Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tereke Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Türk Medeni Kanununun 589. ve devamı madderiyle düzenlenen terekenin tedbir niteliğinde tespiti ve defterinin tutulmasına ilişkin kararların temyizi mümkün bulunmamaktadır. Bu itibarla temyiz isteğinin reddi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple temyiz talebinin REDDİNE, oybirliğiyle karar verildi. 25.12.2012 (salı)...

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tereke Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Türk Medeni Kanununun 589. ve devamı maddelerinde düzenlenen terekenin tedbir niteliğinde tespiti ve defterinin tutulmasına ilişkin kararların temyizi mümkün bulunmamaktadır. Bu itibarla temyiz isteğinin reddi gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda gösterilen sebeple temyiz talebinin REDDİNE oybirliğiyle karar verildi. 25.12.2012 (Salı)...

      Öte yandan davalı T7 mirasçılar dışında bir kişinin terekeye temsilci atanmasına muvafakatı olmadığı yönündeki istinaf sebebi tereke temsilcisinin şahsına yöneliktir. Yine terekeye temsilci olarak atanan T9'nin ise yaşlı biri olduğu, kendi rızası alınmadan tereke temsilcisi olarak atandığı yönündeki istinaf sebebi ise tereke temsilciliğinden (vasilikten) kaçınma sebebi olarak değerlendirilmiştir....

      SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/12/2021 NUMARASI : 2020/12 TEREKE 2021/30 KARAR DAVA KONUSU : Tereke KARAR : Bakırköy 2....

      alınmadan toplantıya devam edildiğini, dava konusu 30.03.2021 tarihli hazirun cetvelinde yer alan ortaklık yapısının şirketin gerçek ortaklık yapısını yansıtmadığını, tereke hissedarlarına davalı banka tarafından gönderilen 08/03/2022 tarih ve 136966 sayılı genel kurul davetiyesinin davalı banka yönetim kurulunca düzenlenmediğinin görüldüğünü, genel kurul hazirun cetveli hukuka aykırı olup hatalı hazirun cetveline bağlı olarak yapılan genel kurul toplantısının da emredici hukuk kurallarına aykırı olduğunu, ortaklık pay defterinin tutulması ve hazirun cetvelinin hazırlanması yönetim kurulunun yetkisinde olmasına rağmen yönetim kurulunca karar verilmek yerine şirket tarafından taleplerin reddedilmesinin de yönetim kurulunun görevini ihmal ettiğini gösterdiğini, tereke hisseleri müteveffanın ölümünden önce müteveffa toplantılara çağrılmayarak müteveffanın ölümünden sonra yasal mirasçılar toplantıya kabul edilmeyerek veya eksik temsile sebebiyet vererek şirketin nakdi sermaye artışlarında...

        Miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakimi, istem üzerine veya res'en tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. Bu önlemler özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve varsa vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir (TMK.nun 589/1- 2 maddesi). Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Bu işlem, tespiti yapılan malvarlığı unsurlarının terekeye ait olduğu, tespit edilmeyenlerin de terekeye ait olmadığına delil teşkil etmez. Mirasçıların, tespit olunanlara "onay" vermeleri veya benimsemeleri, onları tespiti yapılmamış olan borçlara ilişkin sorumluluktan kurtarmayacağı gibi, tespit edilmemiş olan tereke alacakları için de talepte bulunamayacakları anlamına gelmez....

        Sulh Hukuk Mahkemesinin 2000/11 Tereke sayılı dosyasında tereke tespiti talep edilmiş, Tereke Hakimliğinin 11.07.2000 tarihli yazısı üzerine, davalı bankanın ....07.2000 tarihli cevabi yazısı ile mevcut hesaplara rehin konulmuştur. Davalı bankanın 11.04.2001 tarihli yazısı ile rehinli hesaptaki paranın 07.08.2000 tarihinde mirasçılara ödendiği mahkemeye bildirilmiş, keza mahkemenin ......2001 tarihli yazısı ile de banka görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunulmuştur. Bu durumda Tereke Hakimliği'nce bankadaki paranın usulsüz şekilde çekildiği en son ......2001 tarihinde öğrenilmiştir. Eldeki dava ise 07...2011 tarihinde on yıllık zamanaşımı süresi geçirildikten sonra açılmış olup davada zamanaşımı gerçekleşmiştir. Mahkemece TMK 625 maddesine dayanılarak zamanaşımının işlemeyeceği kabul edilmiş ise de anılan hüküm tereke borçları için getirilmiş olup eldeki davada tereke alacaklı olduğu için somut uyuşmazlık yönünden bu hükmün uygulanma imkanı yoktur....

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 16/02/2023 NUMARASI: 2022/687 Esas - 2023/132 Karar DAVA : İtirazın İptali (Tereke Alacağından Kaynaklı) BİRLEŞEN BAKIRKÖY 4. ATM'NİN 2022/659 ESASLI DOSYASI DAVA: İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/05/2023 Asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı usulden reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü; DAVA: Asıl ve birleşen davada davacı vekili, ... terekesine ait çeklerin mirasçılardan ... tarafından diğer mirasçıların muvafakatı olmaksızın davalılara verilerek tahsil edildiğini, terekeye ait alacağın tereke dosyasına yatırılmaması nedeniyle tereke mahkemesi tarafından kendilerine verilen yetki kapsamında asıl ve birleşen davaya konu edilen Bakırköy ......

            Mirasçılar arasında uyuşmazlık olsa da olmasa da terekeye temsilci atanmasını yasal veya atanmış mirasçılar isteyebilir. Yetkili mahkeme, miras bırakanın yerleşim yeri mahkemesidir. Görevli mahkeme ise , sulh hukuk mahkemesidir. Tereke temsilcisi kayyım gibidir. Tereke temsilcisi olarak mirasçılardan biri atanabileceği gibi üçüncü kişi de temsilci atanabilir. Ancak, mirasçılar arasında çıkar çatışması olduğu usulünce ispat edilirse, mirasçılardan biri terekeye temsilci atanmamalıdır. Miras ortaklığı temsilcisi (TMK 640.madde) özel kayyım niteliğindedir. TMK'nun 431. maddesi uyarınca vasi tayininde usul kayyım (mümessil) için de uygulanır. TMK'nun 422. maddesi gereğince vasinin sıfatına karşı yapılan itirazları veya vasinin ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini (özürleri) inceleme görevi ile ilgili yasal hükümlerin mümessile yapılan itirazın yada kaçınma sebeplerinin incelenmesinde de gözetilmesi zorunludur....

            Mirasçılar tarafından, terekeye dahil olan bir taşınmazdaki miras hissesinin satış işlemine konu edilmesi, Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesi anlamında, tereke mallarını kendisine maletme (mirasın benimsenmesi) anlamına gelir ve ret hakkından yoksun kalırlar. Somut olayda, murisin ölüm tarihi 27.09.2012 olup, murisin ölümünden sonra ... ili ... ilçesi ... Mahallesi 6302 ada 14 parseldeki taşınmazdaki murise ait payın 31.03.2014 tarihinde mirasçılar tarafından satıldığı anlaşılmaktadır. Mirasçılar tarafından terekeye dahil olan bir taşınmazın satış işlemine konu edilmesi TMK 610/2 maddesi anlamında tereke malının (mirasın) benimsenmesi anlamına gelir ve mirasçı ret hakkından yoksun kalır. Bu durumda mahkemece mirasçı olan davacıların ret hakkının düştüğü gözetilerek davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir....

              UYAP Entegrasyonu