WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KARŞI OY YAZISI Davacı vekili temyiz dilekçesinde davanın terke dayalı boşanma davası olduğunu, mahkemesinin dava sebebini değiştirerek şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmaya karar vermesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğunu, bu nedenle ihtara rağmen dönmeyen davalının nafaka alamayacağını belirterek, hükmü boşanma yönünden de temyiz etmiştir. Sayın çoğunluğunda kabul ettiği gibi dava Türk Medeni Kanununun 164. maddesine dayalı terk nedeniyle açılmıştır. Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı bir dava bulunmamaktadır. Delillerin Türk Medeni Kanununun 164. maddesi uyarınca değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının yerinde olmadığı düşüncesiyle, boşanma hükmün temyiz edilmediğine ilişkin sayın çoğunluk görüşüne katılmıyorum....

    GEREKÇE : Karşılıklı davalar; TMK 166/1.maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer'i taleplere ilişkindir....

    Bu bağlamda evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası açan davacının, davasının kabul edilerek, boşanma kararı elde edebilmesi için iki koşulun gerçekleştiğini kanıtlamış olması gerekir. Bunlardan ilkinde davacı; kendisinden, evlilik birliğinin devamı için gereken “ortak hayatın sürdürülmesi” olgusunun artık beklenmeyecek derecede birliğin temelinden sarsıldığını, ikinci olarak “temelden sarsılmanın” karşı tarafın kusurlu davranışları sonucu gerçekleştiğini ispatlamak zorundadır. 14. Yeri gelmişken belirtmek gerekir ki; söz konusu hüküm uyarınca evlilik birliği, eşler arasında ortak hayatı çekilmez duruma sokacak derecede temelinden sarsılmış olduğu takdirde, eşlerden her biri kural olarak boşanma davası açabilir ise de, Yargıtay bu hükmü tam kusurlu eşin dava açamayacağı şeklinde yorumlamaktadır. Çünkü tam kusurlu eşin boşanma davası açması tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır....

      O halde, davacı erkeğin terk hukuki sebebine (TMK md. 164) dayalı boşanma davasının reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 28.11.2017...

        birleşen boşanma davasının reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu olduğunu ve ortak konuttan kovulması nedeniyle kişisel eşyalarını dahi yanına alamayan kadının ziynet eşyalarını yanında götürdüğünün kabulünün hatalı olduğu belirtilerek birleşen boşanma davası ve ziynet alacağı davasının reddine dair İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur....

          Boşanma davalarında öncelikle asıl talep olan "boşanma" yönünden tarafların kusurlu davranışları belirlenerek bu talebin kabulü veya reddi yönünden gerekçe oluşturulması, asıl talep olan boşanma hükmü yönünden belirlenen kusurlu davranışlara göre de; tarafların varsa boşanmanın eki niteliğindeki tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu genel açıklamaların ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Mahkemece gerekçeli kararda tarafların tanık beyanları özetlendikten sonra asıl talep olan boşanma yönünden bir gerekçe oluşturulmaksızın ve kusur belirlemesi yapılmaksızın kadının tedbir , yoksulluk nafakası ve maddi tazminat talebine ilişkin gerekçe oluşturularak kadın lehine nafaka ve tazminata hükmedildiği, akabinde "......

          Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; ... erkek tarafından terk hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verildiği, her ne kadar davalı-davacı kadın vekili tarafından erkeğin davasının kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuşsa da davalı-davacı kadın vekili tarafından sunulan 09.11.2022 tarihli dilekçeyle, verilen boşanma kararının ... olduğu, boşanma kararının istinaf sebepleri arasında olmadığının belirtildiği ve erkeğin terk hukuki sebebine dayalı kabulüne karar verilen boşanma davasının istinaf edilmeyerek kesinleşmekle, davalı-davacı kadının evlilik birliğinden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmemek üzere ortak konutu terk ettiği ve geri dönmemekte haklı olduğunu ispatlayamadığı yönündeki kabulün de kesinleşmiş olduğu, bu halde boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı-davacı kadın tam kusurlu olup, ... erkeğin kusurlu kabul edilmesi ... olmadığı gibi erkeğin davası hakkında verilen boşanma hükmü kesinleşmesine...

            Eşlerden birinin haklı bir sebep olmaksızın birlikte yaşamaktan kaçınması, boşanma veya ayrılık davası açılması veya başka bir sebeple ortak hayatın olanaksız hale gelmesi hali dahi konutun aile konutu vasfını ortadan kaldırmaz. Toplanan delillerden tarafların 2012 tarihinde evlendikleri, bu tarihten beri dava konusu taşınmazda yaşadıkları ve daha sonra yaşanan olaylar sonucu önce davalı erkek eşin evi terk ettiği, daha sonra kadın eşin bu evi terk ettiği ancak davalı erkek eşin evi terk etmesine kadar burada birlikte yaşadıkları anlaşılmaktadır. Evlilik halen devam etmektedir ancak taraflar anlaşmazlık nedeniyle ayrı yaşamaktadırlar. Tarafların en son olarak birlikte oturdukları konutun davaya konu edilen konut olması karşısında; aile konutu olma vasfını yitirmediği anlaşılmaktadır....

              Mahkemece verilen karar ile davacı-davalı erkeğin TMK'nın 166/son maddesi uyarınca açtığı boşanma davası hakkında hüküm kurulmuş, ancak davalı-davacı kadının TMK'nın 166/1. maddesi uyarınca açtığı boşanma davası hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Bu durum usul ve yasaya uygun görülmemiş ise de, davalı-davacı kadın tarafından istinaf kanun yoluna başvurul mamış olması nedeniyle, ilk derece mahkemesi kararının eleştirilmesi ile yetinilmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından, reddedilen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı açtığı boşanma davası ve fer'ileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-davalı tanık beyanında geçen olaylar, davacının terk nedenine dayanarak 27.06.2007 tarihinde açtığı davadan önce geçen olaylardır. Davacı-davalı erkek terk nedeni ile davaya esas olan ihtarnameyi davalıya göndermekle önceki olayları affetmiştir. Artık bu olaylara dayanarak kadına kusur yüklenemez....

                UYAP Entegrasyonu