Muris Ali Bilgin'in terekesi iştirak halinde olup mirasın paylaşıldığı veya terekeye mümessil atandığına dair dosya içerisinde bilgi ve belge bulunmamaktadır. İştirak halinde mülkiyette mirasçıların terekeye ait bir mal, hak, borç veya alacaktan yalnız kendi payına düşen kısım için dava açamaz. Çünkü bir mirasçının iştirak halindeki pay üzerinde tasarrufta bulunma yetkisi yoktur. Bu durumda mahkemece davacılara, murisin diğer mirasçılarının da davaya katılmaları veya terekeye mümessil tayin ettirmeleri konusunda süre verilerek dava şartı oluşturulduktan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde dava şartı yerine getirilmeden karar verilmesi doğru görülmemiştir..." şeklinde karar verilmiştir....
Böylece, mirasçılar terekeye elbirliği mülkiyeti ile sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere terekeye ait haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler. TMK'nın 701/2. maddesi hükmüne göre, elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin hakkı ortaklığa giren malların tamamına yaygındır. Bir başka ifadeyle, tereke üzerindeki hak sahipliği ortaklardan tek başına hiçbirine ait olmayıp hak sahibi olan ortaklıktır. Bu yasal düzenlemelere göre, miras ortaklığı mirasın tümü üzerinde söz konusu olduğundan, terekedeki paylar ayrılmaksızın ortaklığa dahil olan mirasçılara aittir. Tereke üzerinde ortaklık devam ettiği sürece, mirasçıların terekeye giren mallar (menkul-gayrimenkul) üzerinde somut ve bağımsız payları mevcut değildir....
Somut olayda dava, tapu iptal ve terekeye iade istemi ile açılmıştır. Türk Medeni Kanunun 640. maddesi hükmü gereğince birden çok mirasçının bulunması halinde, mirasın intikaliyle paylaşmaya kadar mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Böylece, mirasçılar terekeye elbirliği mülkiyeti ile sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere terekeye ait haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler. TMK'nın 701/2. maddesi hükmüne göre, elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin hakkı ortaklığa giren malların tamamına yaygındır. Tereke üzerin hak sahibi olan tek tek mirasçılar değil ortaklıktır. Miras ortaklığı mirasın tümü üzerinde söz konusu olduğundan, terekedeki paylar ayrılmaksızın ortaklığa dahil olan mirasçılara aittir. Tereke üzerinde ortaklık devam ettiği sürece, mirasçıların terekeye giren mallar üzerinde somut ve bağımsız payları mevcut değildir....
Davacı vekili, müvekkilinin murisi ...’ın 03.04.2009 tarihinde vefat ettiğini, davalıların murise ait tüm taşınır taşınmaz mal varlığını ellerinde bulundurduklarını, murisin 19.02.2009 tarihinde adına kayıtlı çeltik fabrikası ve arsasını davalılara bağışladığını, bu kazandırmanın Medeni Kanunun mirasta denkleştirme maddeleri gereği murisin bağışladığı şirketin bulunduğu 1746 parseldeki taşınmazın tarımsal ve sınai işletme olan fabrikaya ait varlıkların ve bu işletmenin faaliyetlerinden elde edilen gelirin mirasta denkleştirme sağlanması amacıyla terekeye iadesini ve iade edilen tereke malları üzerinden davacının miras payının ödenmesini, iade mümkün değil ise murisin müvekkilinin saklı payını aşan bağışlamanın tenkisini talep etmiştir....
Bozma Kararı Dairenin 22/05/2019 tarihli ve 2019/1988 E., 2019/3222 K. sayılı ilamı ile ‘‘...İddianın içeriği ve ileri sürülüş biçimine göre; davada, tapu iptal ve tescil isteği yönünden muris muvazaası hukuksal nedenine dayanıldığı, terekeye iade isteği ile eldeki davanın açıldığı, terekenin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu açıktır...Somut olayda, dava muris muvazaası hukuksal nedenine dayanılarak ve terekeye iade istemli açılmış, dava dışı mirasçı ...’in davaya muvafakat edip etmediği açıkça sorulmadan karar verilmiştir....
Böylece, mirasçılar terekeye elbirliği mülkiyeti ile sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere terekeye ait haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler. TMK'nin 701/2. maddesi hükmüne göre, elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin hakkı ortaklığa giren malların tamamına yaygındır. Bir başka ifadeyle, tereke üzerindeki hak sahipliği ortaklardan tek başına hiçbirine ait olmayıp hak sahibi olan ortaklıktır.Bu yasal düzenlemelere göre, miras ortaklığı mirasın tümü üzerinde söz konusu olduğundan, terekedeki paylar ayrılmaksızın ortaklığa dahil olan mirasçılara aittir. Tereke üzerinde ortaklık devam ettiği sürece, mirasçıların terekeye giren mallar (menkul-gayrimenkul) üzerinde somut ve bağımsız payları mevcut değildir.Somut olayda; mirasbırakan .................'...
Y.. aleyhine tapu iptali ve tescili istemli dava açımışlar ve bu davada H..Y..terekesini temsil etmek üzere terekeye mümessil tayinini talep etmişlerdir. Ne varki, Sivas 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/610 Esas sayılı tapu iptali ve tescili davası mirasçılar arasında görülen bir dava olduğundan terekeye temsilci atanmasına gerek yoktur. Bu nedenle mahkemece davacıların talebinin reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 22.10.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Hal böyle olunca, davacının tek başına genel mahkemede tapu iptali ve tesçil davası açıp bu davayı sürdürme yetkisi bulunmadığından, davacıya diğer mirasçıların davaya dahil edilip muvafakatlarının alınması ya da terekeye temsilci atanarak temsilciden davaya diyeceklerinin sorulması, bundan sonra işin esasına girip bir karar vermesi gerekirken, dava şartı olan taraf teşkili sağlanmadan davaya devam edilerek esasa ilişkin hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 30.12.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1- Davacıların murisi ... tarafından imzalandığı iddia edilen senetlere dayalı olarak başlatılan icra takibi karşısında, mirasçılardan ..., bu senetlerdeki imzanın murise ait olmadığı iddiasıyla, menfi tespit davası açmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesine göre, terekenin paylaşımına kadar, mirasçılar arasında bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana geldiği için davanın, tüm mirasçılar tarafından açılması yahut davaya muvafakatlerinin ya da terekeye temsilci tayininin sağlanması gerekir. Mahkemece, bu husus gözetilerek, davacıya, diğer mirasçıların davaya muvafakatlerini sağlamak veya terekeye temsilci tayin ettirmek hususunda 25.06.2009 tarihli oturumda süre verildiği, mirasçılar ... ile ...'nun muvafakatlerinin alındığı anlaşılmıştır. Ne var ki, diğer davacılar... ile ...'un Avukat sıfatı bulunmayan davacı ...'...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : İstinaf eden davacı vekili dilekçesiyle; yetki belgesi ile bu davayı açtıklarını, açılan tapu iptal davası nedeniyle terekeye temsilci atanması gerektiğini ileri sürerek yerel mahkemece verilen hükmün kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLER : TMK. HMK. Yargıtay İlamı ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, terekeye temsilci atanması istemine ilişkindir. Mahkemece; davanın reddine karar verilmiştir. Miras ortaklığında mirasçıların birlikte hareket etmeleri zorunluluğu, işlemleri, kullanım ve idareyi birlikte yapmaları, mirasçılar arasında anlaşmazlık bulunması veya bu konularda anlaşamamaları halinde miras ortaklığı adına gerekli işlemleri yapmak, dava açmak, açılmış veya açılacak davaları tatip etmek üzere Medeni Kanunumuz paylaşmaya kadar miras ortaklığına bir temsilci atanması olanağı sağlamıştır (TMK md. 640 )....