Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dilekçesi ile muris Zekiye'nin veraset ilamındaki miras payları oranında tapu iptali ve tescil istemli olarak, bir kısım mirasçılar tarafından, terekeye karşı 3. kişi konumunda bulunan davalılar aleyhine dava açıldığı, mirasçıların terekeye karşı 3. kişi konumunda bulunan kişilere karşı miras payına yönelik dava açamayacağı, nitekim davacı tarafça dava konusu edilen taşınmazın terekeye döndürülmesine yönelik bir talepte de bulunulmadığı, Yargıtay içtihatlarına göre miras payına yönelik açılan davalarda terekeye temsilci atanmasının veyahut davaya dahil olmayan mirasçının muvafakatinin alınmasının da davayı dinlenebilir kılmadığı, aktif dava ehliyeti dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmek zorunda olduğu gerekçesiyle davacıların aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....

    ın terekesinde bulunan dava konusu malların temsili için terekeye mümessil davası açmak üzere taraflarına yetki verildiğini, bu nedenle terekeye temsil için yapılacak işlemlerde uygun görülecek üçüncü bir kişinin tereke temsilcisi olarak atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Yargılama aşmasında bir kısım davalılar vekili müvekkilleri ile görüştükten sonra beyanda bulunacaklarını belirtmiş; davalı ... tereke temsilcisi adaylarına bir diyeceği olmadığını beyan etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesince talebin kabulüne, ...’ın ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/2 Esas sayılı dosyasında temsil etmek üzere ...’ın tereke temsilcisi olarak atanmasına karar verilmiştir. IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Bozma Kararı 1. İlk Derece Mahkemesinin 04.03.2015 tarihli, 2014/520 Esas, 2015/105 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde bir kısım davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 2.Yargıtay (Kapatılan) 14....

      Mirasçılar arasında uyuşmazlık olsa da olmasa da terekeye temsilci atanmasını yasal veya atanmış mirasçılar isteyebilir. Yetkili mahkeme, miras bırakanın yerleşim yeri mahkemesidir. Görevli mahkeme ise , sulh hukuk mahkemesidir. Tereke temsilcisi kayyım gibidir. Tereke temsilcisi olarak mirasçılardan biri atanabileceği gibi üçüncü kişi de temsilci atanabilir. Ancak, mirasçılar arasında çıkar çatışması olduğu usulünce ispat edilirse, mirasçılardan biri terekeye temsilci atanmamalıdır. Miras ortaklığı temsilcisi (TMK 640.madde) özel kayyım niteliğindedir. TMK'nun 431. maddesi uyarınca vasi tayininde usul kayyım (mümessil) için de uygulanır. TMK'nun 422. maddesi gereğince vasinin sıfatına karşı yapılan itirazları veya vasinin ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini (özürleri) inceleme görevi ile ilgili yasal hükümlerin mümessile yapılan itirazın yada kaçınma sebeplerinin incelenmesinde de gözetilmesi zorunludur....

      Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve elatmanın önlenmesi gibi davalar dışında ehliyetsizlik, vekâlet görevinin kötüye kullanılması vs. gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan birisinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçıların muvafakatlarının sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (T.M.K. 640 md.) tartışmasızdır. Somut olayda, davacı ... dışında mirasbırakan ...’nin başkaca mirasçılarının da bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir. Davacı, temlik tarihinde mirasbırakan babasının verdiği vekaletnamenin geçersiz olduğunu ileri sürerek yolsuz tescile dayalı miras payı oranında iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Yukarıda açıklanan madde uyarınca, üçüncü kişiye karşı pay oranında açılan eldeki davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır....

        Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; mahkemece, terekeye iade istekli açılan dava nedeniyle dava dışı mirasçıların davaya muvafakatlarının alınması ya da terekeye temsilci atanması için davacı tarafa iki aylık kesin süre verildiği, ancak kesin süre geçtikten sonra Rize Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açıldığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; “ön inceleme” safhası 6100 sayılı HMK’da 137 ilâ 142. maddeleri arasında düzenlenmiş olup, bu aşamada yapılacak işlemler sırasıyla dava şartlarının ve ilk itirazların incelenmesi, çekişmedeki uyuşmazlık noktalarının tespiti, hazırlık işlemleri, delillerin sunulması ve toplanması için gerekli işlemlerin yapılması, sulhe teşvik ve son merhale olarakta bütün bu hususların 137. md. gereğince tutanağa geçirilmesidir....

          Ne var ki; dava terekeye iade istemli olarak açılmış, dosya arasındaki belgelerden murisin taraflar haricinde dava dışı Mükerrem adlı bir mirasçısının daha bulunduğu anlaşılmıştır.…Somut olayda, elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet söz konusu olup, dava dışı ortaklar bulunmaktadır. Hal böyle olunca, davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması yada miras şirketine TMK'nun 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir. Karar bu yönü itibarıyla da bozulmalıdır...” gerekçesiyle hüküm bozulmuş, mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...'un çekişme konusu 15 parça taşınmazının bir kısmını satış suretiyle, bir kısmını ise ölünceye kadar bakma akdiyle farklı tarihlerde davalı kızı ...’e temlik ettiği anlaşılmaktadır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı terekeye iade talepli tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, mirasbırakanı ...’ün paydaşı olduğu 6241 parsel sayılı taşınmazdaki 1/2 payını davalıya satış suretiye muvazaalı olarak devrettiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile mirasbırakan ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, muvazaa iddiasının ispatlandığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir....

              Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve elatmanın önlenmesi gibi davalar dışında ehliyetsizlik, vekâlet görevinin kötüye kullanılması vs. gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan birisinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçıların muvafakatlarının sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (T.M.K. 640 md.) tartışmasızdır. Öte yandan, dayanılan nedenlerden birinin ehliyetsizlik olması halinde kamu düzeniyle ilgili bulunması ve ehliyetsizliğin saptanması halinde öteki nedenlerin incelenme gereğinin ortadan kalkacağı hususları dikkate alındığında öncelikle bu neden üzerinde durulması gerektiği kuşkusuzdur. Somut olayda, davacılar dışında başkaca mirasçıların bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir....

                Davalı seçimlik hakkını kullanmadığından seçimlik hakkı taraflarına geçtiğini, davalıya kazandırmaların terekeye aynen iade edilmesi olarak seçimlik haklarını kullanmış bulunduklarını, buna göre iadeyle yükümlü davalının elden çıkarmamış olduğu taşınmazların terekeye aynen iadesinin, elden çıkarmış olduğu taşınmazların denkleştirme anındaki değerinin iade edilmesi gerektiğini, TMK'nın 673/1 maddesince kazandırmanın denkleştirme anındaki değere göre yapılacağı ve ikinci fıkrasında da denkleştirmede sebepsiz zenginleştirme hükümlerinin uygulanacağının belirtildiğini, aynen iade taleplerine yönelik istinaf taleplerinin kabul edilmemesi halinde yerel mahkemenin kısmen kabulüne yönelik karara karşı istinaf gerekçelerinin bulunduğunu buna göre toplam tereke hesabının hatalı yapıldığını, terekeye hiç katılmamış murise ait değerler olduğu gibi bazı değerlerinde eksik dahil edildiğini, 24/07/2008 tarihli veraset beyannamesine göre murisin nakit parasının 483.331,28 TL olduğunu ve nazara alınmadığını...

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki terekenin tespiti, resmi defterinin tutulması ve terekeye temsilci atanması davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Terekenin tespiti, resmi defterinin tutulması ve terekeye temsilci atanması isteğine ilişkin açılan dava nedeniyle, Karşıyaka 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/1302 Esas sayılı dosyasından verilen 04/02/2016 tarihli kararı ile tereke tespiti ve defterinin tutulması talepleri yönünden dosyanın tefriki ile mahkemenin görevsizliğine ve yargılamaya sadece terekeye temsilci atanması davası yönünden devamına karar verildiği ve tefrik edilen dosyanın Karşıyaka 1....

                  UYAP Entegrasyonu