Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak TBK. m.69'de öngörülen sorumluluğun söz konusu olması için, yapı eserinin yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden kaynaklanan bir zararın doğması gerekir. Eş söyleyiş ile meydana gelen zarar ile yapı eserinin bozukluğu ve ya bakım eksikliği şekildeki eylem arasında illiyet bağı olması gerekir. Yapı eseri sahibi ancak, davacının kusuru, üçüncü kişinin kusuru ve mücbir sebebin varlığı ile bu illiyet bağının kesildiğini ispatlaması halinde sorumluluktan kurtulabilecektir. Bu noktada, davalı şirketin bakım ve gözetim sorumluluğu altında bulunan enerji nakil kaynaklandığı iddia olunan yangında, davalı kurumun sorumluluğu Dairemizce tehlike sorumluluğu olarak kabul ediliyor olmakla birlikte, tazminat yükümlülüğü için yukarıda açıklandığı şekilde yangının çıkış sebebinin, somut olay açısından kesin bir şekilde belirlenmesi, meydana gelen zarar ile yapı eserinin bozukluğu veya bakım eksikliği şekildeki eylem arasında illiyet bağının ispat edilmesi gerekir....

    Maddesinde sorumluluğunun belirtildiğini; bu madde gereğince davalının yapımdaki bozukluk ve eksikliklerden doğan zararları gidermekle yükümlü olduğunu; Türk Borçlar Kanunu Yapı malikinin sorumluluğuna ilişkin 69. maddede düzenlemeye yer verildiğini; Yargıtay 4.HD, T. 28.11.2005, E.2004/16308- K.2005/127881 sayılı kararında da bu durumun açıkça ifade edildiğini; yapı malikinin sorumluluğu kapsamında yapım bozukluğu, bir inşaatın kötü yapılmasını, imal ve inşaat zamanında uyulması gerekli olan teknik kurallara uyulmamış olmasını ifade ettiğini; bir yapı eserinin malikinin bunların hiç kimse ve hiçbir şey için tehlike taşımayacak şekilde yapılmasını ve işlemesini garanti etmekle yükümlü olduğunu; bu nedenle, bir yapı eserinde herhangi bir yapım bozukluğu olmasa bile, ek güvenlik ve koruma tertibatının bulunmamasının yine de bir yapım eksikliği sayıldığını; bakımsızlık ve koruma eksikliğinin ise, bir inşaatın kullanmaya uygun ve tehlikeleri önleyecek biçimde korunmamasını ifade ettiğini; bakım...

    Müteselsil sorumluluk; zarar görene, diğer borç ilişkilerine oranla zarar verenler karşısında güçlü ve ayrıcalıklı bir durum sağlar. Buna göre, zarar gören tazminatın tamamını, dilediği takdirde zarar verenlerin tamamından talep edebileceği gibi, bir kısmından veya sadece birinden de talep edebilir. Ancak, burada " tek zarar, tek tazminat" ilkesi geçerli olduğundan, tazminat ödeme borcu, zarar verenlerden biri tarafından yerine getirildiğinde sona erer. Zarar gören, diğer zarar verenlerden tazminat talep edemez. Diğer taraftan bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. Yapı malikinin sorumluluğu, bir bina ya da diğer bir inşa eserinin bizatihi kendisinden kaynaklanan bir nedenle oluşan zarardan sorumluluğu kapsamakta olup, niteliği itibariyle kusursuz sorumluluk türlerinden "olağan sebep sorumluluğu"dur. Burada malike kurtuluş kanıtı sunma olanağı tanınmamıştır....

      Ancak, araç maliki olarak husumet yöneltilen diğer davalının meydana gelen zarardan sorumlu tutulup tutulamaycağı hususunun tartışılması ve açıklığa kavuşturulması gerekecektir. Hemen belirtmek gereki ki, motorlu aracın işletilmesi halindeki sorumluluk, motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sebebiyle bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veyahut bir şeyin zararına neden olması halinde işletenin tabi olduğu sorumluluktur. Doktrinde ve uygulamada işletenin bu tür sorumluluğunun bir tehlike sorumluluğu olduğu duraksamaya yer vermeksizin kabul edilmektedir. 2918 sayılı KTK'nun 85/1.inci maddesinde işletenin sorumluluğu düzenlenmiş olup, tehlike sorumluluğu aracın işletilmesine bağlanmış ve anılan Yasanın 86.ıncı maddesinde de tehlike sorumluluğuna kısmen sınırlandırma getirilmiştir....

        Olayın gerçekleştiği tarihte ve halen enerji nakil hattının maliki ilgili kanun gereği davalı TEDAŞ olup, diğer davalı bu enerji hatlarının işleticisi konumunda bulunduğundan husumetin TEDAŞ' a yöneltilmesinde bir hata yoktur. O halde mahkemece, olay tarihinde enerji nakil hattının maliki olması nedeniyle TBK m.71 uyarınca "Tehlike Sorumluluğu" ile TBK m. 69 uyarınca "Yapı malikinin sorumluluğu" na dayanarak TEDAŞ'a husumetin yöneltilebileceği dikkate alınarak bu davalı yönünden işin esasına girilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı gerekçeleyle husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bu yönüyle kaldırılması gerekmiştir. (bknz. Yargıtay 3. H.D. 2022/6672 E. 2022/9749 K. Sayılı ilamı, Yargıtay 3. H.D. 2020/12409 E. 2021/3851 K. Sayılı ilamı) Davalı şirket (Aras Elektrik), bölgede elektrik enerjisinin dağıtımını yerine getirmekte olup TEDAŞ ise enerji nakil hattının maliki konumundadır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesat bedelinden kaynaklanan tazminat Türk Medeni Kanunu'nun 684 ve 718. maddeleri hükümleri gereğince yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Ancak, yasa koyucu somut olaydaki taşınmazların durumunu genel hükümlere bırakmamış, bu konumdaki taşınmazların maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi Türk Medeni Kanunu'nun 722, 723. ve 724. maddelerinde özel olarak düzenlemiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 723. maddesindeki düzenlemede ise; a) Malzeme sahibinin iyiniyetli olması halinde; aşırı zarar doğması sebebiyle yapı yıkılamadığı takdirde taşınmaz malikinin malvarlığında sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden, taşınmaz malikinin malzeme sahibine muhik (haklı) bir tazminat vermesi gerektiği, b) Malzeme sahibi iyiniyetli değilse; tazminat miktarının, levazımın en az kıymetini geçemeyeceği belirtilmiştir....

          Kat karşılığı konut inşaatı yaptırılmak üzere ihale düzenlenmiş, T3 ile Demirli İnşaat-İslam Demirli arasında 22/04/2013 tarihinde kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesi imzalanarak bu sözleşme kapsamında Demirli İnşaat-İslam Demirli'ye yer teslimi yapılmış ve bu tarihten sonra yangın meydana gelmiş ise de, olayda davacı tarafından yapı malikinin sorumluluğuna dayanılmaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere, yapı malikinin sorumluluğu kusursuz sorumluluk olup, kat karşılığı inşaat sözleşmesi nedeniyle binanın Demirli İnşaat-İslam Demirli'ye teslim edilmiş olması illiyet bağını kesen bir sebep değildir. Davalı bina maliki olarak kusursuz sorumluluğu gereğince binanın bakımı ve korunması ile sorumlu olup, gerek itfaiye raporunda gerekse bilirkişi raporunda kimliği belirsiz kişilerce binaya ısınmak maksadıyla girilerek ateş yapılması neticesinde yangın olayının meydana geldiği ifade edildiğinden bakım ve denetim eksikliği nedeniyle davalının sorumlu olduğu açıktır....

          Taraflar arasındaki uyuşmazlık ise; davacı şirket nezdinde sigortalının iş yerinde meydana gelen su baskını nedeni ile sigortalısına ödemiş olduğu------ hasar tazminatının halefiyet koşulları gereği davalı şirketin sigortalısı iş yerinin malikinin borçlar kanunun ---- maddesine göre sorumlu olup olmadığı, yapı malikinin kusursuz sorumluluğu esaslarına dayanılıp dayanılmayacağı, davalının sigortalısı nedeni ile davalının sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise ödenen hasar bedellerinin kadri maruf olup olmadığı hususlarında toplandığı tespit edilmiştir. Tarafların bildirdiği deliller toplanmış, dosya bilirkişi heyetine tevdi edilerek ---- tarihli bilirkişi heyet raporu alınmıştır....

            İspat yükünü yerine getirdiği takdirde kural olarak bina veya imal olunan şeyin malikinin sorumluluğu söz konusu olacaktır.Malik, mücbir sebep, zarar görenin veya üçüncü kişinin kusuru nedeniyle illiyet bağının kesildiğini kanıtlar ise sorumluluktan kurtulabilecektir....

            G E R E K Ç E Uyuşmazlık, tehlike ve yapı malikinin sorumluluğu nedeniyle taşınmaza yağılan müdahalenin men'i, ecrimisil ve maddi tazminat isteminden kaynaklanmaktadır. İDM'ce yukarıda gösterilen gerekçelerle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. (I) Dava dilekçesi davalı şirkete 02/07/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekili 05/07/2018 tarihinde cevap süresinin uzatılmasını talep etmiştir. İDM 09/07/2018 tarihinde cevap süresinin ara kararın tebliğinden itibaren 2 hafta kadar uzatılmasına karar verilmiştir. Davalı vekili 06/09/2018 tarihinde davaya karşı cevap dilekçesi vermiş, husumet ve zamanaşımı def'inde bulunarak esastan davanın reddini savunmuştur. Dava dilekçesinin tebliğ tarihi olan 02/07/2018 tarihine göre 2 haftalık cevap süresi 16/07/2018 tarihinde sona ermektedir. İDM'ce cevap süresi 2 hafta uzatıldığına göre 30/07/2018 tarihinde cevap süresi sona ermektedir....

            UYAP Entegrasyonu