ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 05/11/2013 NUMARASI : 2012/475-2013/655 Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava elatmanın önlenmesi yıkım, birleşen dava temliken tescil, mümkün olmaz ise intifa hakkı tesisi istemine ilişkin olup, elatma isteğinin reddine, temliken tescil isteğinin kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlıklarda öncelikle temliken tescil isteğinin çözümlenmesi gerekmektedir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 8 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 22.01.2015 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır....
Davanın kabulüne dair verilen karar Dairece; “... davalının haklı ve geçerli bir nedeni bulunmaksızın davacıya ait çaplı taşınmaza taşkın yapı yapmak suretiyle elattığı belirlenerek ve çapa üstünlük tanınarak elatmasının önlenmesine karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak, davalının Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/658 esas sayılı dosyasında temliken tescil davası açtığını bildirmiş olması ve eldeki davada, diğer isteklerin yanında yıkım talebinin de yer alması ve temliken tescil davasında verilecek kararın eldeki davayı doğrudan etkileyecek olması, nedeniyle HUMK.’nun 45. maddesi hükmü çerçevesinde değerlendirme yapılmak suretiyle her iki davanın birleştirilerek görülmesi ya da temliken tescil davasının eldeki dava için bekletici sorun yapılması ve belirlenerek mülkiyet durumu gözetilmek suretiyle yıkım isteği yönünden bir karar verilmesi gerektiği” hususlarına değinilerek bozulması üzerine, mahkemece önceki kararda direnildiği belirtilerek davanın kabulüne...
Mahkemece, davanın temliken tescil talebi yönünden reddine, tazminat talebi yönünden kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili ile davalılar vekili temyiz etmişlerdir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun (13.6.1984 tarih ve 1982/358 Esas, 1984/710 Karar sayılı; yine 26.10.2005 tarih 2005/14-587 Esas, 2005/609 Karar sayılı, 2010/4-4 Esas, 2010/56 Karar sayılı ilamlarında) açıklandığı üzere elatmanın yanı sıra yıkım isteminin ve temliken tescil isteminin de söz konusu olduğu hallerde tüm müşterek maliklerin karşılıklı olarak davada yer almaları gereklidir. Davada temliken tescil talebi bulunduğundan 64 ada 54 parselin güncel tapu kaydının getirtilerek tüm maliklerin usulüne uygun olarak davada yer almasının sağlanması gerekir. Taraf teşkili tam olarak sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik taraf teşkiliyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....
Birleştirilen dosya davacıları dava konusu yere ilişkin temliken tescil talebinde bulunmuş ise de, inşaat yaptıkları yerin kendilerine ait olmadığını bilmektedirler. Tapu maliki Belediye bu yerin davalı-karşı davacılara kiralandığına dair kira sözleşmesini delil olarak dosyaya sunduğu gibi temliken tescil davacıları vekili 14.12.1982 tarihli duruşmada "müvekkillerimin kiracı olduğunu kabul ediyoruz" şeklinde beyanda bulunmuştur. Arsa sahibinin inşaat yapımı sırasında karşı koymamış olması temlik vaadinde bulunduğu anlamına gelmez. Bu itibarla, birleştirilen davada temliken tescil davacıları iyi niyetli olmayıp, lehlerine sübjektif şart gerçekleşmemiştir. Burada önemli olan husus öncelikle sübjektif koşulun gerçekleşmiş olmasıdır. Bu koşulun bulunmadığı hallerde diğer koşulların gerçekleşmiş olması davanın kabulü için yeterli değildir....
Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan malzeme sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir.(Sübjektif koşul) İyiniyet koşulunun gerçekleşmediği durumlarda diğer koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılmasına gerek bulunmamaktadır. Somut olaya gelince; temliken tescil isteyen ...'ın dava konusu taşınmazı tapu maliklerinden herhangi bir sözleşmeyle haricen satın aldığı kanıtlanamamıştır. Birleştirilen davanın davacısı ... 4721 sayılı TMK'nın 724. maddesi gereğince bina yaptığı yerin bedeli karşılığında temliken tescili talebinde bulunmuş, ancak bu talebinin kabul edilmemesi halinde tazminat istememiştir....
Karşı davada Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayanılarak temliken tescil talep edilmiştir. Mahkemece, elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil davasının kabulüne, temliken tescil istemine ilişkin karşı davanın ise, reddine karar verilmiştir. Hükmü, asıl davanın davalısı ve karşı davacı temyiz etmiştir. Uyuşmazlık konusu taşınmaz tapuda 1227 parsel sayısıyla davacı ve karşı davalılar adına kayıtlıdır. Türk Medeni Kanununun 683. maddesi hükmünce bir taşınmaza malik olan kimse kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine de sahiptir. Malik malına haksız elatan kimselerin önlenmesini dava edebileceğinden, mülkiyet hakkına dayalı istem ile ecrimisil isteminin yazılı olduğu şekilde kabulünde yanılgı yoktur....
Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulüne ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına davanın kabulüne , davalının savunma yoluyla temliken tescil talebinin reddine şeklinde hüküm kurulmuş olup, bu kez davalı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, yapılan yargılama ve uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere, hukuki ilişkinin nitelendirmesine, Bölge Adliye Mahkemesinin (1-D) bendinde yer alan davalı tarafından depo edilen ve davalıya iade edilmesi gereken temliken tescil bedeli olduğundan "davacı tarafından mahkeme veznesine depo edilen 1407,00 TL temliken tescil bedelinin davalıya iadesine" şeklindeki yazım maddi hata...
Davanın temliken tescil isteği yönünden kabulüne ilişkin olarak verilen karar, dairece; “davacıların isteklerini temliken tescile hasrettikleri tarih itibariyle davacıların zararının belirlenmesi ve faize hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile dava tarihi itibariyle davacıların zararının belirlenmesi ve karar tarihinden itibaren faize hükmedilmesi suretiyle davacılar aleyhine karar verilmiş olması doğru olmadığı” gerekçesiyle bozulması üzerine mahkemece bozmaya uyularak temliken tescil isteğinin kabulüne karar verilmiştir. Karar, bir kısım davalılar ve dahili davalı ... tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Bir kısım davalılar ve dahili davalı ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ,YIKIM,TEMLİKEN TESCİL Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada; Davacı, miras bırakan dedesi ... oğlu ...'ın kayden paydaşı olduğu 847 parsel sayılı taşınmaza davalının taşkın bina yapmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmesini istemiştir Davalı, davanın reddini savunarak, bileşen davasında temliken tescil istemiştir. Davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece “... davacının mirasbırakanları adına kayıtlı taşınmaza davalının yaptığı ahır, samanlık ve odunluk yönünden elatmanın önlenmesi ve yıkım davasının kabulünün doğru olduğu, ayrıca, davalıya ait evin taşkın bölümü bakımından ifraz koşulu dışındaki ....'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım, birleşen dava temliken tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümünün ortak hükümler kısmında açıkça “ Bir davada, birkaç hukuk dairesinin görevine giren uyuşmazlık sözkonusu ise, temyiz incelemesi, uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişkiye ait hüküm ve kararları inceleyen daire tarafından yapılır ” düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda öncelikle temliken tescil isteğinin değerlendirilmesine ihtiyaç vardır. Öte yandan karar da temliken tescil davasının davacısı tarafından temyiz edilmiştir. O halde sözkonusu işbölümü gereğince temyiz inceleme görevi Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır....