zira yapılan itiraz üzerine takip durmuşsa da, takibe itiraz sadece takip hukuku ile ilgili bir sonuç olup, kesin hükmün sonuçlarını doğurmaz....

        "İçtihat Metni" Mahkemesi:Ticaret Mahkemesi Tarih : 10.05.2007 No : 223-236 Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, itirazın iptali ve icra inkar tazimanatı istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalının müvekkilinden aldığı borç para karşılığı 29.06.2001 tarihli 48.000.000.000.-TL.lik çeki verdiğini, çekin bankaya ibraz edildiğinde karşılığının olmadığının anlaşıldığını, yapılan ilamsız takibin davalı borçlunun itirazı üzerine durduğunu belirterek itirazın iptalini ve % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....

          Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır. Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67.maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir....

            DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 08/06/2022 KARAR TARİHİ : 10/04/2023 Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : TALEP : Davacı vekili talep dilekçesinde özetle; davalı aleyhine ......

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2020/638 Esas KARAR NO: 2021/779 DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ: 10/12/2020 KARAR TARİHİ: 03/11/2021 Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının davalıdan kaçak elektrik kullanımından kaynaklı alacağının tahsili için----- dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalının itirazının haksız ve yersiz olduğunu iddia ile itirazın iptaline, takibin devamına ve %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                Dava İtirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır. Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67.maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır....

                  Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır. Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67.maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir....

                    Aynı icra takibi nedeniyle davalı tarafından davacı aleyhine itirazın iptali davası açılmış olup, itirazın iptali davasının açılmasından sonra işbu menfi tespit davası 27/04/2021 tarihinde açılmıştır. Menfi tespit davasının itirazın iptali davasından sonra açılmış olması nedeniyle davalının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Zira menfi tespit davasında ileri sürülebilecek hususlar itirazın iptali davasında da ileri sürülebilecektir. Hukuki yararın varlığı dava şartlarından olup, mahkemece de bu hususun resen dikkate alınması gerekmektedir. Bu nedenle mahkemece hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmuştur. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 16/06/2020 tarih ve 2018/1702 E., 2020/1048 K.sayılı ilamı da bu yöndedir.)...

                      UYAP Entegrasyonu