Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

SONUÇ: 1) Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle; Orman Yönetimi ve Hazinenin temyiz dilekçelerinin REDDİNE, istek halinde peşin harcın Orman Yönetimine geri verilmesine, 2) Yukarıda 2. bentte açıklanan nedenlerle; davacı gerçek kişilerin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davacı gerçek kişilere yükletilmesine 23/10/2007 günü oybirliği ile karar verildi....

    Mahkemece dava konusu olan fenni bilirkişi raporundaki (B) harfli 384.8 m2’lik bölüm yönünden imar ihyanın tamamlanmadığı gerekçesi ile gerçek kişinin davasının reddine, davalı Hazinenin tescil talebi nedeni ile Hazine adına tapuya tescil edilmesine, (A) harfli 3287.03 m2’lik bölüm yönünden ise davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı ile zilyetlik koşullarının oluştuğu kabul edilerek bu bölümün davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi ile davalılar Hazine ve Belediye Başkanlığı tarafından temyiz edilmektedir. Dava, MY’nın 713. maddesi gereğince açılan tescil davası niteliğindedir. Yörede 1948 yılında yapılan orman kadastro çalışması ile 1975 ve1986 yıllarında yapılan aplikasyon 2.madde ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır. Mahkemece delillerin takdirinde hataya düşülmüştür. Şöyle ki; davacı gerçek kişi 07.10.1988 tarihli dilekçesi ile Hazineye yönelik olarak ... mevkiinde Doğusu; ... ..., Batısı: ...... Kuzeyi: ... ..., Güneyi; ......

      Dolayısıyla taraflar arasındaki uyuşmazlık, 3402 sayılı Kanun’un 22/a maddesinden kaynaklanmayıp dava, çapa dayalı elatmanın önlenmesi ve buna karşılık olarak ... sonucu oluşan tapu kaydından ifrazen ve kayden satın alma suretiyle malik olan kişilerce, kadastrodan sonraki mülkiyet hakkına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Buna göre hükmü temyizen inceleme görevi, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 09.02.2018 tarih ve 1. sayılı kararı ile 1. Hukuk Dairesi'nin görev alanına girmiş olmasına ve Yargıtay Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'nun 15.02.2018 tarih ve 2018/128-148 Esas, Karar sayılı kararı ile dosyanın temyiz incelemesi yapmakla görevli Yargıtay 1. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesi gerekirken "maddi hata" sonucu Dairemize gönderildiği ve esas defterine kaydedildiği anlaşılmakla dosyanın Yargıtay 1....

        işlemlerini mevzuata uygun yapan müvekkile husumet dahi yöneltilemeyeceğini, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını belirterek öncelikle husumet yönünden müvekkili müdürlük hakkında açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir....

          işlemlerini mevzuata uygun yapan müvekkile husumet dahi yöneltilemeyeceğini, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını belirterek öncelikle husumet yönünden müvekkili müdürlük hakkında açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir....

            . - 2012/100 K. sayılı dava dosyasının, 2) Hükme esas fen bilirkişi raporu ekindeki krokinin incelenmesinde dava konusu taşınmaz kapsamında davacı yan dışında başkaca kişilerce kullanılan pek çok taşınmaz bölümleri bulunduğu görülmekle dava konusu taşınmaza ilişkin kişilerce açılan başkaca dava olup olmadığının araştırılarak açılmışsa tespit edilecek derdest dava dosyalarının suretlerinin, kesinleşen karar var ise bunlara ilişkin dava dosyalarının, bu dosya içerisine alınması, Ayrıca, dava dosyasının, 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 433/3. ve Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddeleri uyarınca tarih ve işlem sırasına göre düzenlenip, dizi listesine bağlandıktan sonra gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda değinilen eksikliklerin giderilmesi için dosyanın YEREL MAHKEMEYE GÖNDERİLMESİNE 30/10/2017 günü oybirliğiyle karar verildi....

              Gerçek kişi ise açtığı karşı davada çekişmeli taşınmazı orman sınırları içine alan tahdidin iptalini istemiş; açılan davalar birleştirilmiştir. Mahkemece,” davanın kabulü ile kısmen reddine, çekişmeli parselin bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 2029.58 m2'lik bölümünün davalı gerçek kişi adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tapuya tesciline, bu bölümün tapusunun beyanlar hanesinde 2/B uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarıldığının şerh verilmesine, taşınmazın kalan bölümlerine yönelik davanın reddine; davacı ... ... tarafından açılan davanın kısmen kabulüne, krokide (B) ile işaretli 5550.42 m2'lik taşınmaz bölümünün tapu kaydının beyanlar hanesindeki şerhin iptaline" karar verilmiş, hüküm gerçek kişi, Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir....

                Gerçek kişinin açtığı orman kadastrosuna itiraz davası ise 3373 Sayılı Yasanın yürürlük tarihinde yapılan ve kesinleşen orman kadastrosunun iptaline ilişkin bulunduğundan hukuki sorun o tarihte yürürlükte bulunan yasaya göre çözümlenir. Her ne kadar gerçek kişiler 323 parsel hakkında orman kadastrosuna itiraz davası açmamış ise de hali hazırda 10 yıllık dava açma süresi henüz dolmadığından Orman Yönetimi tarafından açılan tapu iptali - tescil ve elatmanın önlenmesi davasında ... Kasap ve mirasçıları kesin hüküm definde bulunduklarından mahkemece H.Y.UY.'nın 237. maddesine göre kesin hükmün gözönünde bulundurulması gerekmektedir. Bu nedenle, Orman Yönetiminin açtığı tapu iptali - tescil ve elatmanın önlenmesi davasının reddine gerçek kişinin açtığı orman kadastrosunun iptali davasının kabulüne karar verilmesi" gereğine değinilmiştir....

                  Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. 4721 sayılı TMK’nın 705/2. maddesi uyarınca tapu iptali ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır. Dolayısıyla bu tür bir dava, taşınmazların mülkiyetlerinin yitirilmesine ilişkin iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarihten sonra açılabileceğinden, mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle de taşınmazların değerinin tespit edilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Zararın meydana geldiği tarihe göre, tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir....

                    Mahkemece Hazine tarafından açılan dava eldeki dava ile birleştirilerek gerçek kişiler tarafından açılan tescil davası, el atmanın önlenmesi ve kal davalarının reddine, Hazine tarafından açılan davanın kabulüne, ... Bilirkişileri ... İkizmen ve ... ... tarafından düzenlenen 20.06.2002 tarihli krokili raporda (A) ile işaretlenen 2.395,67 m2 yüzölçümlü taşınmazın 2/B alanı olarak Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... ... ... mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava tescil, el atmanın önlenmesi ve kal niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 13.07.1990 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 3302 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması, 1971 yılında yapılan genel arazi kadastrosu bulunmaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu