Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Noterliği'nin 18.06.2018 tarihli, 13452 Yevmiye Numaralı ihtarnamesi ile davacının makul süre içerisinde işe başlamaması sebebiyle işe iadesinin yapılamayacağının bildirildiği, hükmün aksine davacınn işe başlamak niyetinde samimi, ciddi ve tutarlı olmadığını, işe başlama niyetinde olsa davacının talep edilmesini beklemeden işe iade davası öncesi ödenen kıdem ve ihbar tazminatı bedellerini iade edeceğini, işe yeniden davet edilen davacının çalışmaya başladığında evvelden ödenen kıdem ve ihbar tazminatının davacının sebepsiz zenginleşmesine sebep olacağını, davacının işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yaptığı başvurunun geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemeyeceğini, işçinin işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmesi gerektiğini, müvekkili tarafından yapılan feshin 4857 Sayılı Kanun’un 21/5. maddesine göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurduğunu, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatıyla boşta geçen süreye ait ücret ve...

İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı İş Kanununun 21/6. maddesine göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. İşe iade yönündeki başvurunun on iş günü içinde işverene bildirmesi gerekmekle birlikte tebligatın postada gecikmesinden işçinin sorumlu olması düşünülemez....

İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı İş Kanununun 21/6. maddesine göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. İşe iade yönündeki başvurunun on iş günü içinde işverene bildirmesi gerekmekle birlikte tebligatın postada gecikmesinden işçinin sorumlu olması düşünülemez....

İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı İş Kanununun 21/6. maddesine göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. İşe iade yönündeki başvurunun on iş günü içinde işverene bildirmesi gerekmekle birlikte tebligatın postada gecikmesinden işçinin sorumlu olması düşünülemez....

İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı İş Kanununun 21/6. maddesine göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. İşe iade yönündeki başvurunun on iş günü içinde işverene bildirmesi gerekmekle birlikte tebligatın postada gecikmesinden işçinin sorumlu olması düşünülemez....

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının işe iadesine ve fazla çalışma ücreti alacağının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. E) Gerekçe: İşçinin işe iadeyle istekler yanında işçilikten doğan diğer alacakların da istenmesi halinde bu talepler yönünden yargılama yapılması, işe iade davasının yasa koyucunun öngördüğü süre içinde görülüp sonuçlandırılmasına engel olacaktır. Dairemizin kararlılık kazanmış içtihatlarına göre tespit davası niteliğindeki işe iade davası ile alacak davası aynı yargılamada görülemez. Somut olayda da, davacı fazla çalışma ücreti alacağı ile birlikte işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Fazla çalışma ücreti talebi hakkında ayırma kararı verilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir....

    Davalı işveren işe iadeyi talep eden bir kısım işçilere gönderdiği ihtarnamede, işe başlama talebinin kesinleşen mahkeme kararı ile birlikte şahsen yapılması gerektiği açıklanmıştır. 4857 sayılı İş Kanununun 21. maddesine göre işçinin kesinleşen mahkeme kararının tebliğinden itibaren 10 iş günü içinde işe başlamak için başvurması gerekir. Başvurunun şekline dair anılan hükümde bir açıklama yer almamış olsa da, yazılı başvurunun geçerlilik şartı olmayıp, ispat şartı olduğu kabul edilmelidir. İşe iade başvurusunun işçinin avukatı tarafından yapılması imkan dahilindedir. İşe iade davasında davayı vekaletname uyarınca takip etmiş olan avukat tarafından yapılan başvuru, kesinleşen işe iade kararının yerine getirilmesi anlamında değerlendirilmelidir. 4857 sayılı İş Kanununun 21. maddesinde sözü edilen işe başlama talebinin, şahsa sıkı sıkıya bağlı olduğundan söz edilemez....

      Feshin geçersizliği ve işe iade kararı sonrası, işçinin işe başlatılması için başvurusu ile işverenin işe davetinin de dürüstlük kuralı kapsamında samimiyet noktasında sorgulanması ve işverenin sözleşme ile kararlaştırılan nakil veya başka yerde görevlendirme yetkisini saklı tutan kuralın da objektif iyiniyet kuralı kapsamında değerlendirilmesi gerekir. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Yasa'nın 21 inci maddesinin beşinci fıkrasına göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur....

      İlk derece Mahkemesince yapılması gereken, davacını işe iade davasının diğer davalısı olan Avcılar Belediyesi hakkındaki feragat dilekçesini dosya kapsamına almak, davacının iş akdinin feshinden sonra çalıştığı kurumların tespiti için Sgk hizmet döküm cetvelinde davacının sigortalı olduğu kurumları tespit etmek, bu kurumların ticaret sicil kayıtlarını dosyaya getirilerek davacının kadroya geçtikten sonraki çalıştığı kurumda hangi kapsamda çalıştığını tespit ederek davacının işe başlatma talebinde bulunduğu tarihte iş akdinin feshedildiği işyerinde ve aynı işte çalışıp çalışmadığını tespit edilerek bu hususların açıklığa kavuşturulması suretiyle davacının işe iade talebinde samimi olup olmadığı hususunun açıklığa kavuşturulmasından ibarettir....

      İlk derece Mahkemesince yapılması gereken, davacını işe iade davasının diğer davalısı olan Avcılar Belediyesi hakkındaki feragat dilekçesini dosya kapsamına almak, davacının iş akdinin feshinden sonra çalıştığı kurumların tespiti için Sgk hizmet döküm cetvelinde davacının sigortalı olduğu kurumları tespit etmek, bu kurumların ticaret sicil kayıtlarını dosyaya getirilerek davacının kadroya geçtikten sonraki çalıştığı kurumda hangi kapsamda çalıştığını tespit ederek davacının işe başlatma talebinde bulunduğu tarihte iş akdinin feshedildiği işyerinde ve aynı işte çalışıp çalışmadığını tespit edilerek bu hususların açıklığa kavuşturulması suretiyle davacının işe iade talebinde samimi olup olmadığı hususunun açıklığa kavuşturulmasından ibarettir....

      UYAP Entegrasyonu