Sulh Hukuk (Tereke) Mahkemesi ile Bursa 3. Sulh Hukuk Mahkemesi arasında oluşan görev uyuşmazlığı Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 15.12.2014 gün ... sayılı ilâmıyla Bursa 1. Sulh Hukuk (Tereke) Mahkemesi yargı yeri olarak belirlenmek suretiyle giderilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 23/2. maddesi uyarınca 17. Hukuk Dairesince verilen merci tayini kararının mahkemeleri bağlayıcılığı özelliği vardır. O halde, uyuşmazlığın Bursa 1. Sulh Hukuk (Tereke) Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; Bursa 1. Sulh Hukuk (Tereke) Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 03/05/2016 gününde oy birliği ile karar verildi....
Asıl dava yönünden ise; asıl ve birleştirilen davaların tümünün mirasçılardan ... tarafından açıldığı, ancak mahkemece 14.05.2013 tarihli celsede davacının davacı sıfatından çıkartılmasına karar verildiği, devam eden yargılama sürecinde davanın değişen tereke temsilcileriyle takip edildiği, en son tereke temsilcisinin davayı açan mirasçı olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece mirasçılar arası davalarda tereke temsilcisinin husumet ehliyeti bulunmadığına ilişkin ret kararı verilmişse de hükmün isabetli olduğunu söyleme imkanı bulunmamaktadır. Davacı mirasçının, dava tarihi itibariyle hem kendi miras payına yönelik hem de tüm mirasçılar adına talepte bulunması ve devam eden süreçte terekeye temsilci atanmış olması nedeniyle tereke adına talepte bulunduğundan istemlerin tereke adına incelenmesi gerekir. Hükmün bu nedenle bozulmasına karar verilmiştir. VI....
Eldeki davada, İlk Derece Mahkemesi kararının tereke temsilcisi tarafından istinaf edildiği, İlk Derece Mahkemesince tereke temsilcisinin istinaf başvurusunun HMK’nın 344 üncü maddesi uyarınca yapılmamış sayılmasına dair ek karar verildiği ve tereke temsilcisi tarafından ek kararın süresi içinde temyiz edilmediği, anlaşılmakla tereke temsilcisinin temyiz dilekçesinin reddi gerekir. 2. Davacı vekilinin temyiz dilekçesine gelince; Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 3....
Somut olaya gelince; temyize konu karar tereke temsilcisine tebliğ edilmesine rağmen tereke temsilcisi tarafından kararın temyiz edilmediği, karara karşı bir kısım davacılar vekilinin temyiz talebinde bulunduğu anlaşılmıştır. Ne var ki; mirasçı davacıların davada takip yetkisinin kalmaması nedeniyle karara karşı temyiz talebinde bulunmalarına yasal olanak yoktur. Bu nedenle bir kısım davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin reddi gerekmektedir. Öte yandan, HMK'nın “Fer’i Müdahale” başlıklı 66 ncı maddesinde; “Üçüncü kişi, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer'î müdahil olarak davada yer alabilir.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Fer’i müdahalede üçüncü kişi, hukuki yararı olduğu gerekçesiyle görülmekte olan davaya ancak taraflardan birinin yanında ve onun yardımcısı olarak katılır....
kabul edilmediği, taraflar arasında tereke temsilcisi atanması hususunda anlaşma olmadığından Denizli Baro Başkanlığına müzekkere yazılarak bir tereke temsilcisinin bildirilmesinin istenildiği, Denizli Barosu tarafından T6 tereke temsilcisi olarak bildirildiği, temsilciye usulüne uygun tebligat yapıldığı, temsilcinin mahkeme huzurunda alınan beyanında söz konusu dosyada terekeyi temsil etmeyi kabul ettiğini beyan ettiği, tereke temsilcisi tarafından uygun bir ücret talep edildiği, terekede bulunan mal varlığı gözönüne alınarak tereke temsilcisine aylık 4.000,00TL ücret takdirine ve bu ücretin tereke gelirinden karşılanmasına, muris T3 terekesinin yönetimi için T6 terekeye temsilci olarak atanmasına karar vermek gerektiği" gerekçesiyle Davacının davasının kabulü ile; muris T3 terekesinin yönetimi için T6 tereke temsilcisi olarak atanmasına, Tereke temsilcisine 4.000 TL aylık ücret takdirine, ücretin tereke gelirinden karşılanmasına, şeklinde karar verilmiştir....
Hukuk Dairesi bozma ilamında tereke adına dava açılmadığına göre terekeye mümessil tayin edilerek yargılamaya devam edilmesi de pay oranında açılan davanın dinlenmesini mümkün hale getirmez hükmü karşısında bu dosya için mümessil tayini istenemeyeceğini, mümessil tayinini kabul etmediklerini bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucu; davacı vekilinin dava dilekçesi ve duruşmalardaki sözlü ve yazılı beyanlarında özetle, tereke adına tapu iptal ve tescil davası ile bankalarda mevduatı bulunmadığı tespit edilen müteveffanın geçmişteki mevduatına ilişkin olmak üzere ileride tereke adına açacakları "terekeye döndürme istemli davalarda" terekeyi temsil etmek üzere tereke temsilcisi atanmasını talep ettiği görülmekle, İstanbul 12....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2000/11 Tereke sayılı dosyasında tereke tespiti talep edilmiş, Tereke Hakimliğinin 11.07.2000 tarihli yazısı üzerine, davalı bankanın ....07.2000 tarihli cevabi yazısı ile mevcut hesaplara rehin konulmuştur. Davalı bankanın 11.04.2001 tarihli yazısı ile rehinli hesaptaki paranın 07.08.2000 tarihinde mirasçılara ödendiği mahkemeye bildirilmiş, keza mahkemenin ......2001 tarihli yazısı ile de banka görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunulmuştur. Bu durumda Tereke Hakimliği'nce bankadaki paranın usulsüz şekilde çekildiği en son ......2001 tarihinde öğrenilmiştir. Eldeki dava ise 07...2011 tarihinde on yıllık zamanaşımı süresi geçirildikten sonra açılmış olup davada zamanaşımı gerçekleşmiştir. Mahkemece TMK 625 maddesine dayanılarak zamanaşımının işlemeyeceği kabul edilmiş ise de anılan hüküm tereke borçları için getirilmiş olup eldeki davada tereke alacaklı olduğu için somut uyuşmazlık yönünden bu hükmün uygulanma imkanı yoktur....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2022/261 Tereke sayılı dosyasında aynı murise ait teslim talepli dava açıldığı, dosyanın Konya 4.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2022/32 Tereke sayılı dosyasından yetkisizlik kararı verilerek geldiği, 2022/261 Tereke sayılı dosyada kolluk marifetiyle murisin adresinin araştırmasının yaptırıldığı ve yazı cevabına göre Konya Sulh Hukuk Mahkemelerinin yetkili olması nedeniyle karşı yetkisizlik kararı verildiği, dosyanın yargı yeri belirlenmesi için Yargıtay'a gönderildiği ve Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2022/16412 Esas, 2023/3606 Karar sayılı ilamı ile Konya 4. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verildiği, bu kere aynı muris hakkında tereke eşyasının teslimi için açılan dava dosyasında Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2022/16412 Esas ve 2023/3606 Karar sayılı ilamı dikkate alınarak Konya 5.Sulh Hukuk Mahkemesi'nin yetkili olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. II. GEREKÇE A....
Somut olayda, tereke temsilcisi ......
Bilindiği üzere, terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Nitekim, tereke temsilcisinin atanması ile tereke ortağının ya da ortaklarının terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçı veya mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve bununla bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. Tüm bu açıklamalar karşısında, davayı takip yetkisi sona eren bir kısım davacı mirasçıları vekilinin 17.06.2016 tarihli temyiz dilekçesinin REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine, 22/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....