Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın davalarının feragat sebebi ile, diğer davacıların davasının ise muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece, "Hal böyle olunca, terekeye iade istemli açılan eldeki davada öncelikle davada yeralmayan mirasçının olurunun alınması yada miras şirketine Medeni Kanun'un 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi, böylelikle davanın görülebilirlik koşulunun yerine getirilmesi, daha sonra murisin temlik tarihi itibariyle ehliyetli olup olmadığının saptanması bakımından varsa murise ait sağlık kurulu raporları reçeteler vs. istenerek 2659 sayılı Yasanın 7 ve 16.maddeleri gereğince ......

    Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve el atmanın önlenmesi gibi davaların dışında vekalet görevinin kötüye kullanılması, ehliyetsizlik vs. gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan birisinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçılarının davada muvafakatlarının sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (T.M.K. 640 md.) tartışmasızdır. Somut olayda, davacı tarafından ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine dayalı olarak pay oranında açılan davanın dinlenme olanağının bulunduğu söylenemez. Öte yandan, tereke adına dava açılmadığına göre terekeye mümessil tayin edilerek yargılamaya devam edilmesi de pay oranında açılan davanın dinlenmesini olanaklı hale getirmez....

      Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanununun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, davacı vekili 09.06.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile miras payı oranında tapu-iptal tescil isteğinde bulunmuş ise de, terekeye temsilci atanması halinde davacının davayı takip yetkisi sona ereceğinden ve artık davayı açan mirasçının, isteğini payına hasretmesi hak ve yetkisi ortadan kalkacağından bu yöndeki ıslaha hukuki sonuç bağlanamaz....

        İade, terekeye yapılır, davacı mirasçının miras payı oranında iade yapılmaz. Altsoya yapılan kazandırma aksi miras bırakan tarafından açıkça belirtilmemişse karine olarak denkleştirmeye (iadeye) tabidir. Altsoya yapılan sağlar arası kazandırmanın denkleştirmeye tabi olmadığını davalı (altsoy) ispatlamalıdır. Altsoy dışındaki yasal mirasçılara yapılan kazandırma, karine olarak denkleştirmeye (iadeye) tabi değildir. Altsoy dışındaki yasal mirasçıya yapılan kazandırmanın Denkleştirmeye (iadeye) tabi olduğunu davacı ispatlamalıdır. Miras bırakanın iradesinin denkleştirmeye (iadeye) tabi olup olmadığının ispatı şekle tabi değildir, her türlü delille ispatlanabilir. İade edilecek mal varlığı yönünden seçim hakkı davalınındır; ister aynen iade eder, isterse bedelini öder. Miras payının aşan kısmının davalıda kalması miras bırakanın iradesinden anlaşılıyorsa, aşan kısım için iade istenemez. Denkleştirme, denkleştirme anındaki değere göre yapılır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Dava, dilekçesinde, temyiz konusu 230 parsel sayılı taşınmazın davalı tarafından dava tarihinden önce üçüncü kişiye temlik edilmesi nedeniyle tapu iptal ve tescil davası açılamadığından ve murisin sebepsiz bağışlaması nedeniyle bedelinin terekeye iadesi talep edilmiş, ıslah ile davacıların miras payı oranında tazminata karar verilmesi istenilmiş olup, mahkemece tazminata karar verilmiştir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 4.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 15.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Bu istek yönünden araştırma ve değerlendirme yapmaksızın yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. 3-Ayrıca, davalı taraf cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunmuş olmasına rağmen TMK.nun 669.maddesinde düzenlenen mirasta denkleştirme davası yönünden mahkemece bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden davaya devam edilmesi de hatalıdır. (Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 30/06/2009 tarihli 2008/5549 Esas,2009/12895 Kararı) 4-TMK’nun 669.maddesine göre açılan mirasta denkleştirme davasına göre dava konusu taşınmazların tapu kaydının iptali ile TEREKEYE İADESİ istenilmiş olduğundan. Davacının, TMK. nun 669. maddesine dayanarak dava açması mümkün ise de bunu sürdürebilmesi; diğer mirascıların muvafakatini almak veya terekeye bir mümessil atanmasını sağlaması ile mümkün olacaktır. Bu açıklamalar ışığında somut olay irdelendiğinde: Murisleri ...'...

              Ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır.İştirak halinde mülkiyetin gereği miras yoluyla terekeye dahil olan taşınmaz ile ilgili açılan dava ortaklardan birkaçı tarafından dava edilmiştir. Mirasçıların bir kısmı tarafından dava açılması nedeniyle mirasçılar kendi açtıkları bu davayı yalnız başına yürütemeyeceğinden davanın bütün mirasçılar ile birlikte yürütülmesi gerekir. Bu durumda mahkemece, açılan iş bu davanın görülebilmesi için diğer mirasçıların davaya katılmalarının sağlanması veya MK.640/3 maddesi gereğince terekeye temsilci tayin ettirmesi için davacılara uygun bir süre vermesi gerekir. Eğer diğer mirasçılar davaya katılmaz ve yazılı muvafakat da vermezler ise bu durumda davayı açan mirasçıların terekeye bir temsilci tayin ettirmesi gerekir (MK.640/3). Terekeye atanan temsilci, bir kısım mirasçının açtığı davaya icazet verirse davaya tereke temsilcisi tarafından devam edilir....

              Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler (TMK mad. 640/2). Bu nedenle mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. O halde, davacının vefatı ile yargılamaya devam edilebilmesi için Mahkemece, mirasçıların tamamının davaya katılmasının sağlanması mümkün olmaması halinde tüm mirasçılardan izin alınması veya terekeye temsilci atanması yoluyla taraf teşkilinin sağlanması, ondan sonra yargılamaya devam edilerek karar verilmesi gerekirken (HGK 23.06.2004 tarihli ve 2004/1-379 Esas, 2004/382 Karar sayılı kararı) taraf teşkili sağlanmadan karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir....

                Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.10.2014 gününde verilen dilekçe ile terekeye temsilci atanması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, terekeye temsilci atanması istemine ilişkindir. Davacılar vekili, tarafların ortak murisi ...'in 11.10.2004 tarihinde vefat ettiğini, müvekkilleri tarafından.... Hukuk Mahkemesinin 2011/478 Esas sayılı dosyası ile 1506 parsel sayılı taşınmazda muristen kalan 1/3 oranındaki paya ilişkin tapu iptali ve tescil davası açıldığını, anılan mahkemece ... mirasçılarını davaya dahil etmek üzere süre verildiğini ancak mirasçıların tamamını davaya dahil etmenin mümkün olmadığını ileri sürerek davacı ... .'nun muris ...'...

                  TMK’nın 644. maddesi gereğince bir mirasçı, terekeye dahil malların tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi isteminde bulunduğu takdirde sulh hakimi, diğer mirasçılara çağrıda bulunarak belirleyeceği süre içinde varsa itirazlarını bildirmeye davet eder. Elbirliği mülkiyetinin devamını haklı kılacak bir itiraz ileri sürülmediği veya mirasçılardan biri belirlenen süre içinde paylaşma davası açmadığı takdirde, istem konusu mal üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verilir. Mirasçılara gönderilecek davetiyede "belirlenen süre içinde elbirliği mülkiyetinin devamını haklı kılacak bir itiraz ileri sürülmediği veya paylaşma davası açılmadığı takdirde istem konusu mal üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verileceğinin" bildirilmesi zorunludur. Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi davalarını mirasçılar açabilir....

                  UYAP Entegrasyonu