Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin 16.12.2015 tarihli ve 2013/652 Esas, 2015/1858 Karar sayılı kararıyla; 4342 sayılı Mera Kanunu'nun 21/2 nci maddesi uyarınca tahsis kararlarında belirtilen haklara, tahsislerin kesinleştiği tarihten itibaren beş yıl geçtikten sonra tespitten önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz edilemeyeceği, somut olayda ise dava konusu taşınmazların mera olarak tahsis edildiği 20.07.2007 tarihinden, davanın açıldığı 12.11.2013 tarihine kadar beş yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir. IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Bozma Kararı 1. İlk Derece Mahkemesinin 16.12.2015 tarihli ve 2013/652 Esas, 2015/1858 Karar sayılı kararına karşı davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 2. Yargıtay 14....

    nin temyiz itirazları önceki tarihli bozma ilamı ile reddedildiği gibi son kararla da adı geçenin aleyhine yeni bir durum yaratılmadığına göre hükmü temyizde hukuki yararı bulunmayan davacı ... vekili'nin temyiz inceleme isteğinin REDDİNE, 29.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Kadastro sonucunda Rize ili, İyidere ilçesi, Çiftlik köyü çalışma alanında bulunan 660 parsel sayılı 1.910,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit ve 30/01/1954 tarihinde tescil edilmiş, bilahare ... yarı hissesini kayden oğlu ...’e hibe etmiştir. Dava; kadastro tespiti öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi şöyledir. “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” 3.3. Değerlendirme Dosya içeriğine, toplanan delillerle, kararın (IV./3) numaralı paragrafında yer verilen Bölge Adliye Mahkemesinin kararında dayandığı yasal ve hukuksal gerekçelere göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

        ın temyiz itirazlarına gelince; Adı geçenler tarafından 29 ada 11 ve 25 parsel sayılı taşınmazların maliklerinden, bir kısım yerleri tespitten sonra satın aldıklarını ve satın aldıkları bölümlerin kendilerinin zilyet ve tasarrufunda olduğunu öne sürerek davaya müdahil olmuşlardır. (davacı ...'ın hem tespitten önce hem de tespitten sonra satın almaya dayalı davası olup tespitten önceki sebeplere dayalı temyizi 2 nolu bentte ayrıca değerlendirilmiştir.) Mahkemece taleplerin tespitten sonraki sebep olması nedeniyle ... Mahkemesinin görevi dahilinde bulunmadığı, genel mahkemelerde dava açabilecekleri gerekçesiyle hükmün 2 ve 5 nolu fıkrasında müdahillerin taleplerinin reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere adı geçenler ... tespitinden sonra yapılan harici satışlara dayalı olarak satın aldıkları taşınmaz bölümlerinin adlarına tescili istemiyle davaya katılmışlardır. Hal böyle olunca; talepleri yönüyle "......

          Mahkemece; tespitten önceki hukuki sebeplere dayanılarak dava açma hakkının 3402 sayılı Yasanın 12/3 maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre ile sınırlı olduğu ve 1976 tarihinde ödenen kamulaştırma bedelinden kendisine düşen payın davalılar tarafından ödenmediğinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle 4721 sayılı TMK'nun 595. maddesi hükmü uyarınca mirasçı murisin ölümü ile tereke üzerinde hak sahibi olacağı somut olayda miras bırakan ...'...

            Bu süre geçtikten sonra tespitten önceki hukuki sebeplere dayanılarak 21/2 madde uyarınca 5 yıllık süre içinde açılan davaların ise asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekir. Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; Dava konusu 172 ve 173 parsel sayılı taşınmazlar Mera Komisyonu çalışmaları sonucu mera olarak tahdit ve tespit edilmiştir. Dava 21/02/2011 tarihinde Mera Kanununun 21.maddesinde belirtilen 5 yıllık süre içinde açıldığından davacının mülkiyet iddiası incelenerek ve delilleri toplanarak istemin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken davanın süresinde açılmadığından bahisle reddi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine, 22.02.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              Davacılar vekilleri ise tespitten sonra kadastro tutanaklarının kesinleşmesinden önceki taksim, pay satışlarına dayanarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuşlardır. Başka bir anlatımla, satışlar tespitten sonra ancak kadastro tutanağının kesinleşmesinden önceki dönemlerde yapılmıştır. Yukarıda açıklandığı üzere, dayanak satış senetleri tespit tarihinden sonraki dönemlere ilişkin olduğundan somut olayda, 3402 sayılı Kanunun .../....maddesi uyarınca hak düşürücü sürenin uygulanmasına imkân bulunmadığından davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir Bundan ayrı; dava konusu taşınmazlardan ... parsel belgesizden diğer parseller ise eski tapu kayıtlarına dayalı olarak tespit edilmiş olup dava dilekçesindeki açıklamalara göre, mahkemece karar gerekçesinde gösterilen 3402 sayılı Kadastro Kanununun ....maddesi uyarınca ... yıllık kazanma süresi gerçekleşmediği görüşüne katılmak da mümkün değildir....

                , mahalli bilirkişi ve tanıkların taşınmazların ilk olarak ne zaman kulanılmaya başlandığı, ilk maliklerinin kim olduğu, üzerlerindeki zilyetliğin hangi tarihten beri, kim tarafından, hangi hukuki nedene dayalı olarak ve hangi tasarruflarla sürdürüldüğü hususlarındaki soyut nitelikteki beyanlarına itibar edildiği, taşınmazlardan 179 parsel sayılı taşınmazın sınırında dere bulunduğu halde jeolog bilirkişiden rapor alınmadığı, bir arazinin niteliğini ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde tespitten öncesine ait hava fotoğrafı bulunup bulunmadığının araştırılmadığı, bulunması halinde getirtilip incelenmediği, bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulduğu açıklanarak, sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, davacı tarafa dedesinden kaldığını ileri sürdüğü taşınmazların hangi nedenle adına tescilini talep ettiği hususunun açıklattırılması; bundan sonra tespit tarihi...

                  ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/11/2021 NUMARASI : 2020/51 ESAS 2021/350 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Tespitten Önceki Hukuki Sebeplere Dayalı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Bölge Adliye Mahkemesince incelenmesi davacılar T1 ve T2 tarafından istenilmekle dosya incelendi....

                  Mahkemenin önceki kararı Dairemizin 24/05/2019 tarih, 2019/451- 1000 E.K. sayılı kararıyla, "uyuşmazlık taşınmazların davacı tarafından tespitten önce davalılara bağışlanıp bağışlanmadığı noktasındadır. Çekişmeli taşınmazlar tapusuz taşınmazlar olup bilindiği üzere tapusuz taşınmazlar menkul hükmünde olduğundan yapılan bağışın geçerli olabilmesi için bağışlanan taşınmazların zilyetliğinin teslimi gerekmektedir....

                  UYAP Entegrasyonu