"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : CİDE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/06/2014 NUMARASI : 2014/66-2014/146 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "3402 sayılı Yasa'da da, diğer gayrimenkul mevzuatımızda da tescil harici bırakılan yerler hakkında tespitten önceki hukuki nedenlere dayalı olarak dava açma süresini sınırlayan bir düzenleme bulunmadığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık sınırlama hakkında kadastro tutanağı düzenlenen taşınmazlara ilişkin olduğu; hal böyle olunca, mahkemece davanın esasına girilip iddia ve savunmalar doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yasal olmayan davanın makul sürede açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin isabetsizliğine" değinilmiştir...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, Hazine tarafından, kadastro tespiti 1954 yılında yapılan dava konusu taşınmazın 17.08.1977 tarihinde yapılıp onaylanan kıyı kenar çizgisi kapsamında kaldığı, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu iddiasıyla tapu iptali ve tescil istemiyle açılmış olup, tespitten sonraki hukuki nedene dayalı olarak dava açıldığı anlaşılmakla; temyiz inceleme görevi Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümüne ilişkin 23.1.2020 tarih 1 sayılı kararı ile Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 31.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Öte yandan miras bırakan, taşınmazların geometrik ve hukuksal durumunu belirleyen tespitten sonra öldüğüne göre 3402 Sayılı Yasanın 12/3.maddesinde ifadesini bulan “ kadastrodan önceki hukuki neden” olgusunun gerçekleştiği söylenemez. Esasen Yargıtay uygulamalarında da tutanağın düzenlendiği tarihten sonra ve fakat kesinleşmesinden önceki haklara dayanılarak dava açıldığı takdirde on yıllık hak düşürücü süre kapsamında olmadığı kabul edilmektedir.(8.HD) 19.3.1988 tarih 1.... Karar) Eldeki davada da mirasçılık hakkı murisin ölümüyle tespitten sonra doğmuş olup aksi düşüncenin kabulü halinde bu tür davalara kadastro mahkemesinde bakılması gerekeceği tartışmasızdır....
Asıl ve birleştirilen davalar; Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yer hukuki sebebine dayalı tapu iptal ve tescil isteklerine ilişkindir. Bilindiği üzere; bozmaya uyan mahkemenin bozma kararında belirtildiği şekilde işlem yapmak ve orada gösterilen doğrultuda hareket etmek zorunluluğu bulunmaktadır. Bu durumda bozmaya uyulmakla taraflar lehine usuli kazanılmış hak doğacağından artık mahkemece bozma gereklerini yerine getirme zorunluluğu doğar. Ne var ki; Mahkemece, bozma kararına uyulmasına rağmen bozma gereklerinin yerine getirildiği söylenemez....
Davacı kadastro çalışmalarında adına tespit edilmesi gereken taşınmazın yol boşluğu olarak bırakıldığını öne sürerek miras yoluyla gelen hakka ve tespit tarihinden önce gerçekleşen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmış olduğuna göre; dava, tespitten sonraki değil, kadastro tespitinden evvelki zilyetliğe dayalı olarak açılmış olması nedeniyle mahkemenin gerekçesinde isabet olduğu söylenemez. Hal böyle olunca, gayrimenkul mevzuatımızda tescil harici bırakılan yerler hakkında kadastro öncesi sebeplere dayanarak dava açma hakkını sınırlayan bir süre de öngörülmediğine göre mahkemece öncelikle TMK’nın 713/3. maddesi uyarınca Hazine ve ilgili kamu tüzel kişilerinin yasal hasım olması nedeniyle hüküm tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun gereğince çekişmeli taşınmazın bulunduğu ......
Dava dilekçesi içeriğine göre, davacı, tespitten sonra başlayan zilyetliğe dayalı olarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmış olup, kadastro tespitinin kesinleşmesi ile birlikte tapuya tescil edilen taşınmazların kural olarak zilyetlikle kazanılması mümkün bulunmadığı gibi, mera olarak sınırlandırılan ve özel siciline kaydolan taşınmazların da aynı şekilde zilyetlikle kazanılamayacağı, bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceği; bir an için davanın tespitten önceki nedenlere dayalı olarak açıldığı düşünülse dahi, taşınmaz hakkındaki kadastro tespitinin kesinleştiği 1958 yılından eldeki davanın açıldığı 2015 yılına kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen ve dava şartı olan 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle açılan davanın dinlenme olanağının da bulunmadığı anlaşıldığından, Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu hususlar gözetilmeksizin davanın esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi...
Davacı yan, uyuşmazlık konusu taşınmazın 1971 yılından beri imar-ihya edilmek suretiyle tarıma elverişli kültür arazisi haline getirildiğini ve o tarihten itibaren koşullarına uygun olarak tasarrufta bulunulduğunu açıklayarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Dava dilekçesindeki açıklamalar karşısında, davacı tespitten sonraki zilyetliğe ve imar-ihya olgusuna dayanarak iptal ve tescil talep etmiştir. İhya olgusunun tespit tarihinden sonraki döneme rastlaması nedeniyle dava açmak için ön koşul olarak aranan 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesindeki hak düşürücü sürenin uygulanma kabiliyeti bulunmamaktadır.Sözü edilen madde ve fıkra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayalı olarak açılan iptal ve tescil davaları hakkında uygulanmaktadır.Davanın bu nedenle reddi yerinde değildir. Ancak, dava konusu taşınmaz 16.8.1966 tarihinden itibaren tapuda kayıtlı bulunan bir yerdir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1358 KARAR NO : 2021/1532 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : DEMİRKÖY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/01/2020 NUMARASI : 2017/49 2020/19 DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Tespitten Önceki Hukuki Sebeplere Dayalı) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava konusu Kırklareli ili, Demirköy ilçesi, Yeşilce köyü 102 ada 21 parsel sayılı taşınmazın Demirköy Tapu Müdürlüğünün 21....
olduğunun tespit edildiği, davacının işbu davayı 03.01.2018 tarihinde ikame ettiği, davacının iddiasının tespitten önceki satın almaya dayalı olduğu, dolayısıyla 1996 yılında yapılıp 19.09.1996 tarihinde kesinleşen tespite yönelik 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesine göre 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu, her ne kadar 2010 yılında dava konusu taşınmaz üzerinde güncelleme çalışması yapılmış ise de güncelleme kadastrosu yönünden ancak şerh sahibinden yani ......
Davacı vekili tespitten önceki ve sonraki kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Tespit öncesi neden yönünden tutanağın kesinleştiği tarihten 25.12.2002 dava tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesinde belirtilen hak düşürücü süre geçmiş bulunmaktadır. Mahkemece de tespit öncesi neden yönünden hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olmasında usul ve kanuna aykırı bir yön görülmemiştir. Davacı vekilinin bu yöne ilişen temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görülmemiştir. 2- Tespitten sonraki kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle iptal ve tescil isteğine gelince; Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına göre bu tür uyuşmazlıklarda kazanmayı sağlayan zilyetliğin tutanağın kesinleştiği tarihten itibaren hesap edilmesi gerekir. Önceki zilyetlik tespit ile kesilir....