Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu önlemler, özellikle kanunda belirtilen hâllerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir. Önlemlerle ilgili giderler, ileride terekeden alınmak üzere, başvuran kişi tarafından; önleme hâkimin re'sen karar verdiği hâllerde Devlet tarafından karşılanır. Mirasbırakan, yerleşim yerinden başka bir yerde ölmüş ise, o yerin sulh hâkimi bu ölümü yerleşim yeri sulh hâkimine gecikmeksizin bildirir ve mirasbırakanın ölüm yerinde bulunan mallarının korunması için gerekli önlemleri alarak bununla ilgili dosyayı ve varsa vasiyetnameyi yerleşim yeri sulh hâkimine gönderir." şeklinde, aynı kanunun 590. maddesinde ise; "Aşağıdaki sebeplerden birinin gerçekleşmesi hâlinde sulh hâkimi terekenin defterinin tutulmasına karar verir: 1. Mirasçılar arasında vesayet altına alınmış olan veya alınması gereken kimse varsa, 2. Mirasçılardan biri uzun süreden beri bulunamıyorsa ve temsilcisi de yoksa, 3....

Mahkemece, terekenin bilirkişi.in 21.04.2014 tarihli raporu doğrultusunda tespitine, davacının murisin ortak ve yetkilisi olduğu şirketler sebebiyle terekenin borca batık olduğunun tespiti yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Somut olayda davacının talebi TMK'nın 589. maddesi uyarınca terekenin tedbir mahiyetindeki tespiti istemine ilişkindir. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından taraflar arasındaki uyuşmazlığın TMK'nın 619. maddesi gereği terekenin resmi defterinin tutulması talebi olmayıp, terekenin korunması kapsamında tespiti (TMK. m.589) isteğine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....

    Dava, terekenin borca batık olduğunun tespiti hukuksal nedenine dayalı olarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 605/2 maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde murisin ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Bu maddeye dayanan talepler süreye tabi olmayıp, mirasçıların iyiniyetli ya da kötü niyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2 maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez....

      Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması zorunludur. Davanın özelliği gereği terekeden alacaklı olanların tümüne karşı açılması gerekmektedir (28/12/1942 tarihli 24/29 sayılı YİBK). Murisin ölümü ile tereke bütün aktif ve pasifi ile mirasçılarına geçer. Murisin vergi, prim vb. borçları da terekenin pasifi içerisinde olup terekeye dahildir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır (TMK. 605/2 md). TMK.nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilirler. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.08.2014 gününde verilen dilekçe ile terekenin tasfiyesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 11.11.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: KA R A R Davacı ... ...'ın 29.12.2010 tarihinde vefat ettiğini ve bankaya kredi kartı ve kredi borcundan dolayı borçlu bulunduğunu tek mirasçısı olan ...'in mirastan yoksun olduğunun tespitine karar verildiğini belirterek, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiye edilmesini talep etmiştir. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 612. madde hükmüne göre terekenin tasfiyesi koşullarının oluşmadığı sonucuna varılarak davanın reddine dair karar verilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 20.05.2013 gününde verilen dilekçe ile terekenin tespiti istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulü ile terekeye temsilci atanmasına dair verilen 18.02.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, terekenin tespiti ve önlemlerin alınması isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile murisler ..., ... ve ... terekesine Av. .. tereke temsilcisi olarak atanmasına karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından, taraflar arasındaki uyuşmazlığın terekenin korunması kapsamında tespiti (TMK m. 589) ve defterinin tutulması (TMK m. 590) isteğine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....

          Sulh Hukuk Mahkemesince terekenin resen tasfiye edilip edilmediğinin araştırılması, terekenin resen tasfiyesi yapılmamış ise bu mahkemenin harekete geçmesi için yazı yazılması, muris (borçlu) ... terekesi tasfiye edildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ...'in temyiz itirazlarının kabulü hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 21.11.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            O halde, mahkemece yapılması gereken; davalı mirasçıların cüzi ödeme yapmalarının, mirası kabul iradesi anlamına gelmeyeceğinin dikkate alınması ile mirasçıların anılan madde kapsamındaki iddiaları uyarınca, murisin ölüm tarihine göre terekeye dâhil herhangi bir mal varlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak terekenin borca batık olup olmadığının tespit edilmesi ile yukarıda anılan Hukuk Genel Kurulu Kararının da gözetilmek suretiyle davalı mirasçıların mirası hükmen reddettiklerine dair itirazları değerlendirilmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeden, eksik araştırma, inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

              Dava, TMK'nun 605/2. maddesinde yer alan ''ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır'' hükmüne dayanılarak açılan, mirasın hükmen reddi (terekenin borca batık olduğunun tespiti) istemine ilişkindir. Bu maddeye dayanan istemler süreye tabi olmayıp mirasçıların iyi niyetli ya da kötü niyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Dava murisin alacaklılarına karşı açılır ve murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle murisin tüm mal varlığı terekesinin aktifini, tüm borçları ise terekesinin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczinin ve dolayısıyla terekenin borca batık olduğunun açık delilidir. Davanın özelliği gereği terekeden alacaklı olanların tümüne karşı açılması gerekmektedir. (28/12/1942 tarihli 24/29 sayılı YİBK).Murisin ölümü ile tereke bütün aktif ve pasifi ile mirasçılarına geçer....

              İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF ve İSTİNAF SEBEP VE GEREKÇESİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacılar terekenin haklarını, aktiflerini kabul etmişler, en azında davalılar murisi için kabul görülen tazminatları uhdelerine geçirdiklerini, Tokat Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/197 Esas sayılı dosyası ile görülmekte olan rücu tazminatı istemli, itirazın iptali konulu davamız davacıların terekenin borçlarını kabul etmedikleri halde miras bırakanlarından kalan tazıninatı kabul ettikleri için açıldığını, muris terekesinin mal varlığı bulunmaktadır. 06.11.2021 tarihinde vefat eden murisin terekesinin borca batıklığının bu tarihte ileri sürülmesi talebin soyut ve borçtan kaçınmak maksadından ibaret olduğunu gösterdiğini, davacılar murisin terekesinin taşınır ve taşınmaz aktiflerini kabul ettiklerini, murisin terekesi vefat olayından dolayı resmen açılmış olmalıdır....

              UYAP Entegrasyonu