Kurumun, bedelsiz olarak terk ettiği üç dönüm arazi parçasının, tümü 119 dönüm olan arazinin hangi kısmı ya da kısımlarından alınarak genel hizmetlerden birine tahsis edileceği belli olmadığına göre söz konusu bedelsiz terk işleminin tapuda tescili, Harçlar Kanununun Tapu Harcına tabi tuttuğu ifraz, taksim ve birleştirme işlemlerinden herhangi biri ve (4) sayılı Tarifenin diğer posizyonlarında gösterilen işlemlerden değildir. Bu durumda, üç dönüm arazisini bedelsiz olarak genel hizmetlere tahsis edilmek üzere terk eden Kurumdan ifraz harcı adı altında Tapu Harcı tahsil edilmekle, Vergi Usul Kanununun 18.maddesinin (3) işaretli fıkrasında tanımlanan "mevzuda hata" yapılarak, vergilendirme hatasına yol açıldığı sonucuna varılmaktadır....
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının aynı konudaki itirazına ilişkin Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14/02/2012 tarih ve 2012/16.HD - 505, 509 ve 513 Esas sayılı dosyalarında özetle; ticareti terk eden borçlunun 6762 sayılı Türk Ticaret Yasası anlamında tacir olmasının gerektiği, 6762 sayılı Kanunun 18. maddesinde ticaret şirketlerinin de tacir olduğunun belirtilmesi nedeniyle ticaret şirketlerinin ve bu anlamda limited şirketin anılan Kanunun 18. maddesi uyarınca tacir olduğunda kuşku bulunmadığı, İİY'nın 44. maddesinde 'ticareti terk eden tacir' ifadesi kullanılmış olup, bu ifadenin yalnızca gerçek kişi tacirleri kapsadığına ilişkin herhangi bir kısıtlayıcı hükmün konulmadığı, o halde tacir sayılan limited şirketlerin temsil ve idareye yetkili müdürlerinin, şirketin ticareti terk etmeleri halinde İcra İflas Yasasının 44.maddesindeki yükümlülükleri yerine getirmeyeceklerine ilişkin bir istisna getirilmediğine göre, tıpkı gerçek kişi tacirler gibi aynı Yasanın 337/a maddesi uyarınca cezalandırılmalarına...
borçlu şirketin ticareti terk edip etmediği yönünde zabıta araştırılması yaptırılmadan ve mükellefiyetinin devam edip etmediği kayıtlı olduğu vergi dairesinden sorularak, ticareti re'sen terk ettirildiğinin anlaşılması halinde hangi tarihte terk ettirildiği, buna göre de şikayetin süresinde olup olmadığı tespit edilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde beraat kararı verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün istem gibi BOZULMASINA, 08.11.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının aynı konudaki itirazına ilişkin Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14/02/2012 tarih ve 2012/16.HD - 505, 509 ve 513 Esas sayılı dosyalarında özetle; ticareti terk eden borçlunun 6762 sayılı Türk Ticaret Yasası anlamında tacir olmasının gerektiği, 6762 sayılı Kanunun 18. maddesinde ticaret şirketlerinin de tacir olduğunun belirtilmesi nedeniyle ticaret şirketlerinin ve bu anlamda limited şirketin anılan Kanunun 18. maddesi uyarınca tacir olduğunda kuşku bulunmadığı, İİY'nın 44. maddesinde 'ticareti terk eden tacir' ifadesi kullanılmış olup, bu ifadenin yalnızca gerçek kişi tacirleri kapsadığına ilişkin herhangi bir kısıtlayıcı hükmün konulmadığı, o halde tacir sayılan limited şirketlerin temsil ve idareye yetkili müdürlerinin, şirketin ticareti terk etmeleri halinde İcra İflas Yasasının 44. maddesindeki yükümlülükleri yerine getirmeyeceklerine ilişkin bir istisna getirilmediğine göre, tıpkı gerçek kişi tacirler gibi aynı Yasanın 337/a maddesi...
İCRA MAHKEMESİ Ticareti terk hükümlerine muhalefet etmek suçundan sanık ... ve ...'...
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının aynı konudaki itirazına ilişkin Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14/02/2012 tarih ve 2012/16.HD - 505, 509 ve 513 Esas sayılı dosyalarında özetle; ticareti terk eden borçlunun 6762 sayılı Türk Ticaret Yasası anlamında tacir olmasının gerektiği, 6762 sayılı Kanunun 18. maddesinde ticaret şirketlerinin de tacir olduğunun belirtilmesi nedeniyle ticaret şirketlerinin ve bu anlamda limited şirketin anılan Kanunun 18. maddesi uyarınca tacir olduğunda kuşku bulunmadığı, İİY'nın 44. maddesinde 'ticareti terk eden tacir' ifadesi kullanılmış olup, bu ifadenin yalnızca gerçek kişi tacirleri kapsadığına ilişkin herhangi bir kısıtlayıcı hükmün konulmadığı, o halde tacir sayılan limited şirketlerin temsil ve idareye yetkili müdürlerinin, şirketin ticareti terk etmeleri halinde İcra İflas Yasasının 44. maddesindeki yükümlülükleri yerine getirmeyeceklerine ilişkin bir istisna getirilmediğine göre, tıpkı gerçek kişi tacirler gibi aynı Yasanın 337/a maddesi uyarınca...
mülkiyet hakkının sınırlandırılması işlemi olduğunu, dava konusu olayda yol yapılacağı taahhüdü ve yola terk işlemi nedeniyle 800 m² taşınmazın yola terk edildiğini, davalının kamu hizmeti gerekçesi ile mülkiyet hakkına el atıldığını, aradan geçen 15 yıl süre içinde müvekkilinin toprağını kaybetmesi karşılığında kamusal hiçbir yarar üretilemediğini, mülkiyet hakkına ölçüsüz bir şekilde müdahale edildiğinin kabulü ile bedelsiz yola terk edilen taşınmaz kısmının değeri olarak şimdilik 1.000,00 TL'nin davalı idareden tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiş, 19/04/2021 havale tarihli ıslah dilekçesinde; bedelsiz yola terk edilen taşınmazın kısmının değeri olarak 136.504,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
İCRA MAHKEMESİ Ticareti terk hükümlerine muhalefet etmek suçundan sanık ......
Her ne kadar İİK'nun 44. maddesinin gerekçesinde, ticareti terk eden kötü niyetli borçluların işyerlerini terkederek ve ellerindeki mallarını başkalarına devrederek alacaklılarını zarara uğratmaları nedeniyle İİK'nun 337/a maddesindeki yaptırım düzenlendiği belirtilmekte ise de, ticaret şirketleri yönünden ticareti terk değil ortaklık ilişkisinin sona erdirilebileceğinden, buradaki borçlu ifadesiyle gerçek kişi tacirin kastedildiğinin kabulü zorunludur....
" anılan tarihte yürürlükte bulunan nazım ve uygulama imar planlarındaki "bedelsiz terk" koşuluyla ilgili 12 nolu plan notu gereğince mecburen verildiğini, "bedelsiz terk" koşuluyla ilgili bahse konu plan notunun daha sonradan idari yargı kararı ile iptal edildiğini, yapılan bedelsiz terk işleminin illetten yoksun hale gelmesi sebebiyle "yolsuz" hale geldiğini, imar planındaki tüm konut alanlarında parselasyon planıyla çıkacak terk miktarının kamuya bedelsiz terk edilmesi halinde inşaat yoğunluğunun artırılmasına ilişkin 12 nolu plan notunun iptali isteğiyle dava açıldığını, yapılan yargılamalar sonucunda bedelsiz terk koşuluyla ilgili bahse konu plan notunun imar mevzuatına aykırı olduğu gerekçesiyle verilen birçok iptal kararı arasında bulunan Ankara 17.İdare Mahkemesinin 30/05/2014 tarih 2014/113 Esas 2014/460 sayılı kararında tüm konut alanlarındaki parselasyon planı ile çıkacak terk miktarının kamuya bedelsiz terk edilmesi halinde inşaat yoğunluğunun artırılmasına ilişkin 12 nolu plan...