WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı, tapu kaydına dayalı olarak kadastro tespiti sırasında tescil edilen payının tespitten sonra tapuda davalılar adına yapılan yolsuz tescilin iptali ile adına tescil talep etmekle hükmün temyizen incelenmesi görevi Yargıtay 1. Hukuk Dairesine ait bulunduğu, ancak 1.Hukuk Dairesince aidiyet kararı verildiği anlaşılmakla görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Başkanlar Kuruluna GÖNDERİLMESİNE 26.6.2006 gününde oybirliği ile karar verildi....

    Yukarıda açıklandığı üzere, 4342 sayılı mera kanununun 21/2 madde uyarınca 30 günlük süre geçtikten sonra tespitten önceki hukuki sebeplere dayanılarak 5 yıllık süre içinde asliye hukuk mahkemesinde dava açılabileceği düzenlenmiştir. Mera komisyon kararı 18.11.2004 tarihinde kesinleşmiş, dava 26.09.2008 tarihinde 5 yıllık süre içinde açılmıştır. Bu nedenle mahkemece işin esası incelenerek sonucu doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamamış, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 09.12.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

      Yukarıda açıklandığı üzere, 4342 sayılı mera kanununun 21/2 madde uyarınca 30 günlük süre geçtikten sonra tespitten önceki hukuki sebeplere dayanılarak 5 yıllık süre içinde asliye hukuk mahkemesinde dava açılabileceği düzenlenmiştir. Mera komisyon kararı 18.11.2004 tarihinde kesinleşmiş, davada 23.09.2008 tarihinde, 5 yıllık süre içinde açılmıştır. Bu nedenle mahkemece işin esası incelenerek sonucu doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamamış, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 09.12.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        ın temyiz itirazlarına gelince; Adı geçenler tarafından 29 ada 11 ve 25 parsel sayılı taşınmazların maliklerinden, bir kısım yerleri tespitten sonra satın aldıklarını ve satın aldıkları bölümlerin kendilerinin zilyet ve tasarrufunda olduğunu öne sürerek davaya müdahil olmuşlardır. (davacı ...'ın hem tespitten önce hem de tespitten sonra satın almaya dayalı davası olup tespitten önceki sebeplere dayalı temyizi 2 nolu bentte ayrıca değerlendirilmiştir.) Mahkemece taleplerin tespitten sonraki sebep olması nedeniyle ... Mahkemesinin görevi dahilinde bulunmadığı, genel mahkemelerde dava açabilecekleri gerekçesiyle hükmün 2 ve 5 nolu fıkrasında müdahillerin taleplerinin reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere adı geçenler ... tespitinden sonra yapılan harici satışlara dayalı olarak satın aldıkları taşınmaz bölümlerinin adlarına tescili istemiyle davaya katılmışlardır. Hal böyle olunca; talepleri yönüyle "......

          Davacılar vekilleri ise tespitten sonra kadastro tutanaklarının kesinleşmesinden önceki taksim, pay satışlarına dayanarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuşlardır. Başka bir anlatımla, satışlar tespitten sonra ancak kadastro tutanağının kesinleşmesinden önceki dönemlerde yapılmıştır. Yukarıda açıklandığı üzere, dayanak satış senetleri tespit tarihinden sonraki dönemlere ilişkin olduğundan somut olayda, 3402 sayılı Kanunun .../....maddesi uyarınca hak düşürücü sürenin uygulanmasına imkân bulunmadığından davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir Bundan ayrı; dava konusu taşınmazlardan ... parsel belgesizden diğer parseller ise eski tapu kayıtlarına dayalı olarak tespit edilmiş olup dava dilekçesindeki açıklamalara göre, mahkemece karar gerekçesinde gösterilen 3402 sayılı Kadastro Kanununun ....maddesi uyarınca ... yıllık kazanma süresi gerçekleşmediği görüşüne katılmak da mümkün değildir....

            Mahkemece; tespitten önceki hukuki sebeplere dayanılarak dava açma hakkının 3402 sayılı Yasanın 12/3 maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre ile sınırlı olduğu ve 1976 tarihinde ödenen kamulaştırma bedelinden kendisine düşen payın davalılar tarafından ödenmediğinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle 4721 sayılı TMK'nun 595. maddesi hükmü uyarınca mirasçı murisin ölümü ile tereke üzerinde hak sahibi olacağı somut olayda miras bırakan ...'...

              ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/11/2021 NUMARASI : 2020/51 ESAS 2021/350 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Tespitten Önceki Hukuki Sebeplere Dayalı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Bölge Adliye Mahkemesince incelenmesi davacılar T1 ve T2 tarafından istenilmekle dosya incelendi....

              Mahkemenin önceki kararı Dairemizin 24/05/2019 tarih, 2019/451- 1000 E.K. sayılı kararıyla, "uyuşmazlık taşınmazların davacı tarafından tespitten önce davalılara bağışlanıp bağışlanmadığı noktasındadır. Çekişmeli taşınmazlar tapusuz taşınmazlar olup bilindiği üzere tapusuz taşınmazlar menkul hükmünde olduğundan yapılan bağışın geçerli olabilmesi için bağışlanan taşınmazların zilyetliğinin teslimi gerekmektedir....

              Bu süre geçtikten sonra tespitten önceki hukuki sebeplere dayanılarak 21/2 madde uyarınca 5 yıllık süre içinde açılan davaların ise asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekir. Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; Dava konusu 172 ve 173 parsel sayılı taşınmazlar Mera Komisyonu çalışmaları sonucu mera olarak tahdit ve tespit edilmiştir. Dava 21/02/2011 tarihinde Mera Kanununun 21.maddesinde belirtilen 5 yıllık süre içinde açıldığından davacının mülkiyet iddiası incelenerek ve delilleri toplanarak istemin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken davanın süresinde açılmadığından bahisle reddi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine, 22.02.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                , mahalli bilirkişi ve tanıkların taşınmazların ilk olarak ne zaman kulanılmaya başlandığı, ilk maliklerinin kim olduğu, üzerlerindeki zilyetliğin hangi tarihten beri, kim tarafından, hangi hukuki nedene dayalı olarak ve hangi tasarruflarla sürdürüldüğü hususlarındaki soyut nitelikteki beyanlarına itibar edildiği, taşınmazlardan 179 parsel sayılı taşınmazın sınırında dere bulunduğu halde jeolog bilirkişiden rapor alınmadığı, bir arazinin niteliğini ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde tespitten öncesine ait hava fotoğrafı bulunup bulunmadığının araştırılmadığı, bulunması halinde getirtilip incelenmediği, bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulduğu açıklanarak, sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, davacı tarafa dedesinden kaldığını ileri sürdüğü taşınmazların hangi nedenle adına tescilini talep ettiği hususunun açıklattırılması; bundan sonra tespit tarihi...

                  UYAP Entegrasyonu