Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

olarak gösterildiği, dava dilekçesinin bu kişilere tebliğe çıkartıldığı ve bu kişilerce tebligatın alındığı, davanın aynı kişilerce takip edildiği ve nihayet kararın yine aynı kişilere tebliğ edildiği görülmektedir. Aynı şekilde temyiz dilekçesi ekindeki vekaletname incelendiğinde ise aynı kişilerin vekalet verdiği tespit edilmiştir. Yukarıda yapılan açıklamalara göre 17.09.2010 tarihli tebligatın geçerli olduğu ve buna göre 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra, 28.02.2011 tarihinde temyiz isteminde bulunulduğundan HUMK'nun 432/4. maddesi ve 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince süresi geçirilen temyiz isteminin reddi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, süresinde olmayan temyiz isteminin REDDİNE, 27.06.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    nin gaipliğine ve taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmiş olup, 09/02/2002 tarihinde taşınmaz Hazine adına tescil edilmiştir. Mezkur taşınmaz 2886 sayılı Kanun uyarınca 24/09/2003 tarihinde yapılan ihale ile 323.000,00 TL bedelle davacı ...'na satılmış ise de, davacının taksitleri ödememesi nedeniyle Hazine tarafından 17/05/2008 tarihinde sözleşme feshedilmiştir. Davacı tarafından tapu iptali ve tescil talebiyle İstanbul Valiliği aleyhine açılan davada, … Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, davanın kabulü ile İstanbul ili, Kadıköy ilçesi, ... Mahallesi, ......

      Asliye Ceza Mahkemesinde kamu davası açılan sanık ...'ın 26/12/2020 tarihinde saat 19:00 sıralarında güvenlik güçleri tarafından bahse konu motosiklet üzerinde yakalanmasından sonra anılan idarî yaptırımın düzenlendiği, araç tescil sahibi olan muterizin bilgisi ve izni dahilinde aracın sürücü belgesiz kişi tarafından kullanıldığına dair bir delile ulaşılamadığından muterizin gerçekleşen eylemden sorumlu tutulamayacağı gözetilmeden, itirazın bu yönüyle kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriğindeki hususlar yerinde görüldüğünden Karşıyaka 2....

        olarak tescil ettirildiği hususlarının kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

          Mahkemece 23/01/2001 gün ve 1997/50-2001/13 sayılı karar ile (Davacı gerçek kişilerin davasının reddine, Hazinenin davasının kısmen kabulüne, davaya konu ...,... Mevkii ... ada 29 sayılı parselin 04/02/1998 tarihli krokide a ile gösterilen 8890,15 m2 bölümünün tapusunun iptali ile Hazine adına tesciline, geri kalan (b) ile gösterilen 5209,85 m2 bölümünün tapudaki malikleri adına tesciline üzerindeki 2/B şerhinin kaldırılmasına karar verilmiş, hükmün Hazine ve gerçek kişilerce temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 04/03/2003 gün ve 2003/14168-2206 sayılı bozma kararı ile, (tespit dayanağı tapunun 3116 Sayılı Yasaya göre yapılan orman tahdidinden önce var olduğu ve taşınmazın 1744 Sayılı Yasaya göre nitelik yitirdiği için orman tahdidi dışına çıkarıldığından 1744 Sayılı Yasanın 2. maddesi gereğince mülkiyetinin tapu sahiplerine intikal edeceği sebebiyle, dayanak kayıtların yöntemince uygulanarak sonucuna göre karar verilmesi gereğine değinilmiştir....

            ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2016/109 ESAS, 2021/574 KARAR DAVA KONUSU : Tapusuz Taşınmaz Tescili (Kişilerce Açılan) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmiş olmakla Dairemizce HMK'nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul İli, Çatalca İlçesi Nakkaş Mahallesi sınırları içinde kalan ve kadastroca tespit dışı bırakılan dava konusu taşınmazı emek ve beden gücü sarf ederek imar ve ihya ettiğini, 20 yılı aşkın süredir zilyetlikle kullandığını belirterek parsel numarası verilerek müvekkili adına tescil edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karara verilmesini arz ve talep etmektedir....

            Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Davacının dayandığı tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileriyle birlikte getirtilip yöntemince uygulanmadığı, yörede kişilerce açılan ve Hazinenin dayandığı tapu kapsamında kaldığı gerekçesiyle reddedilen tescil dava dosyalarının getirtilip uygulanmadığı, bu nedenle tapu kaydı, tescil dava dosyaları ve kesinleşen tahdit ile eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarının getirtilip taşınmaz başında yapılacak keşifte yöntemince uygulanarak taşınmazın niteliğinin belirlenmesi, orman sayılmayan yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, davalı kişi yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının araştırılması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm, davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir....

              Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “ davacının dayandığı tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileriyle birlikte getirtilip yöntemince uygulanmadığı, yörede kişilerce açılan ve Hazinenin dayandığı tapu kapsamında kaldığı gerekçesiyle reddedilen tescil dava dosyalarının getirtilip uygulanmadığı, bu nedenle tapu kaydı, tescil dava dosyaları ve kesinleşen tahdit ile eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarının getirtilip taşınmaz başında yapılacak keşifte yöntemince uygulanarak taşınmazın niteliğinin belirlenmesi, orman sayılmayan yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde davalı kişi yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının araştırılması ” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine, çekişmeli taşınmazların tesbit gibi tescillerine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir....

                Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinde, "ecrimisil"; Hazine taşınmazının, idarenin izni dışında gerçek veya tüzel kişilerce işgal veya tasarruf edilmesi sebebiyle, idarenin bir zarara uğrayıp uğramadığına veya işgalcinin kusurlu olup olmadığına bakılmaksızın idarece talep edilen tazminat; "fuzuli şagil" ise; kusurlu olup olmadığına bakılmaksızın, Hazine taşınmazının zilyetliğini, yetkili idarenin izni dışında eline geçiren, elinde tutan veya her ne şekilde olursa olsun bu malı kullanan veya tasarrufunda bulunduran gerçek veya tüzel kişiler olarak tanımlanmıştır. 13/07/2005 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 15. maddesinde, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 75. maddesi hükümlerinin belediye taşınmazları hakkında da uygulanacağı hükme bağlanmıştır....

                  Ancak, bu hallerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” denilerek, mülkiyetin kazanılması ve tescil koşulları düzenlenmiştir. Bu yasal düzenlemeye göre, taşınmazın mülkiyeti tapu iptal ve tescil kararının kesinleşme tarihinde adına tescil kararı verilen gerçek veya tüzel kişilerce kazanılmış olur. İlgili madde kapsamında dosya kapsamı ve davacı vekilinin temyiz itirazları incelendiğinde; dava konusu 61 ada 21 parsel sayılı taşınmaz Hazine adına tapuda kayıtlı iken Vakıflar Genel Müdürlüğünün 19.11.2009 tarihinde açtığı dava sonrası ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.02.2010 tarihli ve 2009/308-2010/26 sayılı ilamı ile taşınmazın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile Sultan Beyazıt Vakfı adına tapuya tesciline karar verildiği, verilen kararın Yargıtay denetiminden geçerek 28.02.2011 tarihinde kesinleştiği, kararının 29.09.2011 tarihinde tapuya tescil edildiği anlaşılmaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu