Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

" ibareli, 2014/18373 sayılı marka tescil başvurusunun Markalar Dairesi tarafından davalı şirkete ait "..." ibareli, 3.sınıf ürünleri içeren 2013/43574 sayılı marka tescil başvurusu mesnet alınarak 556 sayılı KHK'nın 7/b maddesi uyarınca reddedildiğini, oysa müvekkilinin anılan marka tescil başvurusuna önceye dayalı hak sahipliğine dayanarak itirazda bulunduğunu, gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunu, itirazın ... tarafından da reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, redde mesnet alınan marka tescil başvurusunun müvekkilinin itirazı üzerine ... tarafından reddedildiğini, işaret üzerinde gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunu ifade ederek, başvurularının reddine dair ... kararının iptaline ve başvurunun tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/626 KARAR NO : 2020/628 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : TORUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03.12.2019 NUMARASI : 2018/189ESAS - 2019/211 KARAR DAVA KONUSU : Tescil (Gerçek Kişilerce Açılan) KARAR : Taraflar arasında görülen "Tescil (Gerçek Kişilerce Açılan)" davasının yapılan yargılaması sonucunda verilen nihai karara karşı davalı Hazine vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla, HMK'nın 353.maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı....

    Davacı öncelikle, davaya konu markada gerçek hak sahipliği iddiasına dayanmaktadır. SMK'nun 6/3 md'sine göre; "Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmiş ise, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir" SMK'nun 7/1 ve 6/3 maddeleri birlikte değerlendirildiğinde tescil ile marka korumasının başlayacağı yönündeki ilkenin istisnasının kullanım yolu ile marka hakkının elde edilmesi olduğu, tescil başvurusundan önce o markayı ihdas eden, kullanan piyasada maruf hale getiren ve marka üzerinde hak elde eden kimsenin tescil sahibine karşı bu hakkını hükümsüzlük davası yolu ile ileri sürebileceği kabul edilmektedir. "556 sayılı KHK 6.maddesi uyarınca marka koruması tescille elde edilir ve tescil ve korumada ülkesellik ilkesi geçerlidir....

      Mahkemece, dava konusu markanın gerçek hak sahibinin davacı olduğu ve davalının kötüniyetli olarak marka başvurusunda bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacı markasının Türkiye’de tanınmış marka olmadığı ve davacı markasının aynen tescil edilmesinin tek başına kötüniyetli tescili kanıtlamaya yeterli olmadığı gerekçesiyle mahkeme kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, dava konusu 2014/107474 sayılı “TESORI D’ORIENTE+şekil” markasının kötüniyetli olarak tescil olunduğu gerekçesiyle de hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemiştir....

        Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 04/07/2022 tarih ve 2022/241 E. sayılı ara kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir isteyen tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: İhtiyati tedbir isteyen vekili, karşı taraf gerçek kişinin marka başvurusuna yapılan itirazın reddine ilişkin YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemi ile açılan davada başvuruya konu markanın 3. kişilere devir ve temlikinin önlenmesi ile lisans, rehin verilmesinin ve sair tasarruf işlemlerinin yapılmasının durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiştir....

          Hem üçüncü kişilerce açılan davanın, hem de ... sahibince açılan davanın dayanağını bu tespit dosyası oluşturmaktadır. ... ..., sözleşme ve eklerine göre yapılması gerektiği halde yapılmayan (eksik bırakılan) işleri ifade eder. ... işlerin bedeli, teslim tarihine bu işlerin ikmâl edilebileceği sürenin ilavesiyle bulunan tarihteki rayiç bedellerle talep edilebilir. ... işler bedelinin istenebilmesi için teslim sırasında ihtirazi kayıt konulmasına ya da ihtar çekilmesine gerek bulunmamaktadır. ... işler yönünden BK’nın 359 ve 362. maddesindeki hükümler uygulanmaz. Açık ayıp, eserde dikkatli bir inceleme sonunda görülebilen ve anlaşılabilen bozuklukları, gizli ayıp ise dikkatli bir inceleme ile ortaya çıkmayan ve sonradan kullanılmakla ortaya çıkan ayıpları ifade eder....

            Hem üçüncü kişilerce açılan davanın, hem de ... sahibince açılan davanın dayanağını bu tespit dosyası oluşturmaktadır. ... ..., sözleşme ve eklerine göre yapılması gerektiği halde yapılmayan (eksik bırakılan) işleri ifade eder. ... işlerin bedeli, teslim tarihine bu işlerin ikmâl edilebileceği sürenin ilavesiyle bulunan tarihteki rayiç bedellerle talep edilebilir. ... işler bedelinin istenebilmesi için teslim sırasında ihtirazi kayıt konulmasına ya da ihtar çekilmesine gerek bulunmamaktadır. ... işler yönünden BK’nın 359 ve 362. maddesindeki hükümler uygulanmaz. Açık ayıp, eserde dikkatli bir inceleme sonunda görülebilen ve anlaşılabilen bozuklukları, gizli ayıp ise dikkatli bir inceleme ile ortaya çıkmayan ve sonradan kullanılmakla ortaya çıkan ayıpları ifade eder....

              Dava, gerçek kişilerin Hazine aleyhine açtıkları dava bakımından eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenine dayalı olarak TMK.nun 713/1, 996 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddeleri gereğince açılan sınırlandırmanın iptali ve tescil, Hazinenin açtığı dava bakımından ise meranın işgali sebebiyle meraya elatmanın önlenmesi ve eski hale getirmeden kaynaklanan tazminat isteğine ilişkindir. Gerçek kişiler tarafından açılan sınırlandırmanın iptali davasında mahkemece davaların reddine karar verilmiş, davada vekille temsil edilen gerçek kişiler bakımından hüküm, dava edilen ve ekip biçilen yerlerin 1673 parsel içinde kalmadığı, hatta ... bakımından yapılan ikinci keşifte dava konusu yerin 1673 parsel içinde olmadığının belirlendiği ileri sürülerek temyiz edilmiştir....

                Kanunun 3. maddesinde "Tüketici: Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi" şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukukî işlemin 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut olayda taraflar arasında abonelik sözleşmesi bulunmakta olup davacının iddiası dava dışı 3. kişi ya da kişilerce kimlik bilgilerinin kullanılarak adına telefon hattı çıkarıldığı yönündedir. Taraflar arasındaki ilişkinin tüketici işlemi olduğu, uyuşmazlığın kaynağının Tüketicinin Korunması Kanununa tâbi olduğu anlaşıldığından uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülerek çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ..... YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 13/05/2019 gününde oy birliği ile karar verildi....

                  Köyü 1490 parsel hakkında açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de, önceki bozma kararı gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği gibi, ilk kararın gerçek kişilerce temyiz edilmemesiyle oluşan kazanılmış hakka da uyulmadığı, taşınmazın kısmen orman kadastro sınırları içinde kaldığı, kısmen de tesbit dışı bırakılan arazi içinde kaldığı, zilyetlikle iktisaba elverişli olmadığı, bu nedenle gerçek kişilerin isteminin kabulü yolunda hüküm kurulamayacağı, Orman Yönetiminin temyizine elince 1942 yılında yapılan orman kadastro sınırları içinde kalan bölüm yönünden orman niteliği ile tescile karar verilmiş olmakla birlikte, dışta kalan ... yönünden yapılan araştırmanın hükme yeterli olmadığı, 4785 Sayılı Yasa karşısında taşınmazın hukuki durumunun ve orman olup olmadığının eski tarihli memleket haritası, amenajman planı ve ... fotoğraflarına göre belirlenmesi gerektiği" açıklanmış, mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra Orman Yönetiminin davasının kısmen kabulüne, gerçek kişilerin...

                    UYAP Entegrasyonu